Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2236 E. 2023/75 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2236
KARAR NO : 2023/75
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/07/2022
NUMARASI : 2018/… ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … ENERJİ VE TEKNOLOJİLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.-…
VEKİLLERİ : Av….
Av. … – …
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : …

… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/07/2022 tarih ve 2018/… Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 26/01/2012 tarihinde Çukurova Üniversitesi Bünyesindeki Teknokent Kampüsünde faaliyet göstermek üzere davalı şirketi kurduğunu, şirket ilk kurulduğunda %80 paya, diğer ortağı kayınbabasının ise %20 paya sahip olduğunu, 06/12/2016 tarihinde ise kayınbabasının şirketteki paylarının tamamını oğlu …’a devrederek ortaklıktan çıktığını, müvekkilinin halen şirketin %49 oranında paydaşı ve kurucu ortaklarından olduğunu,ancak iki ortak arasında gelişen olaylar nedeniyle 05/01/2018 tarihinde müvekkilinin Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldığını, %51 oranında paya sahip …’un ise Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, şirketin iki üyeden müteşekkil Yönetim Kurulu ile temsil edilmek zorunda olduğunu, müvekkilinin istifası ile Yönetim Kurulunun tek üyeye düştüğünü ve şirketin organsız kaldığını, Yönetim Kurulu olmadan da Genel Kurulun toplanamadığını belirterek, davalı şirkete tedbiren TTK’nun 412. maddesindeki yetkileri kapsar biçiminde kayyum atanmasını, şirketin genel kurul toplantılarının dava bitinceye kadar tedbiren durdurulmasını ve davalı şirketin banka hesaplarında olması gereken 1.650.000 USD tutarındaki paranın (şirketin ihtiyaçları için şimdilik %10’luk kısmı şirkette bırakılarak) 1.485.000 USD’lik kısmında tasarrufun önlenmesi hususunda tedbir konulmasını dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili cevap dilekçesi ile; dava dosyasının rapor düzenlemek üzere bilirkişi kuruluna verilmiş olmasına rağmen bilirkişi kurulunun raporu geciktirmesi nedeni ile yeni davalar açılmak zorunda kalındığını, şirketin içi ve kanıtlar karartılıp şirketin içinin boşaltındığına dair yaygın ve genel bir kanı oluştuğunu, şirketin dava konusu olaylara konu ve yönetim kurulu başkanının %100 payına sahip olduğu … Petrokimya San.ve Tic. A.Ş.’nin kullandığı/kullanacağı kredilere kefil yapılmak istendiğinin tespit edildiğini, bu durumda dava lehe bitse dahi müddeabihin elden gitmesine neden olabilecek bir gelişme olup bunun açıkça müvekkilinin gizli tehdit edilmesi olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu … Enerji ve Teknolojileri San.ve Tic.AŞ.’nin olası bir kefalet borcu altına sokulmasının en başta Türk Medeni Kanunu’nun iyiniyet ve dürüst davranma kurallarına aykırı olacağını, şirketin tüm aktiflerini/sermayesini kaybetmesi riskini doğuracağını, davalı şirketin asli işi olmayan kefil olma ehliyetine bir tedbir konulması gerektiğini, davalı şirketin halen … Petrokimya San.ve Tic.AŞ. Firmasının … Bank AŞ.’den kullandığı/kullanacağı kredilere kefil edilmek istendiğini, bunun müvekkilinin haklarını ciddi anlamda tehdit eden ve davayı konusuz bırakacak bir girişim olarak göze çarptığını, bu nedenlerle davalı şirketin başkalarının borçlarına kefil, ciranta, aval veren veya en genel anlamda kendi asli borçları dışında başkalarına ait borçlarından sorumlu olması sonucunu doğuracak hukuki iş ve işlemlerin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03/07/2022 tarihli dilekçesi ile; dosyada toplanan delillerin her birinin müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini gerektirir cinste olduğunu, öte yandan bu zamana kadar toplanan delillerle, davalının genel kurul dahi yapmadığı, şirketin içinin karartıldığı, dava açıldığı tarihte hesaplarda olması gereken 2,8 milyon doların akıbetinin bilinmediğinin anlaşıldığını, dosyanın tekemmül ettiğini ve iddianın yaklaşık olarak değil kesin olarak ispat edildiğini, duruşmanın bir daha beklenmesinin anlamsız olacağı ve dava sonucunun etkisiz kalacağı nazara alınarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve bu kapsamda davalı şirkete kayyım atanmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 22/07/2022 tarihli dilekçesi ile; mahkemece, bir türlü değerlendirilmeyen birinci VDK raporunda, davanın nedenleri arasında yer alan “sahte fatura” maddi vakıasının doğru olduğuna yani, … A.Ş. nin … A.Ş., TMT A.Ş. ve … LTD. ŞTİ. firmalarında aldığı faturaların sahte olduğu tespitine yer verilmiş olduğunu, dosya açısından yeni delil niteliğindeki İstanbul VDK raporunda özellikle TMT A.Ş. (davalı şirketin YK Başkanın eşine ait) firmasından alınan faturaların sahte olduğunun tespitine yer verildiğini, şirketin YK başkanın eşine ait bir şirketten mal almasının başlıbaşına rekabet yasağına aykırı iken, bunun aslında fatura görüntüsü altında ancak sahte fatura ile yapılmasının aynı zamanda suç oluşturmakta olup VDK raporunda suç duyurusunda bulunulmasının da istendiğini, mahkememizce alınan (2018/1104 E. dosyanıdan alınan ve suç mahsul olduğunu düşündükleri bir rapor hariç) dört asıl iki raporun tamamında, bu malzemelerin sarf edildiği bildirilen … Projesi kapsamında … A.Ş.’den alınan belgede, dosyaya sunulu hukuki mutalaa da, sahte fatura olayının teyid edilmekte olduğunu, raporların alındığı tarihteki değerlemeye göre kaleme alındığından çıkma payında değişikilik olabileceğini, iki ortaklı şirkette, tarafların bir araya gelme olasılığının kalmadığını, YK başkanının eşi işe alınmış gibi gösterilip kendisine maaş bile bağlandığını, işlerin bu kadar ayyuka çıkmış iken mahkemenin kayyım tayin taleplerini red etmesinin hukukta karşılığının olmadığını, … da başka bir mahkemeden, sırf ortaklar arasında şikayet ve buna dair “polis ifade tutanağı” var diye kayyım tedbir kararı verilmiş iken, yaklaşık dört yıldır “…bitmeyen dava…” olarak alay konusu olan dosyada, en başta verilmeyen daha sonra ise alakasız gerekçelerle red edilen tedbir taleplerinin davalı yanca ganimet bilindiğini, yakın ispat koşulu vs. geçilmesi gerektiğini, konuyla ilgili HMK ve TTK’da, hakimin gerekli tedbirleri alacağının yazılı olduğunu, davanın bu denli uzaması ile adil yargılanma haklarının zaten ihlal edilmiş ve muvekkilinin zararının her geçen gün artar iken, verilmeyen tedbirler nedeniyle bu zararın artmasına musamaha gösterilmemesi gerektiğini, bu nedenlerle ve yeni sunduğkları VDK raporundaki “sahte fatura” ya dair tespitler nazara alınarak tedbir taleplerinin kabulü ile davalı şirkete kayyım tayin edilmesine veya mahkemece gereken tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2022 tarih ve 2018/… Esas sayılı ara karar ile; davalının Anonim Şirket olduğu, Anonim Şirketlerde asıl olan şirketlerin ortakları tarafından belirlenmiş idarecileri tarafından idare edilmesi olduğu, yöneticilerin şirketin ve diğer ortaklarının zararına işlem yapmaları halinde yöneticiler hakkında her zaman sorumluluk davası açılması mümkün olduğundan, davacı vekilinin davalı Anonim Şirkete kayyum atanması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/07/2022 tarih ve 2018/… Esas sayılı ara karar ile; davalının Anonim Şirket olduğu, Anonim şirketlerde asıl olan şirketlerin ortakları tarafından belirlenmiş idarecileri tarafından idare edilmesi olmakla yöneticilerin şirketin ve diğer ortaklarının zararına işlem yapmaları halinde yöneticiler hakkında her zaman sorumluluk davası açılması mümkün olduğundan, davacı vekilinin davalı Anonim Şirkete kayyum atanması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 20/07/2022 tarihli istinaf talebi ile; mahkemenin 06/07/2022 tarihli tedbir isteminin reddine dair ara kararının istinaf yolu ile kaldırılması ve davalı şirkete kayyım tayin edilmesine karar verilmesi gerektiğini, toplanan kanıtların her birinin, müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini gerektirir cinsten olduğunu, öte yandan bu zamana kadar toplanan kanıtlar, davalının genel kurul dahi yapamadığını, şirketin içinin karartıldığını, dava açıldığı tarihte hesaplarda olması gereken 2,8 milyon doların akıbetinin bilinmediğini, dosyanın tekemmül ettiği ve iddianın yaklaşık olarak değil kesin olarak ispat edildiğini, duruşmanın bir daha beklenmesinin anlamsız olacağı ve dava sonucunun etkisiz kalacağı nazara alınarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, dosyada taraf olmayan kişilerin hukukundan bahisle red kararı verilmesinin HMK ve TTK’na aykırı olması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılarak davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 01/08/2022 tarihli istinaf talebi ile; mahkemenin 22/07/2022 tarihli tedbir isteminin reddine dair ara kararın istinaf yolu ile kaldırılması ve davalı şirkete kayyım tayin edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemenin bu zamana kadar ki performansı, gerekçesiz ara kararları, çelişki olmadığı halde sürekli rapor aldırmaya çalışması, yargı erkini adeta VDK raporlarına havale eden tutumu ve üstelik, VDK raporlarını bile kaale almayan yaklaşımları, heyetlerin oluşumunda düştüğü hatalar, kararsızlıkları, rapor alınmasına dair ara kararlarda özellikle bilirkişilerden tespitini istediği hususları ara kararlarına tam olarak geçirmemek suretiyle sergilediği atalet, müvekkilinin adil yargılanma hakkını bu zamana kadar ihlal ve ihmal ettiğini, 03.07.2022 tarihinde, aldırılan bilirkişi raporu üzerine talep edilen tedbir talebinin yine mahkemece reddedildiği ve bu red kararı aleyhine istinaf kanun yoluna müracaat edildiğini bu kez, davalı şirketin YK Başkanının, eşine ait şirket ile yaptığı usulsüz/sahte fatura işlemlerine dair VDK raporu ile yeniden müracaat edilmiş ise de, mahkeme yine somut olayla ilgisi olmayan bir gerekçe ile istemi reddedildiğini, mahkemece aldırılan Ankara Bilirkişi Raporunun, son derece detaylı, somut ve dava nedenlerini ayrı ayrı teyid eden ve esasında herbirisi şirketin fesih ve tasfiyesi için yeterli olan, HMK 293 gereği alınmış Hukuki Mutaala ile de uyumlu olmasına, buna ilaveten gerek DANA VDK gerekse de İSTANBUL VDK ( TMT A.Ş.) yönünden alınan raporlarla sahte fatura usulsüzlüğü sabit olmasına rağmen kayyım tayin talebinin reddinin, hukukla izah edilebilir bir yanı kalmadığını zaten gerekçesinin de, olayla bağı kurulamadığını, mahkemenin, en azından HMK ve TTK gereği “…gereken tedbirlere…” hükmetmesi gerektiği halde yapmamasının anlaşılamadığını, dosya kapsamı son derece açık ve bir kısım iddiların davalı tarafından hiçbir aşamada red edilmediğini, iddia, yaklaşık ispatın çok daha ilerisinde ispat edilmesine ve davalı şirket aleyhine tedbir istenmesine rağmen “…şahsen davalı olmayan şirket yetkililerinin hukuki sorumlulukları hatırlatılarak…” red kararı verilmesinin hukuki olmaktan uzaklaştığını, toplanan kanıtların herbirisinin müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini gerektirir cinsten olduğunu, açıklanan nedenlerle istinaf talebinin kabulüne ve mahkemenin 22/07/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının kaldırılması ve davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava hukuki niteliği itibarıyla Şirketin Tasfiyesi talebine ilişkin olup istinaf konusu uyumazlık ise davacı vekilinin davalı Anonim Şirkete kayyum atanması talebinin reddine ilişkin verilen 06/07/2022 ve 22/07/2022 tarihli ara kararların kaldırılması talebine ilişkindir.
Anonim şirkete kayyım atanmasının kural olarak şirketin organsız kalması halinde talep edilebilecek bir tedbir olup, davalı şirketin organsız kalmasının söz konusu olmadığı, şirket organlarının görev başında olduğu ve kötü yönetim iddiasıyla kayyım tayininin mümkün olmadığı (Yargıtay 11.HD’sinin 2017/2553-2018/8029, 2012/8241-2013/691 EK sayılı kararları bu yöndedir.) anlaşılarak davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2022 tarih, 2018/… Esas ve 22/07/2022 tarih, 2018/… Esas sayılı ara kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 359,80.TL karar harcından peşin olarak alınan 161,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 198,40.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 330. Maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak 07/04/2023 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır