Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2113 E. 2022/1417 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2113 – 2022/1417
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2113
KARAR NO : 2022/1417
KARAR TARİHİ : 12/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/07/2022
NUMARASI : 2018/… ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1-…
VEKİLİ : Av. …
2-…
3-…
VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/07/2022 tarih ve 2018/… esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, teknik bilgi ve deneyimleri sayesinde, şirketin gerçekleştireceği projelere, yoğunlaşmış iken; davalı ortak …’un, Yönetim Kurulu Başkanı olarak temsil ve ilzam yetkisi ile şirketin her türlü finans, muhasebe vb. mali işlerini sevk/idare ettiğini, Şirket ortağı davalı Yönetim Kurulu Başkanı …’un iddiaya konu davalı şirketlerin yönetim kurulu üyesi (… Kimya San. ve Ticaret AŞ) veya tek ortağı olduğu (… Petrokimya San.ve Ticaret AŞ) olduğunu, Davalı …’un kendisine, eşine ve yakın bir arkadaşına ait şirketlerden gerçekte alınmayan mal ve hizmetler için aynı gün kesilen faturalar ile davalı … A.Ş.’yi borçlandırması, nakit ödeme veya verilen avansların sıfırlanması suretiyle şirket zararına işlemler yapıldığını, davalının özellikle 2017 yılı içerisinde; diğer davalı şirketlerden temin ettiği faturalar ile şirketin aktifini haksız ve gerçeğe aykırı bir biçimde yere azaltmaya çalıştığını, diğer davalı şirketlerden alınan bu faturaların şirket kayıtlarına alınmaması gerektiği hususunda davalı uyarmış ise de, daha sonra gelişen olaylar üzerine şirketin fesih ve tasfiyesi istemli dava açıldığını, Şirket ortağı davalı Yönetim Kurulu Başkanı …’un para ve kaynak aktarımları TTK. 369, 395 ve 396 hükümlerine aykırı olduğunu, Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgelerlerin 213 Sayılı Vergi usul Kanunu m.359 anlamında bir suç teşkil etmiş olduğunu, belirtilen nedenle de gerçek olmayan mal ve hizmet alımları ile durumu bilen ve bilebilecek kişilerle yapılan işlemlerden dolayı elde ettikleri haksız kazancın yine davalılardan alınarak müvekkilin ortağı olduğu … A.Ş.’e ödenmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 22/07/2022 tarihli dilekçesi ile, şirketin sahte faturalar ile bilinçli bir şekilde zarara uğratıldığı, zararın boyutunun en az fatura tutarları kadar olmakla birlikte eldeki davanın kısmi açıldığı ve dava miktarı kadar zararın evleviyetle kabul edilmesi gerektiği nazara alındığında davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle davalılar hakkında teminatlı ve teminatsız olmak üzere taşınır/taşınmaz ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde uygulanmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi”nin 22/07/2022 tarihli ara kararı ile, ” davacı …’in kendisinin kurucu ortaklarından olduğu … AŞ.’nin yöneticisi olan davalı … ile diğer davalıların gerçek olmayan mal ve hizmet faturaları ile … AŞ.’ni zarara uğrattıklarından bahisle dava konusu tazminatın davalılardan tahsili ile … AŞ.’ne ödenmesini talep etmiş olduğu, İİK.’nun 257. maddesinde belirtilen düzenleme dikkate alındığında, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi bakımından aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin davalılar adına kayıtlı taşınır/taşınmaz mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına ilişkin talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf talebi ile; davalılar elbirliği ile % 49 oranında ortağı olduğu şirketin içini, sahte faturalar ile boşalttıklarını, dava açıkça, ortağın şirkete ödenmek üzere açtığı, ortak olması nedeniyle gördüğü “dolaylı zarara” ilişkin bir dava olduğu, hukuki dayanağı ise TTK 555 maddesi olduğunu, bu tür bir dava için Genel Kurul kararı vb. Prosedüre ihtiyaç bulunmadığını, dolaylı zararın var olması halinde, şirket ortağı veya alacaklılar, şirketin zararının giderilmesi için doğrudan dava açacak ancak zararın dolaylı olması nedeniyle tazminatın şirkete ödenmesini isteyebileceklerini, davalıların objektif özen sorumlulukların yerine getirdiklerini ispat edemedikleri sürece haksız fiillerinden ötürü sorumlu olduklarını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava, hukuki niteliği itibariyle, şirketin zarara uğratılması nedeniyle, şirket yöneticisi ve yöneticinin ortağı olduğu diğer şirketlere karşı açılmış sorumluluk davası olup, istinafa konu uyuşmazlık ise, mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik 22/07/2022 tarihli ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalıların, sahte faturalar düzenlemek suretiyle işbirliği içerisinde şirketin içinin boşaltıldığının, bu şekilde şirketi zarara uğrattıklarının bilirkişi raporları, vergi inceleme raporu ve dosya kapsamındaki diğer belgeler ile ispatlandığı belirtilerek ihtiyati haciz talep edilmiş, ilk derece mahkemesince, davacının ihtiyati haciz talep edebilmek için aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nun 257. maddesinde hem vadesi gelmiş hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği öngörülmüştür. İİK’nun 257. maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları, ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Somut olayda, davacı tarafından, davalıların haksız eylemleri sonucu, ortağı olduğu dava dışı şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak toplam 360.000,00.TL tazminatın, davalılardan tahsil edilerek, dava dışı … Enerji Teknolojileri San.ve Tic.AŞ.’ne ödenmesi talebiyle iş bu davanın açıldığı ve yargılama sırasında ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, davacının TTK hükümleri gereğince, sorumluluk davası açmakta aktif husumeti var ise de, İİK’nun 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz talep edebilmek için alacaklı sıfatının bulunmadığı, İİK’nun 257. maddesinde, ihtiyati haciz talep yetkisinin muaccel alacağın alacaklısına tanındığı, zira, alınacak ihtiyati haciz kararının ancak alacaklı tarafından icra takibine konu edilebileceği, bu nedenle, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin olarak verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince İhtiyati Haciz talep eden vekilinin Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/07/2022 tarih ve 2018/… esas sayılı ara Kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcını peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 12/12/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır