Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/480 E. 2022/709 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/480
KARAR NO : 2022/709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … –
VEKİLİ : Av. … –
2- … –

3- … –
DAVA : Alacak- Sorumluluk Davası
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
YAZIM TARİHİ : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: müvekkilinin dava konusu … Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin ortakları arasında olduğunu, şirketin mevcut şirket müdürünün … olup, diğer davalı …’ın davalı …’dan önceki şirket müdürü olduğunu, davalı …’ın ise şirket müdürü olmamasına rağmen Celal ve Bayram ile birlikte oy çokluğu sağlayarak teselsül ilişkisi içerisinde dava konusu şirketi zarara uğrattıklarını ve zimmetlerine para geçirdiklerini, ayrıca davalı …’ın … Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti.’ne ait malları, kendisinin ortağı olduğu … Cerrahi Tıp Merkezine bila bedel göndererek zimmetine geçirdiğini, dava konusu şirketin kasasında resmi olarak yaklaşık 6,5 milyon TL para varken bu paranın davalı, dava konusu şirket yetkilileri tarafından zimmetlerine geçirildiğini, dava konusu şirketin kasasında para varken bu parayı şirkete iade etmeyerek dava konusu şirkete zarar verdiklerini, dava konusu şirketin nakit olarak tahsil ettiği paraları resmi hesaplarında göstermediğini, şirket kayıtları ile programları incelenerek geriye dönük kayıtların tespiti ile zararın giderilmesi gerektiğini, dava konusu şirket ortağı … ile dava dışı … … tarafından dava konusu şirkette yapılan ameliyat ile işlemlerden elde edilen tahsilatların da dava konusu şirket defterlerinde gösterilmediğini, dava konusu şirketin dış cephesinde işletilen cafeden alınan kiranın şirket kayıtlarında gösterilmediğini belirterek, ileride talep arttırımında bulunmak üzere 5.000,00.TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak … Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti.’ye ödenmesine, 2.500,00.TL’nin ticari faizi ile davalı …’tan alınarak … Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti ‘ye ödenmesine, 2.500,00.TL’nin ticari faizi ile …’dan alınarak … Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti’ye ödemesine, 2.500,00.TL’nin ticari faizi ile … ve …’tan müteselsilen alınarak … Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti’ye ödemesine şirket müdürü …’ın müdürlükten azli ile TTK’nun 235.maddesi uyarınca ihtiyati tedbiren dava konusu şirkete yönetici kayyım atanmasını ve kayyım tarafından yönetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile; ihtiyati tedbir kararı verilirken asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir karar verilmemesi ve yargılama sonucunda ulaşılacak neticeye ihtiyati tedbir kararı ile ulaşmanın mümkün olmaması nedeniyle tedbiren şirkete yönetici kayyımı atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebi ile; yerel mahkemede açılan davada ihtiyari dava arkadaşlığı şeklinde iki ayrı dava açıldığını, TTK 555.maddesi gereğince şirketin zararının giderilmesi ilk dava, işbu zararları meydana getiren Şirket Müdürü’nün TTK 603/2 gereğince azli istemi ikinci dava olduğunu, davalı şirkette zarar giderilmeye çalışılırken tedbiren TTK 235/1 gereğince kayyım ataması yapılmaz ise davalı şirkete zarar verilmeye ve dava konusu yapılan nakit tahsilatların şirket kayıtlarında gösterilmeme işi de devam edeceğini, yani yolsuzluk yargılama sırasında devam edeceğini, bu durumda yargılama sırasında TTK 555.maddeye göre zararın giderilmesine karar verilse, bu zarar şirkete ödeneceğinden davalılar zimmetlerine geçirdikleri miktarları da zimmetine geçireceğini, bu durumda davanın sonucu bir anlam ifade etmeyeceğini, yargılama sırasında kayyım atanmaz ise nakit tahsilat akışı mahkeme tarafından da tespit edilemeyeceğini, ayrıca yargılama sonucunda şirketi yönetmeye yetkili müdür şirketin içini boşaltarak şirket diye bir şey kalmayacağını, davalı şirkete kayyım atanması talebi dava sonucunda ulaşılmak istenen amaçlardan sadece biri olduğunu, mahkemenin muhakeme yöntemine göre sadece şirket zararının TTK 555.maddeye göre giderilmesi davası açsalardı TTK 235/1 gereğince davalı şirkete kayyım atanabileceğini, ancak ihtiyari dava arkadaşlığı sebebiyle şirket müdürünün de azlini istedikleri için tedbir kararı verilemeyeceğini, mahkeme şirket zararının giderilmesi ve zararın daha fazla devam etmemesi ve şirketin ortadan kaldırılmaması için tedbiren davalı şirkette kayyım atanması kararı verebileceğini, diğer dava konusu olan müdürün azli davası ile ilgili tedbir kararını ret edebileceğini, mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, bu sebeple; usul ve yasaya aykırı Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilmiş olan TTK madde 235/1’de temsil yetkisinin ihtiyati tedbir olarak kaldırılıp bu yetkinin bir kayyıma verilebileceği, kıyasen işbu maddenin somut davaya da uygulanması gerektiği göz ardı edilerek 18.11.2021 tarihli ihtiyati tedbirinin reddine dair ara kararının istinaf yolu ile incelenerek ortadan kaldırılmasına; 75 Milyon TL değerindeki dava konusu şirket açısından davalıların hukuka aykırı olarak yaptığı zarar verici eylemler ile ihtiyati tedbir kararı verilmemesi durumunda, yargılamanın uzunluğu da göz önünde bulundurulduğunda; dava davacı müvekkil lehine sonuçlansa dahi, söz konusu davanın kabul edilmesi durumunda dahi çok geç kalınabileceği hususları da göz önünde bulundurularak, telafisi mümkün olmayan zararlar doğmaması açısından dava konusu şirkete ihtiyati tedbiren kayyım atanmasına ve işbu durumun ticaret sicilinde ilanı ile davalı şirket müdürünün tüm yetkilerinin kaldırılmasına, kayyım tarafından şirket yönetilerek özellikle nakit ve diğer tahsilatların kontrol altına alınmasına ve şirket resmi kayıtlarında gösterilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Şirket Müdürünün Azli ve Şirket Yöneticilerinin sorumluluğu talebine yönelik olup, istinafa konu uyuşmazlık ise; davacı tarafın şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair 18.11.2021 tarihli ara kararın istinaf yoluyla kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacı tarafça, davalı …’ın dava dışı şirketin müdürü olduğu, davalı …’ın önceki şirket müdürü olduğu, tüm davalıların teselsül ilişkisi içinde şirketi zarar uğrattıklarını belirterek, şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece 18.11.2021 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Geçici hukuki koruma türlerinin başında gelen İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nin 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.

HMK’nın 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalıların dava dışı şirketi zarara uğrattıklarını, zimmetlerine para geçirdiklerini, yapılan işlemlerde elde edilen tahsilatların dava dışı şirket defterlerinde gösterilmediğini bahisle şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep edilmiş ise de; şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyım atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerektiği, somut olayda dosyada davalı şirkette organ boşluğu bulunduğunun iddia edilmediği gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında HMK’nın 389. maddesi anlamında yaklaşık ispatın gerçekleşmediği, HMK’nın 389. maddesi anlamında yaklaşık ispatın gerçekleşmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrası aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/06/2022tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır