Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/714 E. 2022/931 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/714
KARAR NO : 2022/931
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACILAR :1-…
2-…
3-…
4-…
VEKİLİ : Av…
DAVALI :…
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilleri murisi …’ın davalı şirket nezdinde sigortalandığını, bu sigortalılığın … Elektronik Ltd. Şti’ne … Finansman A.Ş. tarafından kullandırılan 48 ay vadeli krediye kefil olması nedeniyle yaptırılan hayat sigortasından kaynaklandığını, davalı şirket tarafından hayat sigortası poliçe suretinin müteveffaya verilmediğini, gerekli aydınlatmaların yapılmadığını, vefat sonrası hayat sigortası imkanlarından yararlanmak için başvuru yapan müvekkillerine davalı şirketin verdiği cevabında sağılığı ile ilgili sorulara kasten doğru cevap vermediğinin ifade edildiğini, ancak müteveffaya herhangi bir sorunun sorulmadığını, iş bu nedenlerden dolayı 5.000,00.TL alacağın 01/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffa …’ın … şirketi adına çekilen kredinin kefili olduğunu bu kefalet kapsamında grup hayat sigortasına başvuru yapıldığını, gerekli bilgilendirmenin yapıldığını, bilgilendirme formuna imzasının alındığını, müteveffanın beyanları doğrultusunda sigorta ilişkisinin kurulduğunu, vefat sonrasında davacıların teminat istemiyle başvuru yaptıklarını, müteveffanın beyan yükümlülüğüne uymadığının belirlendiğini, talebin reddedildiğini, öncelikle poliçedeki daini mürtehin kaytı sebebiyle muvfakat alınmasının gerektiğini, aksi takdirde davanın yürütülemeyeceğini, müteveffanın artan sağlık durumunu gizlediğini, sağlık sorularını içeren formun doldurulmamış olması halinde dahi sigortalının kendisinin bildiği sorunları açıklamakla yükümlü sayıldığını, davacıların murisinin kendisinde bulunan mevcut hastalıklara ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıağını, 5 yıl içerisinde 6 haftadan fazla tıbbi tedavi görmediğini ve ilaç kullanmadığını tasdik ettiğini, murisin böbrek kanseri hastalığını beyan etmediğini, tedavi görmediğini belirttiğini, hastalığını gizlediğini, dürüstlük kuralına aykırı hareket edildiğini, beyan edilmeyen hastalık ile ölüm arasında uygun ililyet bağının bulunması nedenlerinden ötürü haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile ; davanın kabulüne, davacılardan …, …, … ve … için ayrı ayrı 1.250,00.TL maddi tazminatın davalıdan alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının ayrı ayrı saklı tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda dava dilekçesinde dava değerinin 5.000,00.TL olarak gösterildiği, yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne, davacılardan …, …, … ve … için ayrı ayrı 1.250,00.TL maddi tazminatın 19/06/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf konusu miktar 5.000,00.TL’dir.
02/12/2016 tarih ve 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı karar tarihi olan 2022 yılı için 8.000,00.TL ‘dir.
Davaya konu olayda dava değeri dava dilekçesinde 5.000,00.TL olarak gösterildiği, davanın kabulüne karar verildiği, karar tarihi olan 2022 yılı için istinaf kesinlik sınırının 8.00,00.TL olduğu, dava değerinin kesinlik sınırı altında kaldığı, bu nedenle iş bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı anlaşılmıştır.
İstinaf başvurusunun kesin nitelikte bir karara yönelik olup olmadığını denetleme görevi öncelikli olarak ilk derece mahkemesine aittir. Ancak ilk derece mahkemelerinin bu hususu gözetmeden dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ne şekilde bir karar verileceği 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesinde gösterilmemiş, sadece gerekli kararın verileceği ifade edilmiştir.
Bu konuda kanunda bir açıklık bulunmamakla birlikte 01/06/1990 tarih ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının bu tür olaylarda kıyasen uygulanması mümkündür. Sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı, ilk derece mahkemelerinden verilen bir kararın kesin nitelikte olmasına rağmen temyiz edilmesi ve ilk derece mahkemesi tarafından bu konuda bir karar verilmeksizin dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi halinde Yargıtay’ın, ilk derece mahkemesine bu konuda geri çevirme kararı verilmeksizin, temyiz talebinin reddine karar vermesinin mümkün olduğu yönündedir.
İlk Derece Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanunun Yönetmeliğinin 8/11 maddesi gereğince kanun yolu formu hazırlanmak suretiyle istinaf dilekçesiyle birlikte dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi halinde, ilk derece mahkemesinin istinaf kanun yoluna başvurulan kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşarak dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermiş olduğunu kabul etmek gerekir. Zira ilk derece mahkemesince kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşılması halinde ayrı bir karar yazılmamaktadır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin kararının kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaştığı kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 352/1 maddesi gereğince gerekli kararın (usülden red kararının) verilmesi gerekecektir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karar 6100 Sayılı HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca kesin niteliktedir. Davalı vekili tarafından kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, esasa ilişkin herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 maddesi ve 352/1-b maddesi gereğince istinaf başvurunun usulden reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 341/2 maddesi ve 352/1-b maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2)-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 86,00.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
3)-6100 Sayılı HMK’ nun 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5)-6100 Sayılı HMK’nun 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 287/6, HMK’nın 346 ve 352/1-b maddeleri gereğince KESİN olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır