Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2579 E. 2022/1616 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2579 – 2022/1616
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2579
KARAR NO : 2022/1616
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2022
NUMARASI : 2022/… Esas, Ara Karar

DAVACI :…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : … PERDE İLETİŞİM VE KUYUMCULUK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av….
DAVANIN KONUSU : Anonim Şirketin Fesih ve Tasfiyesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
YAZIM TARİHİ :…

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2022 tarihli, 2022/… esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, … Perde İletişim ve Kuyumculuk San. Ve Tic. AŞ’nin %10 pay sahibi ortağı olduğunu, şirketin genel kurul toplantılarında davacı katılmış gibi sahte imzaların atıldığını, davacının şikayeti üzerine Adana C. Başsavcılığı’nın 2022/… soruşturma dosyası ile bu konuda soruşturma yürütüldüğünü, şirket müdürlerinden … … ve eski müdürlerin … …, … … şirketinin kötü yöneterek kar etmesini engellediğini, şirketin mağazasından müşteriler faturasız/fişsiz alışverişe teşvik edilerek şirketin gelirinin şirketten kaçırıldığını, şirketten alış veriş yapan müşterilere şirket müdürleri kendi şahsi hesap numaralarını vererek ödemeleri bu hesaplara yaptırdığını, şirketin kredi kartları ve şirket çekleri ortakların şahsi harcamalarında kullanıldığını, şirket hesabından şirket ortaklarına –davacı hariç- her ay düzenli olarak yüksek miktarda para aktarıldığını, şirket müdürlerinin şirkete sadakat yükümlüklerini yerine getirmediğini, davacının şirket ortaklarından … … ve … … tarafından tehdit edildiğini, bu iki ortak hakkında davacının başvurusu üzerine Ankara 1. Aile Mahkemesi tarafından uzaklaştırma kararı verildiğini, davalı şirketin bugüne kadar kar payı dağıtmadığı ileri sürülerek ihtiyati tedbir yoluyla şirkete yönetim veya denetim kayyımı atanması, şirkete ait taşınmazlar ve …, …, …, … plakalı araçların kaydına tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nin 28/09/2022 tarihli ara kararında özetle; TTK 531. maddesinde 530. maddedeki gibi “Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir” düzenlemesine yer verildiğini, TTK 365 vd. maddeleri uyarınca anonim şirketin kendi organları vasıtasıyla yönetilmesinin esas olduğu, bu nedenle şirkete yönetim/denetim kayyımı atanması yönündeki talebin reddedildiği, şirketin malvarlığının korunmasına yönelik tedbir istemi 6100 sayılı HMK 390. maddesi kapsamında değerlendirildiği, UYAP sisteminde yapılan sorgulamada şirket adına kayıtlı taşınmaz varlığın tespit edilemediği, …, …, … plakalı araçların şirket adına kayıtlı olduğundan bu araçlara yönelik tedbir isteminin kabul edildiği, … plakalı aracın şirket adına kayıtlı olmadığından bu araca yönelik tedbir isteminin reddedildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların kendilerine emanet edilen şirket paralarını kendi işlerinde kullandığını, şirketi zarara uğratacak hukuki işlemlerde bulunduklarını, davalıların basiretli davranmadığını, şirketin tüm imkanlarını bilinçli olarak kendileri için kullandığını, haksız menfaat temin ettiğini, davalı şirketi ve müvekkilini zarara uğrattığını, HMK’nin 389. maddesi gereğince ileride ciddi zarar doğacağını, dosyaya sunulan belge ve bilgilerden yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, Anonim Şirket ortağı tarafından açılan şirketin fesih ve tasfiyesi olmadığı takdirde davacı ortağın payının gerçek değeri ile ödenerek, şirket ortaklığından çıkması davası olup, istinafa konu uyuşmazlık ise, davalı şirkete kayyım atanması hususundaki ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması talebine yöneliktir.
İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ara kararı ile; davalı şirkete yönetim ve denetim kayyımı atanması talebinin reddine, şirket adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığından ve … plakalı araç şirket adına kayıtlı olmadığından bunlara yönelik tedbir isteminin reddine, diğer araçlara yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nin 365. maddesinde, anonim şirketlerin yönetim kurulu tarafından yönetilip ve temsil olunacağı düzenlenmiş, yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları ise TTK’nin 408 maddesinde genel kurulun, devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. TTK’de anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenlemenin bulunmadığı gibi, anonim şirkete mahkemece yönetim kayyımı atanmasına olanak sağlayan açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacının davalı şirkette organ eksikliği bulunduğu iddiasının bulunmadığı, davalı şirket tarafından olağan genel kurul toplantılarının yapıldığı ve şirket yönetim ve denetim kurullarının görevlerine devam ettikleri, dava tarihi itibariyle şirkette temsil sorunu ve organ boşluğunun bulunmadığı, davanın, henüz delillerin toplanması aşamasında olup, yaklaşık ispat yönünden tarafların delillerinin toplanmadığı, şirketin defter ve belgelerinin incelenmediği, aslolanın, şirketin yetkili organları marifetiyle yönetilmesi ve denetlenmesi olduğu, davacının varsa 6102 sayılı TTK’nın 438. vd. maddelerinde belirtilen yasal koşullara uyarak özel denetçi atanmasını talep edebileceği, somut olayda böyle bir talebin de olmadığı, bu nedenlerle, davalı şirkete kayyım atanmasına ilişkin yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde HMK’nin 389. maddesinde belirtilen yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, İlk Derece Mahkemesi’nce şirkete yönetim ve denetim kayyımı atanması talebinin reddine dair verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi gereğince davacının ilk derece mahkemesinin ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli istinaf karar harcının peşin yatırılmış olduğu anlaşıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak 28/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip