Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2082 E. 2023/189 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2082 – 2023/189
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2082
KARAR NO : 2023/189
KARAR TARİHİ : 03/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/07/2022 tarih ve … Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kapsamında davalının 644.590,00.TL borcu bulunduğunu, taraflarınca defalarca ödeme yapılmasının istenmesine rağmen herhangi bir sonuç alınamadığını, davalının borcunu ödememesi üzerine, Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibine başlandığını, 27/05/2022 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe, faize ve faiz oranına itiraz edilmesinin üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlunun itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, ayrıca davalının müvekkili aleyhinde Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada alınan bilirkişi raporunda da müvekkilinin davalı firmadan 644.590,00.TL alacağı olduğunun ortaya çıktığını, öte yandan anılan yargılamada davalı firma vekilinin 22/03/2022 tarihli dilekçesi içeriğinde müvekkilinin borcu kabul ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, dava konusu ticari işi yapmadığına ya da takip konusu borcu ödediğine dair hiçbir delile ve yasal dayanağa sahip olmadığını, alacağına kavuşamayan müvekkili maddi olarak sıkıntı yaşadığını, taraflarınca başvurulan arabuluculuk tutanağına göre de anlaşmaya varılamadığını, borçlu tarafın açıkça kötü niyetle hareket etmesi nedeni ile ve alacağın %100 kanıtlanabilir olması nedeni ile öncellikle mahkemenin itirazın kötü niyetli olduğu açık olması nedeni ile teminatsız olarak veya uygun göreceği bir teminat miktarı karşılığında ihtiyati haciz talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/07/2022 tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile; davacı vekilinin, davalının itirazının kötü niyetli olduğunun açık olması nedeni ile teminatsız olarak veya uygun göreceği bir teminat miktarı karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi talebi yönünden, dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; davacı vekilinin talebinin 2004 sayılı İİK madde 257 vd. maddelerinde belirtilen şartların, muaccel bir alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı ve uyuşmazlık konusunun yargılamayı gerektirdiği nazara alınarak dosyaya sunulan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz şartlarının da mevcut olmadığı göz önünde bulundurularak davacı vekilinin ihtiyati haciz konulması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının müvekkili aleyhinde Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada alınan bilirkişi raporunda da, “kesin delil niteliği haiz taraf ticari defterleri / BA – BS kayıtları incelenerek ” müvekkilinin, davalı firmadan 644.590,00.TL alacağı olduğunun ortaya çıktığını, öte yandan anılan yargılamada davalı firma vekili 22/03/2022 tarihli dilekçesi içeriğinde müvekkilinin borcu kabul ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, borçlu tarafın açıkça kötü niyetle hareket etmesi nedeni ile ve alacağın %100 kanıtlanabilir olması nedeni (dosyaya sunulan bilirkişi raporu – kabul dilekçesi ile sabit olduğu) ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin açıkça hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkemece verilen ara kararın kaldırılmasına, uygun bir teminatla ya da teminatsız olarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava hukuki niteliği itibarıyla İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası olup, istinaf konusu uyuşmazlık, davacı tarafından talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada alınan bilirkişi raporunda da müvekkilinin davalı firmadan 644.590,00.TL alacağı olduğunun ortaya çıktığını, öte yandan anılan yargılamada davalı firma vekilinin 22/03/2022 tarihli dilekçesi içeriğinde müvekkilinin borcu kabul ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, dava konusu ticari işi yapmadığına ya da takip konusu borcu ödediğine dair hiçbir delile ve yasal dayanağa sahip olmadığını, alacağına kavuşamayan müvekkili maddi olarak sıkıntı yaşadığını, davalının borcunu ödememesi üzerine davacının davalı hakkında Mersin 4.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İhtiyati haciz, İİK.’nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, İİK.nun 257. Maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgâhının bulunmaması veya taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde vadesi gelmemiş borçtan dolayı da ihtiyatî haciz istenebileceği,” ” 258. Maddesinde; “Alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeğe mecbur olduğu, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının kanun yoluna başvurabileceği,” hükmüne yer verilmiş, 265.maddesinde ise ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ve kanun yollarına başvuru düzenlenmiştir.
İİK’nın 257. maddesinde hem vadesi gelmiş hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği öngörülmüştür. Anılan maddede başkaca her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. Maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Somut dosyamızda, davacı tarafından Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı firmadan 644.590,00.TL alacağı olduğunun ortaya çıktığı savıyla ihtiyati haciz talep edildiği, somut dosyamız bakımından davacının alacaklı olduğuna dair yaklaşık ispatın bulunmadığı, delil olarak gösterilen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyası bakımından ise ihtiyati haczin ilgili mahkemeden istenmesi gerektiği anlaşılarak davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından HMK’nın 353/1-b-1 md. gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/07/2022 tarih ve … Esas sayılı ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 80,70.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 330. Maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak 03/05/2023 tarihinde karar verildi.

..
Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır