Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/282 E. 2022/522 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/282
KARAR NO : 2022/522
KARAR TARİHİ : 22/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, (Ara Karar)

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
YAZIM TARİHİ : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … tarihli ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya muhtelif tarihlerde 2 farklı fatura ile un sattığını, mal teslim belgesi, faturalar ve cari hesap ekstresinin bulunduğunu, davalı tarafın borcunu ödememesi üzerine takip başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli şekilde takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu bu sebeple davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, müvekkilin telafisi mümkün olmayacak zararlara uğramaması için davalının mal varlığına teminatsız şekilde, mahkeme aksi kanaatte ise uygun teminat karşılığında ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nin … tarihli ara kararında özetle; davacı vekili talebini, ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz olarak nitelendirmiş ancak 6100 sayılı HMK ve 2004 sayılı İİK hükümlerinde ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz niteliğinde bir geçici hukuki koruma yöntemi de bulunmadığı, (Aynı yönde Adana Bam 3.H.D 2020/1667 Esas 2020/1437 Karar sayılı ilamı) davacı vekilinin ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin ihtiyati haciz olduğunun belli olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının bulunduğunu, ihtiyati haciz kararı verilmesini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, Ticari Satımdan Kaynaklanan İtirazın İptali Davasında İhtiyati Tedbir Mahiyetinde İhtiyati Haciz Talebinin Reddi Kararının Kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce talebin reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz farklı geçici hukuki koruma sağlayan müesseselerdir. İhtiyati tedbir, genelde dava konusunun el değiştirmesine engel olurken, ihtiyati haciz alacağı teminat altına almaktadır. Bu nedenlerle; ihtiyati haciz gibi ihtiyati tedbir kararı verme olanağı bulunmamaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2016 tarih 2016/8719 E.,2016/7357 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2013 tarih 2013/1175 E.,2013/2117 K. Sayılı ilamları da bu yöndedir.
Geçici hukuki koruma türlerinden olan İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nin 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nin 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
HMK’nin 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
Diğer geçici hukuki koruma türü olan ihtiyati haciz ise İİK’nin 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, İİK’nin 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgâhının bulunmaması veya taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde vadesi gelmemiş borçtan dolayı da ihtiyatî haciz istenebileceği,” 258. maddesinde; “Alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeğe mecbur olduğu, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının kanun yoluna başvurabileceği,” hükmüne yer verilmiş, 265.maddesinde ise ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ve kanun yollarına başvuru düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir, anılan madde hükümleri uyarınca kural olarak kendisi çekişmeli olan, bir diğer ifade ile davacının üzerinde ayni hak iddia ettiği malların üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacını güder. Bir alacağın güvence altına alınması için öngörülen geçici hukuki himaye yolu ise İİK’nin 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz olup, bununla mal üzerinde bir ayni hak iddiası ileri sürülmemekte, malın üçüncü kişiye devrine engel olunmamakta, bunun yerine alacağın o malın satış bedelinden karşılanması ve malın devri halinde haczin, devralana karşı da dermeyan edilebilmesi imkânı sağlanmaktadır.
Somut olaya dönüldüğünde, davacının talebinin ihtiyati tedbir olarak kabulü halinde, dava itirazın iptali davası olup, HMK’nin 389. maddesince ihtiyati tedbir yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğinden ve davalının ihtiyati tedbire konu mal varlıkları dava konusu olmadığından, bu haliyle ihtiyati tedbirin şartları oluşmamıştır. Davacı tarafın talebinin ihtiyati haciz olduğunun kabulü halinde ise, yasa gereği ihtiyati haciz için muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceğinden ve somut olayda bu koşulların gerçekleştiği davacı tarafça dosyaya sunulan delillerle yaklaşık olarak ispat edilemediğinden mahkemece davacı tarafın talebinin reddine karar verilmesi doğru olmuştur.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce verilen ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … tarihli ara kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30.TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nin 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır