Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/804 E. 2022/1026 K. 08.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/804 – 2022/1026
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/804
KARAR NO : 2022/1026
KARAR TARİHİ : 08/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2022
NUMARASI : … ESAS
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Sözleşmenin Uyarlanması)
KARAR TARİHİ : 08/07/2022
YAZIM TARİHİ :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2022 tarih ve … Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: müvekkil ile davalı arasında imzalanan 10/07/2017 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi gereğince 12/07/2017 tarihinde USD cinsi kredi kullandırıldığını, kredinin kullanıldığı tarihte USD döviz satış kurunun 3,6091.TL olduğunu, ancak ülkemizde son dönemde yaşanan olağanüstü ekonomik gelişmelere bağlı olarak USD döviz kurunun 07/12/2021 tarihinde 13,6913.TL’ye ulaştığını, döviz kurundaki bu artış nedeniyle müvekkilin kredi taksitlerini ödemekte çok ciddi anlamda zorlanmaya başladığı için, kredi taksitleri banka tarafından müvekkile ait hesaptan doğrudan tahsil edildiği için davalıya 07/12/2021 tarihinde “Bankanızdan kullanmış olduğumuz Döviz Endeksli Kredilerimize ait taksitlerin ödemelerinde ” Uyarlama davası açma hakkımız saklıdır” şeklinde açıklamanın yazılmasını rica ederiz” şeklinde dilekçe verdiğini, uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk başvuru yapılmış ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, diğer taraftan tedbir kararı verilmemesi halinde, taksitler ödenemeyeceği için müvekkil temerrüte düşeceğini, bu durumda taraflar arasındaki sözleşme gereğince temerrüt hükümleri devreye gireceğini ve yasal işlem başlatılmasının gündeme geleceğini, müvekkilinin borcunu ödemek istediğini, ancak bu konuda makul ve ödenebilir bir taksit miktarının tespiti gerektiğini, aksi takdirde bu dava ile elde edilmek istenen amacın gerçekleşmeyeceğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, HMK 389. Maddesi gereğince taksitlerin mahkemece uygun görülecek TL tutarı üzerinden ödenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile uyarlama davası hakkının saklı tutulduğuna dair dilekçesinin verildiği 07/12/2021 tarihinden sonra TBK madde 138 uyarınca uyarlanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2022 tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile; Dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde verilemeyeceği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebi ile; HMK’nun 389. Maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” şeklinde düzenleme yapıldığını, uyarlama davasında yasal koşulların varlığı halinde ihtiyati karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde başka bir deyişle davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını, tedbir talebinin reddi gerekçesi dayanaktan yoksun olduğunu, ihtiyati tedbirlerin, teminat amaçlı ihtiyati tedbirler, düzenleme amaçlı ihtiyati tedbirler ve eda amaçlı ihtiyati tedbirler olarak sınıflandırıldığını, ihtiyati tedbir talebi yönünden gerekli şartlar yasal düzenleme ve içtihatlarla ortaya konulduğunu, diğer taraftan bu aşamada tedbir kararı verilmemesi halinde, taksitler ödenemeyeceği için müvekkilinin temerrüte düşeceğini, bu durumda taraflar arasındaki sözleşme gereğince temerrüt hükümleri devreye gireceğini ve yasal işlem başlatılmasının gündeme geleceğini, müvekkilinin borcunu ödemek istediğini, aksi takdirde bu dava ile elde edilmek istenen amaç gerçekleşmeyeceğini, bu nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının kaldırılarak, HMK 389. Maddesi gereğince taksitlerin mahkemece uygun görülecek TL üzerinden ödenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkin olup, istinaf başvurusuna konu uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin olarak verilen ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, İlk Derece Mahkemesince verilen 11/03/2022 tarihli ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuşur.
6100 sayılı HMK’nın “İhtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. Maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesi de “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” şeklindedir.
HMK’ nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.
Dava konusu somut olayda, davacı tarafından kredi taksitlerinin mahkemece uygun görülecek TL tutarı üzerinden ödenmesi yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de, mahkemece kredi taksitlerinin TL tutarı üzerinden ödenmesine karar verilmesinin davanın esasını çözümler nitelikte olduğu, davanın esasını çözümler nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin davanın esasını çözer nitelikte talep içerdiği gibi ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2022 tarih ve … Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 08/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır