Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/2 E. 2022/200 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2
KARAR NO : 2022/200
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…
MÜDAHİL : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
YAZIM TARİHİ : …

Dairemizin … tarih, … E., … K.sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair karanının temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/11/2021 tarih, 2020/4436 E., 2021/6241 K.sayılı ilamı ile bozulması üzerine duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ortakları arasında yaşanılan bir ihtilaf nedeniyle Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemes’inin … esas sayılı dosyasında şirkete kayyum tayin edildiğini, müvekkili şirket aleyhine Mersin 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takipte davalı …’nin alacaklı, müvekkili şirketin de borçlu olduğunu, borcun 205.000,00.TL ve borç sebebinin ise ” borçlu yerine 31/05/2012 tarihinde yapılan ödemeyi gösterir banka dekontuna müstenit rücu alacağı” olduğunun anlaşıldığını, takibe ilişkin ödeme emrinin borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen şirket adına yetki kullanmaya yetkili kişinin bulunmaması nedeniyle takibe süresi içinde itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, müvekkili şirketin davalı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, kendisine şirket tarafından verilmiş bir borç belgesinin de olmadığını, davalının şirket ortağı … … … ‘ün annesi olmaktan başka şirket ile bir yakınlığının olmadığını, sadece usulsüz yollarla şirketi borçlandırma yoluna gittiğini belirterek, davanın kabulünü, takibin iptalini, takip haksız ve kötü niyetli olduğundan davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin üçüncü kişi sıfatıyla önce eski kocası sonradan da kızının ortağı bulunduğu davacı şirket lehine … Bankası Mersin … Şubesi’nden davacı şirketçe kullanılan bir krediye kefil olduğunu, ve bu kefillik gereğince müvekkiline ait olan taşınmazın ipoteğini de bankaya verdiğini, müvekkilinin kredinin kullanımından kaynaklı hiçbir yarar elde etmediğini, kredi taksitlerinin davacı şirket tarafından zamanında ödenmemesi nedeniyle hem şirket hem de müvekkili hakkında kredi veren banka tarafından takipler açıldığını ve müvekkilinin teminat olarak verdiği ipotekli taşınmazın satış işlemlerine başlandığını, davacı şirketin borcunu ödememesi nedeniyle müvekkilinin kefil sıfatıyla 205.000,00.TL’ lik borcu ödediğini, müvekkilinin bu borçla ilgili icra takibi başlattığını, B.K. nun 581.maddesi ve devamındaki hükümler uyarınca asıl borçlunun borcunu eda eden kefilin ödemiş bulunduğu meblağ kadarını asıl borçludan talep etme hakkının olduğunu, müvekkilinin halefiyet-rücu-sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı talep takip hakkını kullandığını, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddini, dava kötü niyetli olarak açıldığından davacının inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Müdahil … vekili dilekçesinde özetle, müvekkilinin % 50 hisseye sahip iki ortaklı bir şirket olan davacı şirketin ortaklarından biri olduğunu, davalının, davacı şirkette diğer hissedar olan … … …’ün annesi olduğunu, icra takibinin haksız bir şekilde muvazaalı olarak salt müvekkilini yıldırmak ve ortaklığın tasfiyesinde diğer hissedarların taleplerinin karşılanması için müvekkili üzerinde baskı kurmak amacıyla açıldığını, bu takibe ilişkin ödeme emrinin borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, o dönemde şirket adına hukuki işlemlerde bulunmaya yetkili bir kişinin bulunmaması nedeniyle takibe şirket adına süresi içerisinde itiraz edilmediğini ve yapılan haksız takibin kesinleştiğini, Mersin 8.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından tahsil edilecek paraların dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi ve icra dosyasında depo edilmesi yönündeki taleplerinin kabulü ile yatırılacak teminat dahilinde İİK.72.md. uyarınca tedbir konulmasına ve müdahilliklerine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi kararında özetle; davalının, davacı şirketin … Bankası Mersin … Şubesi’nden kullandığı krediye kefil olduğu, davalının taşınmazını ipotek vermesinden kaynaklı olarak … Bankası tarafından Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile aleyhine takip yapılması üzerine 31/05/2012 tarihinde … Bankası … Şubesi’nde davacı şirketin takip hesaplarını kapatmak üzere şerhi düşülen makbuz ile 205.000,00.TL kredi borcunu ödediği, davalı kefilin asıl borçlunun borcunu ödemiş olmakla ödediği meblağı borçludan talep hakkı bulunduğu, davalının kefalet borcunu ödemesi nedeniyle muvazaalı bir işlem olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’nin davacı şirket ortaklarından … … …’ün annesi, … …’ün boşandığı ama birlikte yaşadığı eşi, … …’nın ise kızı olduğunu, ailelerinin paraya olan ihtiyaçları nedeniyle T.C … Bankası’na iki ayrı borçlanma yaptıklarını ve bu borca …-… Ltd. Şti’ni müştereken ve müteselsilen kefil ettiklerini, bankanın bu borçlanmada usulsuz davrandığını ve şirketin borçlanabilmesi için karar defterine karar alınmasını beklenmeden, kefalet işleminin tamamlandığını, kullanılan kredinin hiçbir şekilde müvekkili şirketin nam ve hesabına kullanılmadığını, şirket kayıtlarında bu borçlanma ile ilgili tek bir kayıt olmadığını, kullanılan kredinin davacı …-… şirketi borç ve ödemeleri için kullandığına ilişkin delil bulunmadığını, bilirkişi raporuna yapılan itirazların nazara alınmadığını, usul ve yasaya aykırı bilirkişi raporlarına istinaden hüküm kurulduğunu ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını ve borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası, Mersin 8 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası, Mersin ili … ilçesi …Köyü … ada … parsel sayılı 10 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza ait ipotek resmi senedi, dava dışı … Bankası’ndan gelen yazı cevapları, 26.04.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi, bilirkişi heyeti rapor ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dairemizce duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda … tarih, … E., … K. sayılı kararla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, dairemiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemiz kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/11/2021 tarih, 2020/4436 E., 2021/6241 K.sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dairemizce, Yargıtay bozma ilamı ve duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş, Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılama yapılmıştır.
4721 sayılı TMK’nin 884. maddesinde, “Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir. Alacak, borcu ödeyen malike geçer.” hükmü düzenlenmiş olup, somut olayda davalı da, davacı şirketin, dava dışı … Bankası ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeniyle, şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçları ve yine şirketin kefil olduğu borçlar için kendisine ait … Köyü … ada … parsel sayılı 10 bağımsız bölüm üzerinde 200.000,00.TL tutarında … Bankası lehine ipotek tesis etmiş, davacı şirket tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine, kendisi ve şirket hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesine dayalı takip üzerine davaya ve takibe konu 205.000,00.TL’yi bankaya ödemiştir.
Davacı tarafın iddiaları, kredinin şirket işleri için kullanılmadığı, şirket müdürü … … ve şirketin diğer ortağı … … … usulsüz işlemleri olduğu, çekilen kredileri kendi işlerinde kullandıkları, kredinin şirket kayıtlarında yer almadığı, müdürün tek başına yetkisi olmadığı halde bu işlerin yapıldığına yönelik olup, davacı şirketi 07.01.2010-08.11.2010 tarihleri arasında … …’ün münferiden temsile yetkili olduğu, dava konusu genel kredi sözleşmesinin de 26.04.2010 tarihinde … … tarafından imzalandığı, bu tarihte adı geçen kişinin şirketi tek başına temsile yetkisi bulunduğundan davacı tarafın yetkiye ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı, davacı tarafın, şirket müdürünün ve diğer ortağın usulsüz işlemleri olduğu, kredinin şirket için kullanılmadığı, müdürün ve diğer ortağın şahsi işleri için kullanıldığı yönündeki iddialarının bu davanın konusu olmadığı, ilgililer hakkında açılabilecek sorumluluk davasının konusu olabileceği, davalının TMK’nin 884. maddesine göre ödediği parayı asıl borçlu olan şirketten talep hakkının bulunduğu, bilirkişilerce düzenlenen 02.11.2018 tarihli ek raporlarından davalı tarafından yapılan 205.000,00.TL’lik ödemenin davacı şirketin kredi borçlarına mahsup edildiği, davalı tarafından dava dışı bankaya fazladan bir ödeme yapılmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun açık ve denetime elverişli olmaması nedeniyle dairemizce ek rapor anılmasına karar verildiğinden ve bu nedenle davacı yanın istinaf sebebi yerinde görülüp duruşma açıldığından, HMK’nin 353/1-b-3 maddesince yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş olup, davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, uygulanmış bir tedbir kararı olmadığından ve bu nedenle koşulları bulunmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3)-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)-Davanın REDDİNE,
b)-Davalı tarafın tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
c)-İlk Derece Mahkemesi’nce … tarihli celse 4 nolu ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
d)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 3.500,89.TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.420,19.TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE,
e)-6100 Sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
f)-6100 Sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince davalı, davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ye göre hesap edilen 22.800,00.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 44,40.TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
5-6100 Sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafça yapılan 138,75.TL, tebligat gideri, 207,00.TL dosya gönderme ücreti, 500,00.TL bilirkişi ücreti, 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 943,85.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirildiğinden ve istinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından, A.A.Ü.T İkinci Kısım İkinci Bölüm 17/b maddesi gereğince belirlenen 2.550,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
Dair, davacı vekili, davalı vekili ve müdahil vekillerinin yokluğunda istinaf duruşması sonucunda, HMK’nin 361/1 maddesince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar usulen okunup açıkça anlatıldı. 01/03/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır