Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1970 E. 2023/13 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1970 – 2023/13
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1970
KARAR NO : 2023/13
KARAR TARİHİ : 16/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2021
NUMARASI : 2020/… ESAS 2021/… KARAR
DAVACI : … TAŞIMACILIK TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1 -… OT. SAN. A.Ş. …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2 -… OTOMOTİV TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. …
Av…
Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :…

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… esas 2021/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından, davalı … Otomotiv ve San. Tic. A.Ş.’den … SAYILI … transit -… Minibüs … … … model araç 06/09/2016 tarihinde satın alındığını, aracın teslim alındıktan çok kısa bir süre sonra araç çalışmamış ve çekici ile yetkili servislerine getirildiğini, çocuk kilidi recall işleminde sorun tespit edilmiş ve onarım işlemi için müvekkil şirkete teslim edildiğini, onarımın akabinde aracın servise getirilerek çekiçten düşmesi ve akünün basmaması nedeniyle işlem yapılarak müvekkil şirkete tekrar teslim edildiğini, araçta süreklilik arz eden bu durum çözülemediğini ve aracın gerçek arızasının tespit edilemediğini, son kez 16/04/2019 tarihinde yeniden araç servise getirildiğini ve katalizator değişimi sebebiyle aracın işlem gördüğünü ve yine gerçek arızasının tespit edilemediğini, müvekkili şirketin sıfır araç almasına rağmen araçtan faydalanamadığını, ticari bir işletme olması sebebiyle de aracın sürekli arıza vermesinden kaynaklı olarak işlerinin aksadığını, araçtan beklenilen verimin alınamadığını, Adana 4.Noterliğinden … yevmiye numarası ile davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, malın misli ile değişimini talep ettiklerini, davalı şirketin ise cevabı ihtarnamede aracın üretici firmasının kendilerinin olmadığını kabul etmediklerini, aracın incelemesinde aracın üretiminden kaynaklanan bir sorun bulunmadığının tespit edildiğini, yasal şartların oluşmadığından aracın misliyle değişiminin mümkün olmadığını belirttiklerini, araçta gelen arızaların garanti süresi içinde meydana geldiğini belirterek, iş bu davaya konu aracın tüm masraflar davalılara ait olmak üzere 0 kilometrede ayıpsız misli ile değiştirilmesini, mahkeme aksi kanaatteyse bedelinin taraflarına ticari avans faizi ile iadesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, öncelikle davanın, zamanaşımı, ayıp ihbar süresine riayet edilmemiş olması ve husumete ilişkin açıklamaları göz önünde bulundurularak reddedilmesini, davada ayıp ihbar süresinin geçmiş olduğunu, davalılardan … Otomotiv A.Ş’ye husumet yöneltilemeyeceğini, araçta herhangi bir ayıbın bulunmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı olan davasının esastan da reddedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davacı şirket tarafından, davalı … Otomotiv ve San. Tic. A.Ş.’den … SAYILI … transit -… Minibüs … … … model aracın 06/09/2016 tarihinde satın alındığı, aracın tespit edilen bir kısım arızalarından kaynaklı şikâyetlere istinaden davalı servis tarafından gerekli mekanik işlemlerin yapılarak arızanın garanti kapsamında ücretsiz olarak giderildiği, davacının oluşan bu bir kısım arıza sebebiyle seçimlik hakkını ücretsiz onarım yönünde kullandığı, diğer tespiti yapılan dizel parçacık filtresi kaynaklı arızaların imalat kaynaklı arızalar olmadığı, aracın uygun koşullarda kullanılmamasından meydana gelen kullanıcı kaynaklı arızalar olduğu, buna yönelik davalı … Otomotiv A.Ş. yönünden açılan davanın TBK’nun 231 maddesinde belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşıldığından bu davalı yönünden açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş (Yargıtay 19.H.D’nin 2016/7454 Esas, 2016/14459 Karar), diğer davalı … Otomotiv A.Ş. yönünden dava açılmadan önce 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile eklenen 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2.fıkrası uyarınca, davalı taraflarla aralarındaki arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın mahkemeye sunulmadığı görülmekle bu davalı yönünden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; … Otomotiv A.Ş. Yönünden ise, istinaf itirazları, arabuluculuğa her iki davalı için başvurduklarını, arabuluculuk taraflarından sehven son tutanağa davalılardan … Otomotiv San. A.Ş.’ ın adını yazdığını, dosya içine bakılsaydı bu yanlışlığın fark edileceğini, hatalarının olmadığını, davalı … yönünden ise, davaya konu aracın defalarca servise götürüldüğünü, aracın arızasının giderildiğini, raçta sadece dizel partikül filtresinde bir arıza olmayıp araç bir çok arıza vermesine rağmen bilirkişi raporunca bu arızalara değinilmediğini, bilirkişi raporunun eksik olduğunu, dava konusu aracın gizli kusura sahip olduğunun sabit olduğunu, Türk Borçlar Kanunu 231/2. Maddesinde de satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz maddesi uyarınca, tekrardan keşif kararı verilerek araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını akabinde karar verilmesini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davaya konu edilen aracın ayıplı olduğu iddiası ile ayıpsız misli ile değişimi, bunun mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalılardan … Otomotiv ve San. Tic. A.Ş.’den 06/09/2016 tarihinde “0” olarak satın alınan aracın sürekli arıza verdiği, aracın ayıplı olduğu, araçtaki ayıbın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu belirtilerek aracın, ayıpsız misli ile değiştirilmesini veya bedelinin tahsili talep edilmiş, davalılar ise, davanın zaman aşımı, husumet ve esası yönünden reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davalılardan … Otomotiv ve San. Tic. A.Ş hakkındaki davanın, arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle usulden reddine, davalı … Oto. San. A.Ş hakkındaki davanın ise zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın konusunun birden fazla olması, yani, HMK’nun 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK’nun 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması halinde, uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de, Anayasamız uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde asıl olanın mahkeme yargısı olduğu dikkate alındığında, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2020 tarih ve 2019/3048E. – 2020/1093 K. ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2020 tarih ve 2020/197 E. -2020/1578 K.sayılı ilamı).
Somut olayda davacı tarafından, ayıplı olduğu iddia edilen aracın misli ile değiştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise bedelinin tahsili talepleri bir arada ileri sürüldüğünden, alacak talebi arabuluculuğa tabi olmakla birlikte, aracın misli ile değiştirilmesi talebi arabuluculuğa tabi olmadığından, bu hali ile talep yığılmasının söz konusu olup, davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerekirken, arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki, davacı tarafından, davanın açılmasından önce, Adana Arabuluculuk bürosuna yapılan 09/01/2020 tarih ve 2020/… nolu başvuruda, her iki davalı yönünden de arabuluculuk talebinde bulunulduğu, işlemlerin de her iki davalıya yönelik tamamlandığı, ancak, arabuluculuk son tutanağında, davalılardan … A.Ş’nin sehven yazılmadığı, arabuluculuk dosyası kapsamından anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince dava konusu … plaka sayılı araç üzerinde makine mühendisi bilirkişi eşliğinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan 22/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu aracın dizel partikül filtresinin tıkalı olduğu, bu yüzden hasar oluşum riski nedeniyle araç elektronik kontrol ünitesi tarafından araçın motor performansının sınırlandırılmış durumda olduğu, araçta meydana gelen ve tekrarlayan dizel partikül filtre tıkanma problemlerinin, aracın çok fazla rölantide çalışması, kısa mesafe ve kısa süre kullanımı nedeniyle yeterli egzoz gaz sıcaklığına ulaşılamaması sonucu olarak, dizel partikül filtresinde biriken partiküllerin yakılamamasından kaynaklandığı, aracın kullanım kitapçığına göre dizel partikül filtresinde tıkanma belirli bir mertebeye ulaştığında tıkanıklığın giderilmesini sağlayacak sürüş koşullarında aracın kullanılması yönünde, sürücünün elektronik kontrot ünitesi tarafından uyarıldığı, dosyası içerisinde, aracın kullanım kitapçığına uygun olarak kullanıldığı ve buna rağmen davaya konu olan dizel partikülfiltresi arızası meydana geldiği yada bu arızanın, aracın üretim hatasına sahip olduğuna veya ayıplı olduğuna dair delil bulunmadığı, dava konusu aracın kullanım süresi içerisinde meydana gelen diğer arızaların ise, yetkili servis tarafından giderilmiş olduğu ve herhangi bir ayıplı durumun olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda alınan 17/05/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda da, benzer tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda, dosyanın önceki bilirkişiden farklı, makine mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edildiği ve bu heyet tarafından düzenlenen 06/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda, araçtaki arızaların niteliği göz önünde bulundurulduğunda, DPF kaynaklı arızaların imalat kaynaklı arızalar olmadığı, aracın uygun koşullarda kullanılmamasından meydana gelen kullanıcı kaynaklı arızalar olduğu belirtilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesinde; “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir…” düzenlemesi mevcuttur.

Öte yandan Aynı Yasa’nın 231. maddesinde “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz..” düzenlemesi yer almaktadır.

Somut olayda, mahkemece alınan ve Dairemizce de denetime elverişli ve hükme esas almaya yeterli bulunan bilirkişi rapor ve ek raporlarında, dava konusu araçta tespit edilen arızaların imalat kaynaklı arızalar olmadığı, aracın uygun koşullarda kullanılmamasından meydana gelen kullanıcı kaynaklı arızalar olduğu ve herhangi bir ayıplı durumun söz konusu olmadığının belirtildiği, dava konusu aracın, satın alınma tarihinin 06/09/2016, davanın açılış tarihinin ise 03/07/2020 tarihi olduğu, TBK.nun 231 maddesi gereğince, ayıptan doğan her türlü davanın, ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, malın devrinden itibaren 2 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı, ancak satıcının ağır kusurlu olması halinde bu zaman aşımından yararlanamayacağı, dava konusu araçta TBK’nun 231/2. maddesi kapsamında nitelendirilebilecek bir ağır kusur durumunun bulunmadığı, bu nedenle davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşıldığından, mahkemece her iki davalı yönünden de davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davalı … Otomotiv A.Ş. yönünden, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın mahkemeye sunulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin, davalı … Otomotiv San. A.Ş hakkında verilen karara yönelik istinaf talebinin esastan reddine, davalı … Otomotiv Tic.ve San.A.Ş hakkında verilen ve sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesinde hata edilmiş olması yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince karar gerekçesinin düzeltilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-a)-6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı vekilinin, davalı … Otomotiv San. A.Ş. Hakkında verilen kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
b)-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı vekilinin, davalı … Otomotiv Tic.ve San.A.Ş hakkında verilen kararının sadece gerekçe yönünden ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun KABÜLÜNE,
2)-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereğince Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2021 tarih, 2020/… esas ve 2021/… karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3)- YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)-Davalılar hakkında açılan davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,

b)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 179,90.TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40.TL harçtan mahsubu ile bakiye 125,50.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
c)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
d)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince davalılar kendilerini vekili ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümlerine göre hesaplanan 1.000,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
e)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
İstinaf incelemesi yönünden;
1)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 80,70.TL maktu istinaf karar harcının istinaf eden davacıya İADESİNE,
2)- 6100 sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince davacı tarafça istinafta yapılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 105,50.TL dosya gönderme ücreti, 22,00.TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 348,20.TL istinaf yargılama giderinin davalı … Otomotiv Tic.ve San.A.Ş’ den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince istinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.16/01/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır