Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2179 E. 2023/92 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2179
KARAR NO : 2023/92
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2022
NUMARASI : 2020/… ESAS-2022/… KARAR
DAVACI : …-T.C….-…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : ….- …
VEKİLİ : Av. …-…
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
YAZIM TARİHİ : …

… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarih ve 2020/… Esas, 2022/… Karar
sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ….’nin Türkiye çapında dağıtım işleri yaptıran şirket olduğunu, şirketin işini acenteler vasıtasıyla yaptırdığını, davacı … … 2012 yılından 2014 yılına kadar davalının … … Acentisi olarak çalıştığını, acenteler, acente sözleşmesi gereği teşkilatlarını kurduktan ve para kazanmaya başladıktan sonra davalı şirketin iş bu acenteleri zorlayarak, acentelerden para sızdıma yolunu seçtiğini, … …, ….’nin yetkili kişisi ve Kuryenet’in görevlendirdiği biri olduğunu, acenteler ile direk olarak münasebet kurarak dolaylı münasebet kurarak acentelerden bayilik ücreti adı altında usulsüz paralar aldtığını, acente bir yerde Kuryenet’in baskısına karşı koyamaz durumda olduğunu, acentenin onbinlerce para harcayarak teşkilatını kurmuş, artık kazanmaya başladığını, davalının zorlamasına karşı koyamayacak bir halde olduğunun belirtildiğini, ….’nin müvekkillerden 3 değişik yol kullanarak 94.780,00.TL para aldığını belirterek, davalı …’in hiçbir sebep yokken acente sözleşmesini ani bir kararla fesih ettiğini, sözleşmenin fesih eder iken öncesinde sözleşmeyle ilgili ihtar veya uyarıda bulunulmadığını, iş bu davanın davalıların haksız olarak aldığı 94.780,00.TL paranın davalının haksız fesih etmesi sonucu uğranılan kaybın ve çalışma sonucu davalıya kazandırılan ticari itibarı talep ettiklerini, fazlaya dair hakların baki kalmak kaydıyla davalının şimdilik 5.000,00.TL karın 01.01.2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödemesine karar verilmesini, davalının şimdilik kazandırılan müşteri bedelinin 5.000,00.TLsinin, 01/01/2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından istirdat ve tazminat talepli olarak açılan davaya usule ve esasa ilişkin itiraz ettiği öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddinin gerektiği, taraflar arasında akdedilmiş olan acentalık sözleşmesinin 27. maddesinde yetki klozunun bulunduğu bu nedenle davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğinin belirtildiğini, bu olmadığı takdirde istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, bu nedenle de esastan davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı ile; somut olayda davalının süresinde mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, davaya konu dosya içerinde bulunan sözleşme incelendiğinde, her iki tarafın tacir olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK.nun 17/1 maddesi kapsamında sözleşmeyle yetkili kıldıkları İstanbul Mahkemeleri yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam edeceğinin düzenlenmediği, böylelikle taraflarca Acentalık Sözleşmesi’nin 27. maddesiyle yetkili kılınan İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğu anlaşıldığından, mahkemenin HMK 17. maddesi uyarınca yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Nöbetçi İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas 2022/… Karar sayılı dosyasından yetkisizlik nedeniyle verilen davanın usulden reddine dair kararının kaldırılması gerektiğini, mahkeme yetkisizlik kararında taraflar arasında yapılan sözleşmenin 27. maddesinde yetkili yer mahkemesi olarak İstanbul Mahkemeleri’nin belirlendiğini ve yetkili mahkemenin … Mahkemeleri değil, İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek davayı dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddettiğini, taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunmakta olup sözleşmenin ifa yerinin … olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin matbu bir sözleşme olup tartışmaya açık bir sözleşme olmadığını, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede İstanbul Mahkemeleri yetkilidir diye bir hüküm yer alsa da bu hüküm münhasır tek yetkili yerin İstanbul olduğunu göstermediğini, taraflar arasındaki sözleşmedeki yetkinin diğer yerlere dair yetkiyi ortadan kaldırmadığını, mahkemenin yetkisizlik kararının doğru olmadığını, sözleşmenin ifa yeri olan … Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, bu nedenlerle yetkisizlik nedeniyle verilen davanın usulden reddine dair kararının kaldırılarak mahkemenin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas, 2022/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak davası nedeniyle ilk derece mahkemesince tarafların tacir olduğu ve aralarında yetki sözleşmesi bulunduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Tararlar arasındaki sözleşmenin 27.maddesinde sözleşmenin uygulanmasında çıkan uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda davanın her iki tarafı tacir olup, HMK’nin, “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. HMK m. 17. maddesinin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Tüm bu nedenlerle, tacir olan taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokol uyarınca İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri’nin yetkisinin münhasır olduğu, bu sözleşme ve protokolden kaynaklanan davaların münhasıran kararlaştırılan İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştu
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarih ve 2020/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 179,90.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 80,70.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 99,20.TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davaCı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davaCı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 07/04/2023 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır