Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/74 E. 2022/840 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/74
KARAR NO : 2022/840
KARAR TARİHİ : 20/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …
Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin 2000 yılından itibaren SS. … Yapı Kooperatifi üyesi olduğunu, Genel kurul kararı alınmadan başkan ve yardımcısının yüklenici ile 2017 yılında ikinci bir Ek sözleşme imzalayarak, yükleniciye fazladan, hak etmediği 6 daire daha verildiğini, yetki alınmadan yüklenici ile imzalanan bu sözleşme ile kooperatife ait olan 6 dairenin yükleniciye verilerek kooperatife ve üyelere zarar verildiğini, 2016 ve 2017 yılı genel kurul kararlarında ek sözleşme imzalanması için genel kurulda karar alınmadığını, Kooperatif üyesi …’ e 18.12.2016 tarihinde çekilen Kura sonucu … Blok Kat …, … numaralı bağımsız bölüm isabet etmiş olup bu bağımsız bölümün başkan … tarafından …’in haberi olmadan satıldığını, bu olayla ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na … dosya numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, 2016 tarihli yönetim kurulu karar defterinde 314 sayılı karar ile tapuda işlem yapma yetkisi konulu karar alınarak Kooperatife ve üyelere alt olan dairelerin yükleniciye devrinin yapıldığını, bu kararda müvekkilinin imzasının taklit edilerek sahte imza ile yönetim kurul kararı alınarak devir yapıldığını, 2011 yılında kooperatif yönetiminin değişmesi sonucunda kooperatife ait belgelerin devir ve tesliminde tutulan tarihsiz, tanzim edilen tutanak ile kooperatife ait 2008 tarihinden önceki resmi belgelerin kaybolduğunun belirtildiğini, bu tutanakta ( resmi belgelerin muhasip üyede olması gereken ) muhasip üyenin İmzasının olmadığını, sadece devreden ve devralan başkan ve yardımcısının imzasının olduğunu, bununla ilgili Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi … sayılı dosya ile dava açıldığını belirterek, kooperatife ait mal varlığının Korunmasını, üyelerin haklarının zarar görmemesi için SS. … … Kooperatifine kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, müvekkili kooperatifte mevcut yöneticilerin azlini ve yerlerine kayyım atanmasını gerektirir hiçbir haklı neden olmadığını, müvekkili kooperatif yöneticilerinin yasa ve anasözleşme hükümlerine uygun ilk olarak 29.05.2011 tarihli genel kurulda bu göreve seçildiğini, müvekkili kooperatifin son yapılan 23.06.2019 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin görevde bulundukları önceki döneme ait çalışmaları ve hesaplarının ayrı ayrı ibra olunduğunu, kooperatif defter ve belgelerini ve gerçek durumu yansıtmayan bilirkişi raporuna istinaden açılan davada isnad olunan suçlamaların aksi belgeleri ile sabit olduğu gibi, kooperatif yöneticileri hakkında dava açılmış olmasının yönetim görevini yapmalarına engel bir durum olmadığını, ancak, haklarında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmasının yönetim görevine seçilmelerine ve bu görevde kalmalarına engel durum oluşturduğunu, ortada henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı ve görevden azillerini gerektirir başkaca bir neden yokken, kayyım atama talebinin kabulünün mümkün olmadığını, bahse konu ek sözleşme ile müteahhide fazladan daire verilmiş olmasının söz konusu olmadığını, sözleşmede yapılan değişiklik kooperatif aleyhine sonuç doğurmayacak mahiyette ise genel kuruldan yetki alınması gibi bir zorunluluğun bulunmasının söz konusu olmadığını, 2016 yılında yönetim kurulu karar defterine alınan 314 sayılı yönetim kurulu kararındaki davacı imzasının taklit edilerek atılmış olduğunu, atılan bu sahte imza ile ortaklara ait dairelerin yükleniciye devredilmiş olduğu yolundaki iddianın da asılsız olduğunu, 2011 yılında gerçekleşen yönetim değişikliği tarihinden geriye dönük yaklaşık 10 yıl süreyle kooperatif işlerinin sevk ve idaresinin müdür sıfatı ile davacının babası olan Hasan Hüseyin Karademir de olduğunu, kardeşi …’in de kooperatif yöneticisi, başkanı olduğunu, davacı taraf geçmiş yönetimlerce kooperatif defter ve belgelerin teslim olunduğuna dair bir belge ibraz olunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. .
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; “davacı tarafından kötü yönetim iddiasına dayalı olarak kooperatif hasım gösterilerek müdür azli talep edilmeksizin kayyum atanması talepli dava açıldığı, davacının TTK.410 maddesi gereği, görev süresi dolsa bile, genel kurulu toplantıya çağırarak kooperatife temsilci seçilmesine ilişkin hususların karara bağlanmasını sağlayabileceği, davacının öncelikle TTK 410 . maddesi uyarınca genel kurulu toplantıya çağırmadan veya TTK nın 630/2 maddesi uyarınca müdür azli veya yetkilerinin sınırlandırılmasını talep etmeden kooperatife kayyım atanması talepli davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından HMK 114/h maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olup, müdür azli istenilmeksizin kayyum atanması davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114/h maddesi yollamasıyla 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.

DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne … esas sayılı dosyası ile kooperatife kayyım atanması talebiyle 18/05/2021 tarihinde dava açıldığını, ilk derece mahkemesinin 18/05/2021 tarihli gerekçesi ile, davacının dava dışı kooperatif tüzel kişiliğini hasım göstermek suretiyle yeniden dava açmakta muhtariyetine karar verildiğini, bu karar yerine getirilerek Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile kooperatif hasım gösterilerek yeniden kayyım isteği ile dava açıldığını, bu defa TTK. M.410 ve TTK.M.630/2 gerekçesi ile HMK. 114/h maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yarar olmadığının ileri sürüldüğünü, kooperatifin mal varlığının korunması ve üyelerinin haklarının zarar görmemesi için dava açıldığını, hukuki yararın olduğunu ve tüm delillerin ilk derece mahkemesine sunulduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyanın uyap çıktısı, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyasının uyap çıktıları, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyasının uyap çıktıları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Kooperatife kayyum atanması talebine yöneliktir.
Davacı tarafından, davalı kooperatifin üyesi olduğu, Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi … E. sayılı dosyasında kooperatif başkan ve başkan yardımcısı hakkında zimmet suçu nedeniyle dava açıldığı, bu kişiler tarafından genel kurul kararı alınmaksızın yüklenici ile yapılan ek sözleşme sonucu, kooperatife ait olan 6 dairenin yükleniciye verilerek kooperatife ve üyelere zarar verildiği, kooperatif üyesi olan …’e ait bağımsız bölümün, başkasına satıldığı, … nolu yönetim kurulu kararında, imzasının taklit edilerek sahte imza ile karar alındığı, yapılan bu işlemler nedeniyle Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, devir teslimde tutulan tarihsiz tutanak ile Kooperatife ait 2008 tarihinden önceki resmi belgelerin kaybolduğunun belirtildiği, tutanakta muhasip üyenin imzasının olmadığı, bununla ilgili olarak da Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi … sayılı dosyasında dava açıldığı belirtilerek, kooperatife ait mal varlığının korunması, üyelerin haklarının zarar görmemesi için, SS. … … Kooperatifi’ne kayyum atanması talep edilmiş, davalı ise, yöneticilerin azlini ve yerlerine kayyum atanmasını gerektirir hiçbir haklı neden olmadığını, kooperatif yöneticileri hakkında dava açılmış olmasının yönetim görevini yapmalarına engel bir durum olmadığını, haklarında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığını, müteahhide ek sözleşme ile yapılan değişiklik kapsamında verilen daireler ile ilgili olarak alınan yönetim kurulu kararlarının altinda davacının kendisinin de imzası olup, sahte imza ile karar alındığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen tüm hususların asılsız olduğunu savunmuş, mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın, hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda yönetim kurulu üyelerinin azli ve yerine kayyım atanmasına ilişkin bir düzenleme olmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunu’nun Anonim şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre, Kooperatifler Kanunu’nun 98.maddesi yollamasıyla, Anonim şirketlerde kayyım atanmasına ilişkin şart ve koşulların, TMK’nun 427/4 ve 6102 sayılı TTK’nın 530’uncu maddesinde düzenlendiği, Anonim şirkete kayyım atanması için gerekli olan, şirket organlarının gerekli sayının altına düşmesi, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının gerçekleştirilememesi, şirket yönetiminin sağlanamaması nedenlerinin sayıldığı, TTK’nun 364. maddesine göre ise, yönetim kurulu üyelerini görevden alma yetkisinin, TTK’nun 334/2. maddesi hükmü saklı olmak üzere, münhasıran genel kurula ait olduğu, buna göre, davacı kooperatif üyesi tarafından, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması konusunda, öncelikle genel kurula müracaat edilmesi gerektiği, buradan verilecek karara göre dava açma hakkını kullanabileceği, ancak, somut olayda, kayyum atanması talep edilen davalı kooperatifte organ boşluğu bulunmadığı, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının gerçekleştirildiği, davacı tarafından, genel kurula başvuru yapılmadan, kooperatif hasım gösterilerek ve müdürün azli talep edilmeksizin kayyum atanması talepli dava açıldığı anlaşıldığından, davacının, bu aşamada davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, mahkemece davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114/h maddesi yollamasıyla 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan, usulden reddine yönelik verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 20/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır