Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/537 E. 2022/711 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/537
KARAR NO : 2022/711

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
(İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN)
DAVACI :… –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
YAZIM TARİHİ : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: 20/05/2016 tarih 9079 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 69.sayfasında davalı şirket hisselerinin … …, … … ve müvekkili …’ya devrinin dava dışı … … tarafından gerçekleştiğinin ilan olunduğunu, bu devir işlemi neticesinde müvekkilinin davalı şirkette en büyük hissedar olduğunu ve Müdürler Kurulu Başkanı olarak seçildiğini, hisse devrini yapan dava dışı … …’nın ise 08/07/2020 tarihine kadar müdür olarak seçildiğini ve müdür olarak görevini yapmaya hissesi olmadan devam ettiğini, ancak sonrasında … … hakkında FETÖ/PDY üyeliği nedeniyle yargılama yapıldığını ve davalı şirketin FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğundan bahisle davalı şirkete yönetim kayyımı atandığını, 11.Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında ise yönetim kayyımının denetim kayyımına dönüştürülmesine ve denetim kayyımı olarak … …, … … ve … …’nin atandığını, bu durumun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini ve söz konusu ilamda kayyım olarak atanan kişilerin onayı halinde yapılan işlemlerin geçerlilik doğuracağının belirtildiğini, ancak davalı şirket ortakları tarafından denetim kayyımının görev yaptığı esnada alınan ve geçerlilik doğurması için denetim kayyımının onayı gereken pay devrine ilişkin genel kurul kararına denetim kayyımı olarak görev yapan kişiler tarafından onay verilmediğini, bu nedenle genel kurul kararının sonuç ve hüküm doğurmamış olup butlanla batıl olduğunu, davalı şirketi hukuka aykırı hareket ederek ele geçirmeye yönelik yapılan işlemler nedeniyle müvekkilinin şirket üzerindeki haklarının gasp edildiğini, hisse devrine dair genel kurul kararı butlanla batıl olsa da söz konusu kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş olması ve bu ilana dayalı olarak şirket yetkilisi … … tarafından kendisine hukuki koruma sağlamak amacıyla 3.kişilere hisse devri yapma ihtimalinin bulunması nedeniyle dava dışı … …’nın şirket üzerindeki hisselerine ihtiyati tedbir konulmasını, ayrıca denetim kayyımı döneminde alınan kararın şeklen kayyım onayına tabi olması gereği açık olmasına rağmen, denetim kayyımı kalktıktan sonra alınan kararın hukuku dolanmak suretiyle ilan edildiğinden bahisle dava dışı … …’nın kötü niyetli hareket ettiği, … … tarafından kendisine hukuki koruma sağlama amacıyla 3. Kişilere hisse devri yapma ihtimali bulunması nedeniyle dava dışı … …’nın şirket üzerindeki hisselerine tedbir konulması ve şirkete ait taşınır-taşınmaz malları devretme tehlikesi bulunduğundan, davalı şirkete ait araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile; Davacı vekili tarafından tedbir konulması talep edilen davalı şirkete ait taşınır-taşınmaz mallar, uyuşmazlığın konusu olmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine, dava dışı … …’nın hisselerine tedbir konulmasına yönelik talebinin ise; davacı vekili tarafından davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delil sunmadığı anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK.nun 390/3 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebi ile; davalı şirket üzerinde denetim kayyımı görevi yapmakta iken, butlanla geçersizliği istenen hisse devrine ilişkin genel kurul kararı alınmış ancak bu karar denetim kayyımı tarafından onaylanmayarak geçerlilik şartını taşımadığı için hukuk dünyasında hiçbir sonuç doğurmadığını, dava dışı … …, denetim kayyımı tarafından onaylanmadığı için bir geçerliliği olmayan hisse devrinin bir sonuç doğurmayacağını bildiği için denetim kayyımının görev süresi dolana kadar söz konusu genel kurul kararını Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan ettirmek için hiçbir çaba içerisine girmediğini, denetim kayyumlarınca onaylanmayan kararların hükümsüz olduğunu ve denetim kayyumları kalktıktan sonra yeniden hisse devri sözleşmesi imzalanacağını bildirerek müvekkile herhangi bir ödeme de yapmadığını, ancak denetim kayyımının görev süresinin sona ermesinin hemen akabinde geçerli olmayan işbu genel kurul kararı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, hisse devrine ilişkin Genel Kurul Kararı’nın denetim kayyımı tarafından onaylanmadığına dair hiçbir duraksama bulunmadığını, yapılan işlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu ve dava dışı … … tarafından hile ve desise ile ele geçirilmeye çalışılan şirket üzerinde kendisine hukuki koruma sağlamak amacıyla Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki ilana dayanarak bir takım işlemler yapacağı konusunda tereddüt bulunmadığını, dava dışı … …, butlan nedeniyle geçersiz olan Genel Kurul Kararı’nın Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesiyle, davalı şirketin hissedarı olarak görünmekte olup, söz konusu hisselerin üzerine tedbir konulmasında hukuki yarar bulunmadığını, dava dışı … …’nın geçerli olmayan bir hisse devrine dayanarak kendisine hukuki koruma sağlamak amacıyla 3. kişilere şirket hisselerini devretmesi ve böylece telafi edilemez sonuçlar doğurma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğunu, taraflarınca sunulan deliller yeterince incelenmeyerek talebimizin reddine karar verildiğini, ancak butlanı istenen Genel Kurul Kararları’nın, denetim kayyımı döneminde gerçekleştirildiğini ve denetim kayyımının bu kararlara onay vermediğini, denetim kayyımının onayının alınması geçerlilik şartı olduğunu, davalı şirkete denetim kayyımının atandığı hususu ihtilaf bulunmayan bir konu olduğunu, bu nedenlerle butlan nedeniyle geçersizliği istenen Genel Kurul Kararları’nın geçerlilik şartlarını taşımadığı hususunda kanunun aradığı yaklaşık ispat sağlanmış olmasına rağmen hatalı bir şekilde ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, bu nedenlerle Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verilen … tarihli ara kararın yapılacak istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Genel Kurul Kararının İptali istemine ilişkin olup, istinaf başvurusuna konu uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin olarak verilen ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, İlk Derece Mahkemesince verilen … tarihli ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuşur.
HMK’nin 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
İhtiyati tedbirler, geçici hukuki koruma niteliğinde olup esasın varlığına karine oluşturmazlar. Bu nedenle mevcut durumda bir değişiklik olduğu takdirde hakim edindiği kanaate göre kararı da değiştirebilir. Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu nedenle tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispatın yeterli olacağı HMK’nin 390/3 maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın başarılması yeterlidir.
Somut olayda, dosya kapsamından 6100 sayılı HMK 390/3 maddesi gereğince davacı tarafından davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delillerin dosyaya sunulmadığı, ayrıca ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği bu nedenlerle ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/06/2022tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır