Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/765 E. 2022/896 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/765 – 2022/896
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/765
KARAR NO : 2022/896
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
YAZIM TARİHİ : …

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … esas sayılı ara kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
TALEP EDENİN İDDİALARININ ÖZETİ :
Talep eden vekili, davalı şirketin 15.10.2021 tarihli 2021-02 sayılı Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan sermaye arttırım kararında muhalefet şerhleri olmasına rağmen alınan sermaye arttırım kararının kanun, sözleşme ve iyi niyet hükümlerine aykırı ve kötü niyetli olup davacı müvekkilini sıkıntılı duruma düşürerek sistemli bir şekilde payının alınmak istendiğini, müvekkilinin 1/4 paya tekamül eden 500 payla davalı şirkete ortak olduğunu, şirket müdürü … … ve ortak … … hakkında kısıtlı müvekkilinin mallarının vesayet altında olmasına rağmen üzerlerine geçirdikleri için açılan Tapu İptali ve Tecil davaları bulunduğunu, davalı şirketin ödenmiş sermayesini yitirmediğini, öz varlığının eksi değere düşmediğini, borca batık olmadığını, muhasebe verilerine ve reel duruma göre sermaye arttırımının gerekli olmadığını, çoğunluğu elinde bulundurarak diğer ortakların kötü niyetle davacı kısıtlının payını alarak ortaklıktan çıkarmak üzere alınan bir karar olduğunu, şirket ortağı … … ve işlemleri yapma konusunda vekalet düzenleyen Noter, Noter Yazı İşleri Katibi, vekalet tanıklar ve fiil ehliyeti vardır raporunu veren doktor hakkında Adana 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin 2012-2020 yılları arasında kendisine tek kuruş kâr payı ödenmeyerek mağdur edildiğini, şirketin faaliyet konusunun akaryakıt istasyonunda akaryakıt satışı ve istasyondaki marketin işletilmesi olup faaliyet alanından kâr edildiğini, ayrıca şirketin faaliyette bulunduğu mülkiyeti şirkete ait arazinin üzerinde bulunan kira geliri getiren iş yerinin bulunduğunu, davalı şirkete ait 12-15 arası çok katlı konut amaçlı kullanılan yapılar bulunduğunu, ancak davalı şirketteki diğer ortakların kötü niyetin sınırlarını zorlayarak on yıldır mağdur ettikleri davacıya taşınmazlarla ilgili gelecekte elde etme ihtimali yüksek olan menfaatten de mahrum bırakmaya çalıştıklarını, davacı ve diğer ortakların akraba olduğunu, TTK’na göre davalı şirketin Adana 1.Noterliği’nde 13.05.1991 tarih … yevmiye nolu Şirket Ana Sözleşmesi’nin 5. maddesi uyarınca münfesih olduğunu, bu nedenlerle 15.10.2021 tarihli 2021-02 sayılı sermaye arttırım kararının tedbiren uygulanmaması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2021 tarihli tensip zaptının 16 nolu ara kararında, davalı şirket müdürü tarafından beyanda bulunulduğunda ya da verilen süre bittiğinde, davacı vekilinin 15/10/2021 tarihli 2021-02 sayılı Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan sermaye arttırım kararının yürütülmesinin durdurulması talebi konusunda karar verilmek üzere dosyasın ele alınmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN ARA KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen … tarihli ara karar ile; iddiaların yargılamayı gerektirmesi, şirket işleyişinin devam etmesi, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zarar doğacağına yönelik de emareler bulunmaması, genel kurul kararının uygulanmasının geri bırakılması yönünden mevcut veya yakın bir tehlikenin varlığı konusunda yaklaşık bir kanaat oluşturacak delil sunulmaması ve tarafların menfaat dengeleri de dikkate alınarak, TTK’nun 449.maddesi uyarınca yürütülmesinin tedbiren geri bırakılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir isteyen vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; 15/10/2021 tarihli 2021-02 sayılı sermaye arttırım kararının, müvekkilinin, sermaye artırımını yapacak ekonomik güce sahip olmadığını, müvekkilinin yakın akrabaları olan, kötü niyetli diğer ortakları … …, … … ve diğer ortaklar bildikleri için ve ekonomik sıkıntıya düşmesine bilinçli şekilde sebep oldukları için davacının payını usulsüz şekilde almalarına sermaye artırım kararının uygulanmasının sebep olabileceğini, davacının haklarını ihlal edilen şirket ortağı oğulları … ve … ile işbirliği yapan, kötü niyetli ortakların sermaye artırımını yapamayan davacının hisselerini düşük bedellerle elinden alarak mağdur olmasına neden olmaya çalıştığını, ilk derece mahkemesinin kararında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği belirtilmiş ise de, dosyadaki beyanları, sunulan deliller ve iptali istenen genel kurul karar içerikleri hiç tartışılmadan, TTK 449.maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin görüşünü almaya yönelik işlem yapmadan karar verildiğini, TTK’nun 390/3 maddesinde, tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Kanun maddesine uygun olarak haklılıklarını yaklaşık olarak ispat etme zorunluluğunu yerine getirdiklerini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
GEREKÇE :
Dava, Genel Kurul Kararının iptalini ve şirketin münfesih olması sebebi ile tasfiye işlemlerinin yapılması talebine yönelik olup, istinafa konu uyuşmazlık ise, ilk derece mahkemesinin … tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı şirketin 15/10/2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan 2021-02 nolu sermaye arttırımına ilişkin kararın yürütmesinin geri bıakılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’ nun 449- (1). Maddesinde “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.
” düzenlemesi yer almaktadır.
HMK’nun 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
Mahkemece, davalı şirketin 15/10/2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan 2021-02 nolu sermaye arttırımına ilişkin kararın yürütmesinin geri bıakılması yönündeki ihtiyati tedbir talebi hakkında beyanda bulunulması için, şirket müdürüne tebligat çıkarılmasına rağmen, şirket müdürü tarafından beyanda bulunulmamıştır.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, mevcut delil durumu itibarı ile yaklaşık ispat koşulunun sağlanılmadığı, tedbir kararı verilmemesi ve alınan kararın icra edilmesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı gibi, ciddi bir zararın doğacağına dair emare ve delilin de bulunmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden vekilinin ilk derece mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcının ihtiyati tedbir talep edenden alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 28/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır