Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2581 E. 2022/1709 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2581 – 2022/1709
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2581
KARAR NO : 2022/1709
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2022
NUMARASI : 2022/… ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1-…
2-…
3-…
4-… PERDE İLETİŞİM VE KUYUMCULUK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
5-…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2022 tarih 2022/… esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin aile şirketi olup, müvekkilinin şirkette %10 hissesi olduğunu, şirket 14/07/2006 tarihinde kurulduktan sonra kazanılan paralarla, şirket merkezinin bulunduğu ve daha önce kiralanan taşınmazın satın alındığını, ancak taşınmazın davalı … adına tescil edildiğini, diğer davalıların müvekkilinin haklarını her zaman koruyacaklarını beyan etmeleri üzerine ev hanımı olan müvekkilinin duruma ses çıkarmadığını, şirketin zamanla büyüdüğünü ve açılan şubenin bulunduğu yerin de satın alındığını, bu taşınmazın da bu sefer tüm kardeşler adına tescil edildiğini, zamanla şirketin inşaat sektörüne de giriş yaptığını ve finansmanı davalı şirketten sağlanarak yeni şirketler kurulduğunu, bu süreçte müvekkilinin şirketten sürekli dışlandığını, şirket ortağı olmasına rağmen şirkette yok sayıldığını, hiçbir genel kurula çağrılmadığını, sadece bir kaç kez kardeşlerinin kendisine gönderdiği belgeleri imzaladığını, 2018 ve 2022 yılı genel kurul toplantılarında müvekkili yerine imzalar atıldığını, bunun üzerine müvekkilinin Adana C.Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, davalı şirket müdürü … ve diğer davalıların birlikte hareket ederek, şirketi zarara uğratacak ve şirket değerini azaltacak hukuki işlemlerde bulunduklarını, şirketin eski ortağı … ile şirket müdürü …’nın davalı şirketin çeklerini kendi adına düzenleyip imzalayarak piyasada kendi borçları için kullandıklarını, davalı şirketin bugüne kadar bir kez dahi kar payı dağıtmadığını belirterek, şirket müdürünün şirketi temsil yetkisinin sınırlandırılmasına ve davalı şirkete tedbiren denetim veya yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN ARA KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi”nin 26/09/2022 tarihli ara kararı ile, “kayyum atanması talep edilen şirketin Anonim Şirket olduğu, Sermaye Şirketlerinde asıl olanın şirketin organları tarafından yönetilmesi olduğu, kötü yönetim nedeniyle şirkete zarar verilmesi halinde, her zaman sorumluluk davasının açılmasının mümkün olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin … Perde İletişim ve Kuyumculuk San. Ve Tic. A.Ş.’ye denetim veya yönetim kayyımı atanmasına ve şirket yöneticilerinin şirketi temsil yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin taleplerinin reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLER :
Davacı vekili istinaf talebi ile; davalıların kendilerine emanet edilen şirket paralarını kendi işlerinde kullandığını ve şirketi zarara uğratacak hukuki işlemlerde bulunduklarını, müvekkilinin davalı şirket için yapılan genel kurallara çağrılmadığını, müvekkili yerine genel kurullarda sahte imzalar ile kararlar alındığını, davalıların şirketin tüm gücünü kullanılarak gerek kendi adlarına ve gerekse çocukları adlarına yeni şirketler kurması, haksız zenginleşmeleri, haksız rekabet yapmaları vs. sebepleri ile müvekkilinin yatırımlarını kaybetmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava, şirket müdürünün yetkisinin kaldırılması ya da sınırlandırılması ve şirket yöneticilerinin sorumluğu talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, ortağı olduğu … Perde İletişim….A.Ş’nin müdürü olan davalı … ve diğer davalıların birlikte hareket ederek, şirketi zarara uğratacak ve şirket değerini azaltacak hukuki işlemlerde bulundukları iddia edilerek, şirkete verilen zararın tespiti ile davalılardan tahsil edilerek, davalı şirkete ödenmesi, şirket müdürünün temsil yetkisinin sınırlandırılması ve davalı şirkete tedbiren denetim veya yönetim kayyımı atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, İlk Derece Mahkemesince verilen 26/09/2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 365. maddesinde, anonim şirketlerin yönetim kurulu tarafından yönetilip ve temsil olunacağı düzenlenmiş, yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları ise TTK’nun 408 maddesinde genel kurulun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. TTK’ nda anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenlemenin bulunmadığı gibi, anonim şirkete mahkemece yönetim kayyımı atanmasına olanak sağlayan açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Bu nedenle, geçici hukuki koruma talepleri hakkında, genel hüküm olan HMK’nun 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekmektedir.
HMK’nun 389. Maddesi uyarınca; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir .”
Aynı Yasa’nın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda; davacının, davalı şirkette organ eksikliği bulunduğu iddiasının bulunmadığı, davalı şirket tarafından olağan genel kurul toplantılarının yapıldığı ve şirket yönetim ve denetim kurullarının görevlerine devam ettikleri, dava tarihi itibariyle şirkette temsil sorunu ve organ boşluğunun bulunmadığı, davanın, henüz delillerin toplanması aşamasında olup, yaklaşık ispat yönünden tarafların delillerinin toplanmadığı, şirketin defter ve belgelerinin incelenmediği, aslolanın, şirketin yetkili organları marifetiyle yönetilmesi ve denetlenmesi olduğu, davacının varsa 6102 sayılı TTK’nun 438. vd. maddelerinde belirtilen yasal koşullara uyarak özel denetçi atanmasını talep edebileceği, somut olayda böyle bir talebin de olmadığı, bu nedenlerle, davalı şirkete yönetim ya da denetim kayyımı atanmasına ilişkin yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde HMK.nun 389. maddesinde belirtilen yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi’nce, davalı şirkete kayyım atanmasına dair ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2022 tarih 2022/… esas ara Kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcını peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından davacıdan yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı vekili tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 29/12/2022

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır