Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2107 E. 2023/143 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2107
KARAR NO : 2023/143
KARAR TARİHİ : 10/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2022
NUMARASI : 2022/… Esas, 2022/… Karar

DAVACILAR : 1-…, TCK NO: …
2-…, TCK NO: …
VEKİLİ : Av. …..
DAVALILAR : 1-…
2-…, TCK NO: … –
VEKİLİ : Av. …..
DAVANIN KONUSU : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
YAZIM TARİHİ :…

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… esas ve 2022/… karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların %50 ve davalı …’nun %50 oranında pay sahipliği ile adi ortaklığın kurulduğunu, … ortaklık öncesi şirket üzerinde yaptığı işlemin diğer kar payı, KDV, fason yapacağı avansalar v.s.den sadece 50.000.USD’lik kısmı sermaye olarak kabul edildiğini, kalan kısmının şirketi güçlü kılmak için Göymenlerin insiyatifinde … … alacağı olarak şirket bünyesinde bırakıldığını, faaliyetlerin şirket üzerinden 2020’ye kadar yürütüldüğünü, bu adi ortaklıkta davacı … gizli ortak statüsünde olduğunu, diğer ortak …’nun hukuka aykırı davranışları, adi ortaklık gelirlerini şahsi hesabına ve kendisinin ortağı olduğu başka şirketlere transfer etmesi, bilgi vermekten kaçması, kar payı dağıtmaması sebebiyle işlerin yürümez hale geldiğini belirterek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her iki müvekkili yönünden öncelikle zamanmaşımı, görev, yetki ve husumet itirazında bulunduklarını, ayrıca davacı …’in ortağı olduğu … Makarna A.Ş.’nin iflas etmesi nedeniyle fabrikanın TMSF’ye devredildiğini ve TMSF tarafından fabrikanın ihale yolu ile satışa çıkarıldığını, müvekkili …’nun ihaleyi kazandığını, davacının zor durumda olmasından dolayı müvekkilinin davacıya yardım maksadıyla, davacının … Gıda … Şti.’nde komisyon karşılığında çalışmasını kabul ettiğini, ilerleyen süreçte de davacıyı şirkette yetkili müdür yaptığını, fabrikanın işlerini yetkili müdür olarak takip eden davacının ayrıca komisyonculuk yaparak şirkete iş bağlama yoluna gittiğini, davacının komisyon karşılığı müvekkili şirketin ürünlerinin satışına aracılık ettiğini, tarafların bu iş ilişkisinden menfaat elde ettiklerini, davacının hak etmiş olduğu komisyonların kendi talebi doğrultusunda eşi … ve arkadaşları ile akraba ilişkileri olan şahıslara ait hesaplara gönderildiğini, davacının geçmişten gelen borçları olması ve hakkında açılmış pek çok icra dosyasının bulunması nedeniyle komisyon alacaklarını bu şekilde tahsil etmeyi tercih ettiğini, pek çok kez de alacağını elden tahsil ettiğini, davacının müvekkili şirkette iş akdinin sonlandırılması ile birlikte kendisinin müvekkillerinden haksız ve hukuka aykırı taleplerde bulunmaya başladığını ve açılan işbu davanın davacının hukuka aykırı taleplerinin devamı niteliğinde olduğu gibi müvekkilinin yetkilisi olduğu … isimli şirketin davacı …’in eşinin ortak olduğu … isimli şirketten alacaklarını tahsil etmesini engellemek ve sürüncemede bırakmak maksadıyla açıldığını belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davası olduğu, davacıların tacir olmadıkları gibi esnaf dahi olmadıkları, tarafların sıfatlarının gözönüne alındığında, davanın ticari dava olmadığı, mahkemenin görevsiz olduğu, asıl görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde talep halinde görevli ve yetkili mahkeme olduğu anlaşılan Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından adi ortaklığın giderilmesi davalarında tarafların hepsinin tacir olarak kabul edildiğini, Yargıtay’ın emsal kararı doğrultusunda yerel mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verildiği, karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtilaf görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bir davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülebilmesi için davanın TTK’nın 4. maddesine göre mutlak veya nispi ticari dava olması gerekmektedir.
Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevaplarından davacıların ve davalı …’nun tacir olmadığı, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemli davanın TTK’da belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmayıp, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan ilk derece mahkemesince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, İlk Derece Mahkemesi’nce davanın usulden reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 80,70.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL maktu istinaf karar harcının davalılardan alınarak HAZİNEY İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır