Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2784 E. 2023/621 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2784 – 2023/621
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2784
KARAR NO : 2023/621
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2022
NUMARASI : 2022/… Esas, 2022/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… esas ve 2022/… karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı … İnş. Nak. Gıda Tic. A.Ş’ye ait bulgur emtiasının Almanya’da bulunan … firmasına ihraç edildiğini, ancak varış noktasında yapılan incelemede … ve … nolu konteynerlerin içerisinde yer alan bulgur emtiasının ıslanarak hasar gördüğünün tespit edildiğini, bu kapsamda sigortalıya 5.341,68.USD ödeme yapıldığını belirterek, söz konusu zararın, zarara sebep olan davalılardan tahsili için Mersin 2.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını ancak davalılar tarafından haksız ve kötüniyetli olarak yapılan itiraz neticesinde takibin durduğunu belirterek davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz ile takibin durmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazmınatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu ihtilafa ilişkin yüklerin merkezi Kopenhag-Danimarka’da bulunan …’nin (eski ünvanı …) … numaralı konişmentosu tahtında basıldığını, konişmentonun arka yüzünde yer alan ve hukuken navlun sözleşmesi hükmünde olan taşıma şartları arasında yer alan 26. maddeye göre konişmento tahtındaki taşımalardan kaynaklanacak tüm uyuşmazlıklarda uygunlanması gereken yasaların İngiliz yasaları olduğunu ve yetkili mahkemenin ise Londra’daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi olduğunun taraflarca kabul edildiğini, … firmasının merkezi Danimarkada bulunan yabancı bir şirket olduğunu ve dava konusu uyuşmazlıkta taşımanın yapıldığı geminin yabancı bayraklı gemi olduğunu, dava konusu taşımada yabancılık unsurunun mevcut olduğunu, 5718 sayılı MÖHUK gereğince yabancılık unsuru taşıyan taşımada konişmento hükümlerinde yer alan yetki anlaşmasının uygulanması gerektiğini, davacının dosyaya sunduğu sigorta ekspertiz raporunda hasar tarihinin 05/01/2020 olarak belirtildiğini, bu nedenle sigorta poliçesinin dava konusu taşımayı kapsamadığını, ambar buğusundan ileri gelen hasarların sigorta kapsamı dışında olduğunu, ayrıca davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan sigorta poliçesinin 6. Sayfasında nem ve rutubetten kaynaklanan her türlü hasarın teminat dışı olduğununun belirtildiğini, ambalaj yetersizliğinden veya hatalı konteyner seçiminden ileri gelen hasarlardan taşıyanın sorumlu olmadığını, kolilerin ıslandığı iddiası ile koliler içinde bulunan tüm yüklerin tam zayi olduğunun varsayılmasının mümkün olmadığını, zarara ilişkin tam ve net bir tespit yapılmadığını, taşımaya ilişkin konişmentoda bulunan ”Shippers Load, Stow, Weight And Count” kaydına göre taşıyan tarafından konteyner içindeki yüklerin halinin, vaziyetinin ve durumunun bilinmediğini, iddia olunan hasarın ne zaman, ne şekilde ve nasıl meydana geldiği ile bu yöndeki hasarın yükün taşıyanın hakimiyetindeyken meydana gelip gelmediğinin belli olmadığını belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk Mahkemeleri’nin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, konşimento şartlarının halefiyet ilkesi gereği ödeme yapan davacı sigortacıyı da bağlayacağı, deniz taşımasından yani akdi ilişkiden kaynaklandığı, konişmentonun arka sayfası 26. bölümüde bulunan yetki klozunun davacı şirketi bağladığı, konişmentodaki yetki şartına göre somut uyuşmazlık yönünden Londra Yüksek Adalet Mahkemesi’nin yetkili olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların milletlerarası yetki itirazının yerinde olmadığını, yetki anlaşmasının tek taraflı yapılamayacağını, konşimentoda bulunan yetki ve uygulanacak hukuk klozlarının Borçlar Kanunu’nun 20 ve 21. maddeleri kapsamında genel işlem şartı olduğunu, yazılmamış sayılması gerektiğini, davalının milletlerarası yetki itirazının dürüstlük kuralına açıkça aykırılık oluşturduğunu, davalı …’nin Türkiye’de ikamet ettiğini, kendi yerleşim yerinde dava açılmasına rağmen yetki itirazında bulunduğunu, Yargıtay’ın davalının kendi yerleşim yeri Mahkemesinde kendini daha iyi savunacak durumda olmasına rağmen yabancı mahkeme lehine yetki itirazında bulunmasının dürüstlük kurallarına aykırı bulduğunu, davalının kendi yerleşim yerinde savunma haklarını kullanmasının daha kolay olmasına karşın sırf kötüniyetle hareket ederek yetki itirazında bulunmasının TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, Sigorta Poliçesi Kapsamında sigortalıya ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava dışı sigortalı … İnş. Nak. Gıda Tic. A.Ş.’ye ait ve davalı tarafından taşıması yapılan malların Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, yine davalı şirket sorumluluğunda yapılan taşıma sırasında emtianın hasarlandığı ve hasar bedelinin sigortalıya ödendiği iddia edilerek, sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali amacıyla eldeki davanın açıldığı, davalının ise, konişmentoda, uyuşmazlıkların Londra’daki İngiliz Yüksek Mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulacağının öngörüldüğünü, taşıyanın ticari merkezinin Danimarka’da olduğunu, kendi adına ve namına doğrudan bir navlun sözleşmesi akdedilmediğini, davacının, kanuni halefiyet şartlarının gerçekleşmemiş olduğunu ve hasarı süresi içerisinde sigortacıya ihbar etmediğini, konteynerdeki ıslaklığın ve hasarın, yükün deniz yolu ile taşınması sırasında meydana geldiğini davacının ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddini savunduğu, mahkemece yazılı gerekçe ile davalının uluslararası yetki itirazının kabulü ile MÖHUK 47. maddesi gereğince Mersin İcra Müdürlüğünün ve Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 Sayılı yasanın 114. maddesinde dava şartları sayılmış, 114/a maddesinde; “Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması” dava şartları arasında yer verilmiş, aynı kanunun 115. maddesinde, mahkeme tarafından dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verileceği, dava şartının giderilmesi mümkün ise tamamlanması için kesin süre verileceği, kesin süre içerisinde dava şartı noksanlığının giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedileceği belirtilmiştir.
MÖHUK’ nun 47. maddesinde; “Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi halinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması halinde yetkili Türk mahkemesinde görülür.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen … numaralı konşimentonun 26. maddesinde “…Bütün diğer durumlarda iş bu konşimento İngiliz kanunlarına tabidir ve buna göre yorumlanacak ve bunun altında meydana gelen bütün ihtilaflar Londra’daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesi tarafından her hangi başka bir ülke mahkemelerinin yargı yetkisi hariç olmak suretiyle karara bağlanacak. Alternatif olarak ve sadece taşıyıcının kendi takdirinde taşıyıcı tacire karşı tacirin yerleşim yerindeki yetkili bir mahkemede dava açabilir….” şeklinde yetki sözleşmesi bulunmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu uyuşmazlığın yabancılık unsur taşıdığı, mahkemenin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olduğu, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğduğu ve konişmentoya yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan yazılı şartın geçerli ve bağlayıcı olduğu, yetki şartının 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu 4/3. md. ve MÖHUK 47 maddesinde belirtilen şekilde düzenlenmiş olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta da tarafların açıkca Londra Yüksek Mahkemesi’nin inhisari yetkisini kabul ettiği görülmekle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince, milletler arası yetki kuralı gereğince, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 80,70.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 189,15.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEY İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.21/09/2023

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır