Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1667 E. 2023/272 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1667 – 2023/272
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1667
KARAR NO : 2023/272
KARAR TARİHİ : 24/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2022
NUMARASI : 2020/… ESAS 2022/… KARAR
DAVACI :
VEKİLİ :
FERİ MÜDAHİLLER :
VEKİLİ : Av.

VEKİLİ : Av.
3-
VEKİLİ : Av.
4-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
5-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
6-
VEKİLİ : Av.
7-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
8-
VEKİLİ : Av.
9-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Konkordato (Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 309/a İla 309/l))

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/05/2022 tarih ve 2020/… esas 2022/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili, müvekkili şirketin 2003 yılında kurulduğunu, müvekkili şirketin, yaklaşık 60 yıldan günümüze kadar ithalat, ihracat, toptan gıda işleri yapan şirket ortakları ile teşekkül edildiğini, şirketin kayıtlı sermayesinin 18.240.000,00.TL olduğunu ve bu sermayenin tamamının ödendiğini, şirketin borca batık olmadığını, müvekkili şirketin 25.11.2020 tarihli 4 numaralı Yönetim Kurulu Kararı ile Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato talep edilmesi adına karar aldığını, şirketin 30.09.2020 tarihli Kaydi Bilançosu Muhtemel satış degerlen ile değerlendirildiğini, aktif toplamının 288.634.778, 52.TL, kısa ve uzun vadeli borçların toplamının ise 228.505.037,61.TL olduğunu, bu durumda şirketin 30.09.2020 tarihinde borca batık olmadığını, ülkemizde yaşanan ekonomik sorunlar, bununla paralel bir şekilde hareket eden döviz kurlarının çok yükselmesinin istikrarsız bir ticari ve ekonomik bir ortam yarattığını, müvekkillerinin Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyası ile 03.10.2018 tarihinde adi konkordato talep ettiğini, mahkemece müvekkillerine geçici mühlet ve akabinde de kesin mühlet verildiğini, müvekkillerin borçlarının yapılandırılmasına dair sözleşme imzalanmak üzere anlaştıklarını, bu anlaşma üzerine müvekkillerinin ilk derece mahkemesi nezdinde görülmüş olan 2018/… E. sayılı dosyadaki konkordato talebinden 05.11.2020 tarihinde feragat ettiğini, akabinde 13.11.2020 tarihli duruşmada da tensiben alınan tüm tedbirlerin kaldırılmasına dair karar çıktığını, müvekkilleri ile bankalar arasında iyi niyet mektubu çerçevesinde konuşulan faiz oranları ve vadeler ile bir borç yapılandırma sözleşmesinin imzalanamadığını, Covid-19 pandemisinin de olumsuz etkisi olduğu dünya ekonomisinin mevcut durumu, ülkemizin ekonomisini de çok büyük etkilediğini ve müvekkilinin ticari faaliyetlerinin bu olumsuz gelişmelere paralel olarak sekteye uğradığını, bu sebeple rehinli ve rehinsiz alacaklılar olan bankaların talep ettikleri yüksek faiz oranları ile müvekkilinin borçlarını ödemesinin mevcut şartlarda mümkün olmadığını, banka kredilerindeki faiz oranlarının yükselmesi, ekonomik istikrarsızlık sebebi ile döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar sonucunda döviz kurlarının aşırı derece de yükselmesi, ham madde maliyetlerinin dövize endeksli olması ve fiyatlarının kur farkı nedeni ile çok yükselmesi, ürün alımlarındaki vadelerin kısalması, kullanılmış olan banka kredilerinin döviz olarak kullanılması nedeniyle kurlarda aşırı yükselmenin meydana gelmesi ile ticari ve ekonomik ortamın istikrarsızlaşması sonucunda borçlarının tamamını ödemek isteyen müvekkili şirketin İİK 309/a ve devamındaki maddelerde düzenlediği malvarlığının terki suretiyle Konkordato talebinde bulunmasının zaruri bir hal aldığını belirterek, taleplerinin kabulüne ve üç aylık geçıcı mühlet kararının

verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil vekilleri tarafından, davacı şirketten alacaklı oldukları belirtilerek, davaya müdahilliklerine karar verilmesi talep edilmiştir.

Mahkemece, 02/12/2020 tarihli ara kararı ile davacılara 3 ay geçici mühlet kararı verilerek, 02/03/2021 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatıldığı, 02/05/2021 tarihinden itibaren 1 yıl uzatıldığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile;” konkordato talep eden davacı … BYS Dış Ticaret AŞ’nin alacaklılar toplantısında 137.965.182,72.TL olan imtiyazsız borç toplamından, kabul oyu kullanan alacaklı sayısının 15 adet ve alacak toplamının 38.217.609,20.TL ve ret oyu kullanan alacaklı sayısının 17 adet ve alacak toplamının 98.972.975,48.TL olduğundan İİK nun 302. maddesi kapsamında alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı, iltihak süresinde oy kullanan … isimli alacaklının projenin kabulü yönünde oy kullanmakla birlikte imza sirküsü ve kimlik fotokopisi olmadığından oy sahibinin 774.598,03.TL alacağın hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği, davacı vekili tarafından “… AŞ, … Elektrik AŞ, … AŞ, … İletişim Hizmetleri AŞ ve … A.Ş’ye olan borçların ödendiği, dekontların sunulduğu belirtilerek nisaba dahil edilmemesi gerektiği” itirazı yönünden bu alacaklıların alacaklı sayısı ve alacak miktarından düşüldüğünde bile sadece alacaklı sayısı açısından çoğunluk sağlanmış olmakla birlikte adi alacaklılar yönünden alacak miktarı açısından yeterli çoğunluğun sağlanması koşulu gerçekleşmediğinden, yasada belirtilen alacaklı sayısı ve alacak miktarının her ikisinin de birlikte gerçekleşmesi gerektiği dikkate alınarak konkordato tastik koşulunun oluşmadığı, davacı şirketin rehinli alacaklılar yönünden de İİK m. 308/h hükmü uyarınca alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma sağlanmış olma şartının mevcut olmadığı anlaşıldığından İİK 302. maddede belirtilen yeterli çoğunluğun sağlanamadığından davacı şirketin konkordato projesinin tasdiki şartlarının oluşmadığı, celp edilen ayrıntılı tapu kayıt ve dayanak belgelerine göre davacı şirkete ait konkordato projesinde yer alan taşınmazların tamamının üzerinde rehin ve hacizler olması nedeniyle nakde çevrilerek kaynak sağlanabilmesi ve gerçek piyasa değerinde satılmasına olumsuz etkisinin bulunacağından rehinli taşınmazların rehin alacaklılarının muvafakatı olmadan ve alacakları ödenmeden gerçekleşmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davacının konkordato tasdik davalarının İİK’nın 309/l maddesinin yollamasıyla İİK’nun 305. maddesindeki koşulları oluşmadığından reddine, borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde borçlunun iflâsına resen karar vermesi gerekmekte olup, aynı yasanın 179. maddesinde ise sermaye şirketlerinin aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olmasının iflas nedeni olarak gösterildiği, İİK.’nın 308. maddesinin mahkemeye resen karar verme yükümlülüğü yüklediği, emredici nitelikte olması nedeniyle kamu düzenine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İİK.’nın Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi, aynı maddenin delaletiyle 292/1 maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas sebeplerini düzenleyen 179. madde kapsamı ile dava dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde ise; davacı borçlu şirketin başarıya ulaşamayacağı anlaşılan konkordato tastik taleplerinin reddine karar verilmiş olup, davacı şirketin mahkememize ibraz edilen ve yeterli görülerek hükme esas alınan konkordato komiser heyetinin raporuna göre borca batık olması da gözetilerek İİK’nun 308 ve 2004 sayılı İİK.’nın 292/1-b maddesi gereğince konkordato talep eden davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından iflasına” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; Gayrimenkullerin değerinin eksik hesaplandığını, komiser raporuna itirazları üzerine hazırlanan raporda, borca batıklık hesabı yapılırken 31/12/2021 tarihinde göre kaydi ve rayiç değerlemeler yapıldığını ve bu değerlendirme yapılırken gayrimenkullerin 31/12/2021 tarihindeki güncel rayiç değerleri hesaplanmadan ve dikkate alınmadan yapıldığını, taşınmazların 31/12/2021 tarihindeki değeri ile aynı tarihteki borcun belirlenmemesi ya da 14/03/2022 tarihi itibariyle yapılacak ise de borca batıklığın da, taşınmazların değerinin de bu tarihteki verilere göre belirlenmesi gerektiğini, Gayrimenkul Değerleme Raporlarında gayrimenkullerin değerleri USD olarak tespit edildiğini, bu hususun dikkate alınmadığını, ilk rapor ile ikinci rapor arasında borç, nasip dikkate alınan kur tarihleri alacaklıların alacakları ile müvekkilinin borçlarına dair çok ciddi farklar mevcut olması heyetin kendi raporlama mantığı içinde çeliştiğini, nisap hesaplaması yapılırken kabul oyunun 38.217.609,20.TL olarak belirtildiğini bu hesaplamaların yanlış olduğunu, … Bankası A.Ş.’nin imtiyazsız kısmı 37.556.249,12.TL olduğunu, … Türk Katılım A.Ş. evet oyu vermiş ve 2.515.468,06.TL hesaba katılmadığını, sadece ikisinin toplamının 40.071.717,18.TL olduğunu, heyet raporunda kabul oyunun 38.217.609,20.TL olarak hesaplandığını, salt bu yanlışlık dahi Yargıtay denetimine açık bir rapor olmamasından dolayı dosyanın yeniden rapor alınması için bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Konkardato Komiser Raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibarıyla, Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, ülkede yaşanan ekonomik sorunların ve buna bağlı olarak yükselen döviz kurlarının, istikrarsız bir ekonomik ortam yarattığı, bankaların döviz kredilerinde uyguladığı faizlerin ticari faaliyetlerini olumsuz etkilediği, bu nedenle, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… E. sayılı dosyası ile 03.10.2018 tarihinde adi konkordato talep edildiği, mahkemece verilen geçici ve kesin mühlet süresinde adi alacaklılar da dahil olmak üzere rehinli alacaklılar ile (bankalar) borçlarını yapılandırma adına müzakereler yapıldığı ve tarafların birbirlerine iyi niyet mektubu sundukları, akabinde, borçlarının yapılandırılmasına dair sözleşme imzalanmak üzere anlaştıkları, bunun üzerine 2018/… E. sayılı dosyadaki konkordato talebinden 05.11.2020 tarihinde feragat edildiği, mahkemece, nihai karar ile birlikte tüm tedbirlerin kaldırıldığı, ancak, dolar kurundaki artış nedeniyle, taraflar arasında, iyi niyet mektubu çerçevesinde konuşulan faiz oranları ve vadeler ile bir borç yapılandırma sözleşmesinin imzalanamadığı, Covid-19 pandemisinin ülke ekonomisini olumsuz etkilediği, ekonomik istikrarsızlık ile döviz kurlarının aşırı derecede yükselmesinin, ham madde maliyetlerini de yükselttiği, banka kredilerinin döviz olarak kullanılması nedeniyle, kurlarda aşırı yükselme sonucunda, borçların ödenmesinde sıkıntı yaşandığı, şirketin 30.09.2020 tarihli kaydi bilançosuna göre, aktif toplamının 288.634.778,52.TL, kısa ve uzun vadeli borçların toplamının ise 228.505.037,61.TL olup, şirketin 30.09.2020 tarihinde borca batık olmadığını, bu nedenle, borçlarının tamamını ödemek isteyen davacı şirketin İİK’nun 309/a vd. maddelerinde düzenlenen mal varlığının terki suretiyle konkordato talebinde bulunulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, taleplerinin kabulünü ve üç aylık geçici mühlet kararı

verilmesini talep etmiş, mahkemece yazılı gerekçe ile davacı şirketin konkordato tasdik talebinin, İİK’nun 309/l maddesinin yollamasıyla İİK’nun 305. maddesindeki koşulları oluşmadığından reddine ve borca batık olduğu belirlenen şirketin, İİK’nun 308 ve 292/1-b maddesi gereğince iflasına karar verilmiştir.
Karara karşı, konkordato talep eden davacı şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mal varlığının Terki Suretiyle Konkordatoyu düzenleyen İİK’nun 309/a “(Ek: 17/7/2003-4949/84 md.) maddesinde; Malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir. Alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla kullanırlar. Konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu konkordato talebi hakkında karar veren alacaklılar tarafından seçilir. Konkordato tasfiye memuru asliye ticaret mahkemesinin seçime ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlar. Konkordato komiseri de tasfiye memuru olabilir.”
Zorunlu İçeriği Madde 309/b “(Ek: 17/7/2003-4949/84 md.) Malvarlığının terki suretiyle konkordato aşağıdaki hususları içerir:
1- Alacaklıların malların tasfiyesi ya da üçüncü kişiye devri suretiyle karşılanamayan alacaklarından feragat edip etmedikleri, feragat etmiyorlarsa borçlunun sorumluluğunun ne olduğu.
2- Konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu üyelerinin belirlenmesi ve bunların yetkileri.
3- Kanun tarafından belirlenmemişse, malların tasfiye usulü ve eğer mallar üçüncü kişiye devredilecekse, bu devrin şekli ve teminatlandırılması. 4- (Değişik: 28/2/2018-7101/41 md.) Alacaklılara yönelik ilânların ve ilgili yerlere bildirimlerin 288 inci madde uyarınca yapılacağı. Konkordato kapsamı dışında kalan mallar varsa bunlar açıkça belirtilir.
Hukukî işlemlerin iptali: Madde 309/k- (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.) “…(Değişik ikinci fıkra: 28/2/2018-7101/43 md.) Geçici konkordato mühletinin verildiği tarih, iptal davası açma sürelerinin hesaplanmasında haczin veya iflâsın açılmasının yerini tutar…”
Uygulanacak ortak hükümler: Madde 309/l- (Ek: 17/7/2003-4949/84 md.) Niteliğine aykırı düşmedikçe 285 ilâ 308/g maddeleri malvarlığının terki suretiyle konkordatoda da uygulanır.
Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılması:
Madde 292- (Değişik: 28/2/2018-7101/20 md.) İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir: a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa. b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa. c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.(3) d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse. İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.
Mal varlığının terki suretiyle konkordato ile adi konkordatodaki gibi belli bir miktar ödeme taahhüdünde bulunmaksızın mal varlığındaki aktifleri tamamen veya kısmen alacaklılarına devrederek bu malların tasfiyesinden elde edilecek hasılatın aralarında paylaştırılması veya mal varlığını satın almak isteyen bir 3.kişiye devredilmesi ve satış bedelinin paylaşılması suretiyle borçlunun mal varlığının yetmediği borç kısmından kurtulma amaçlandığından; mal varlığının terki suretiyle konkordatoda İİK 309/b maddesi uyarınca alacaklıların malların tasfiyesi ya da üçüncü kişiye devri suretiyle karşılanamayan alacaklarından feragat edip etmedikleri, feragat etmiyorlarsa borçlunun sorumluluğunun ne olduğu, konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu üyelerinin belirlenmesi ve bunların yetkileri, kanun tarafından belirlenmemişse malların tasfiye usulü ve eğer mallar üçüncü kişiye devredilecekse, bu devrin şekli ve teminatlandırılması, alacaklılara yönelik ilânların ve ilgili yerlere bildirimlerin 288. madde uyarınca yapılacağı, konkordato kapsamı dışında kalan mallar varsa bunlar açıkça belirtilmesi gerekir. Borçlu, malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara terketmek suretiyle malvarlığının onlar tarafından tasfiye edilmesini talep eder ve bu talep kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacaklarının yarısını (1/2’sini) veya kaydedilmiş olan alacaklıların 1/4’ü ve alacaklarının ise 2/3’sini aşan çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilip mahkemece tasdik edilmesiyle sonuçlanır ve borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi alacaklılara geçer, alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla kullanır, Adi konkordatodan farklı olarak borçlunun alacaklılarına belirli bir oranda ödeme taahhüdünde bulunması söz konusu değildir. Zira borçlu malvarlığının tümünü veya bir kısmını alacaklılarına terkettiği için paraya çevirme sonunda elde edilecek miktarın borçların ne kadar kısmını karşılayabileceğinin baştan itibaren bilinmesi mümkün değildir. Ayrıca bu konkordatoda alacaklının ekonomik durumunun iyileştirilmesi değil, malvarlığının tasfiyesi suretiyle borçların tahsili amaçlanmaktadır.
Bu konkordatonun tasdik edilebilmesi için paraya çevrilme halinde elde edilecek meblağın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilecek bedelden fazla olacağının öngörülmesi gerekir.
Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, konkordato hükümlerinin yerine getirilmesi ve imtiyazlı alacakların tam olarak ödenmesi için kural olarak teminat şartı da söz konusu değildir. Zira borçlu malvarlığını alacaklılarına terketmeyi teklif etmektedir. Tastik şartları hususunda 2004 sayılı İİK’nın 309. maddesinde açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, İİK’nın 309/L maddesinin yaptığı yollama sonucu niteliğine aykırı düşmedikçe adi konkordatoya ilişkin İİK’nın 285 ila 308/g maddeleri mal varlığının terki suretiyle konkordatoda da uygulanır.
Konkordatonun tasdiki için borçlunun dürüst olma şartının varlığının mevcut olup olmadığı, doktrinde tartışılmakla birlikte ağırlıklı görüş ve Yargıtay uygulamasında bu şartın varlığının gerekli olduğu kabul edilmektedir.
Malvarlığının terki suretiyle konkordato sonucu paraya çevirme halinde elde edilecek gelirin, iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilecek gelirden fazla olması öngörülebilmeli ve kaydedilmiş alacaklıların ve alacak miktarının yukarıda belirtilen oranlar tutarındaki bir çoğunluk tarafından kabul edilmiş olması, son olarak da konkordatonun tasdiki için gerekli gider ve harçların depo edilmesi gerekmektedir.
“Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflâsı” başlıklı 308.mdaddesinde;
(Değişik: 28/2/2018-7101/36 md.) Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir. ” hükmü,
” IV. DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLAS HALLERİ” başlıklı, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın iflas: A – Alacaklının talebi:” alt başlıklı 177. maddesinde;
Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1–Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;(1)
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.
(Ek: 9/11/1988-3494/36 md.) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fikrası burada da uygulanır. ” hükmü yer almaktadır.
(1) 28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle bu bentte yer alan “301 inci” ibaresi “308 inci” şeklinde değiştirilmiştir.
Somut olayda, İlk derece mahkemesince, 02/12/2020 tarihli ara kararı ile davacıya 3 ay geçici mühlet kararı verildiği, geçici mühletin, 02/03/2021 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatıldığı, 02/05/2021 tarihinden itibaren ise 1 yıl kesin süre verildiği, davacı şirket tarafından sunulan projede, toplam 265.104.302,00.TL değerindeki 30 adet taşınmazın satışı ile borçları %100 oranında ödeme taahhüdünde bulunduğu, 12.03.2021 tarihli revize projesinde ise, toplam 326.776.000,00.TL değerindeki 30 taşınmazın satışı ile borçların %100 oranında ödeneceği taahhüdünde bulunulduğu, 21 Şubat 2022 tarihinde alacaklılar toplantısının gerçekleştirildiği, Konkordato komiser heyeti tarafından düzenlenen 08/03/2022 tarihli nihai rapora tarafların itirazları sonucu alınan 28/04/2022 tarihli son raporda, 12/03/2021 tarihli revize proje ve 14/03/2022 tarihli değerleme raporları dikkate alındığında, borçlu şirketin 33 alacaklısına olan imtiyazsız borç toplamının 137.965.182,72.TL olduğunun, kabul oyu kullanan 15 alacaklının alacak toplamının 38.217.609,20.TL ve ret oyu veren ve ret oyu verdiği kabul edilen 17 alacaklının alacak toplamının ise 98.972.975,48.TL olduğunun, 774.598,03.TL alacağın hesaplamaya dahil edilmediğinin, konkordato projesi için alacak tutarı bakımından ve alacaklı sayısı bakımından yeterli çoğunluğun sağlanamadığının belirtildiği, raporda, 14.03.2022 gününe ait USD kur değeri olan 14,7624.TL baz alınarak firmanın borca batık olup olmadığının 3 farklı şekilde hesaplandığı, buna göre, 31.12.2021 tarihli kaydi değere göre şirket varlıklarının borçlarını karşılama oranının % 70,02 olarak tespit edilip, davacı şirketin kaydi değere göre borca batık olduğu, 14.03.2022 tarihli rayiç değere göre şirket varlıklarının borçlarını karşılama oranının % 96,97 olarak tespit edilip, davacı şirketin rayiç değere göre borca batık olduğu, 14.03.2022 tarihli şüpheli olduğu düşünülen alacaklar dikkate alınmadan rayiç değere göre şirket varlıklarının borçlarını karşılama oranın ise % 70,91 olarak tespit edilip, davacı şirketin şüpheli alacaklar dikkate alındığında rayiç değere göre borca batık olduğunun belirtildiği, davacı tarafın. son rapora yönelik itirazlarının dayanaksız ve soyut nitelikte bulunduğu, mahkemece, İİK’ nun 302. maddesi kapsamında alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı, davacı şirketin rehinli alacaklılar yönünden de İİK’nun 308/h hükmü uyarınca alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma sağlanmış olma şartının gerekleşmediği, bu nedenle, konkordato projesinin tasdiki şartlarının oluşmadığı, davacı şirkete ait konkordato projesinde yer alan taşınmazların tamamının üzerinde rehin ve hacizler olmasının, gerçek piyasa değerinde satılmasına olumsuz etkisi bulunacağından, rehinli taşınmazların rehin alacaklılarının muvafakatı olmadan ve alacakları ödenmeden gerçekleşmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle konkordato talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan konkordato komiserinin 28/04/2022 tarihli raporunda da belirtildiği üzere, davacı şirketin 31/12/2021 tarihli kaydi değere ve 14/03/2022 tarihli rayiç değere ve 14/03/2022 tarihli şüpheli alacaklar dikkate alınmadan rayiç değere göre borca batık olduğunun sabit olduğu, mahkemece alınan komiser heyeti raporunda borca batıklığın hesaplanmasının İİK’nun ve TTK’nun hükümlerine uygun olarak, rayiç değerler ve gerçekçi veriler dikkate alınarak, davacı şirketin mal varlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamı ile karşılaştırılması sonucu oranlama yapıldığı, komiser heyetinin son raporunda, yapılan her bir tespit yönünden gerekli açıklamaların yapılarak, borca batıklığın kesin olarak tespit edildiği, raporda, davacı tarafın itirazlarının ayrı ayrı değerlendirildiği, dövize bağlı alacaklar yönünden gerek bilanço tarihindeki gerekse rapor tarihindeki kur karşılığının değerlendirildiği, taşınmazların rayiç değerlerinin, mahkemece yapılan keşif, davacı tarafından sunulan değerleme raporları ve icra dosyalarındaki kıymet takdir tutanakları dikkate alınarak belirlendiği, davacı vekilinin iddia ettiği şekilde taşınmazlardaki değer artışının dolar kurundaki artışa endekslenemeyeceği, iki yıla yakın devam eden yargılama sürecinde, şirket hakkında farklı tarihlerde düzenlenen raporların farklılık göstermesinin normal olduğu gibi, sonradan tespit edilen hususların raporda gösterilmesinin de çelişki olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle, davacı tarafın, rapordaki tespitlerin hatalı olduğu yönündeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan konkordato raporlarının gerekçeli, denetime elverişli ve somut olayın özelliklerine uygun olduğu, mahkemece, İİK’nun 292. maddesi uyarınca konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin duruşmaya çağrılarak dinlendiği, İİK.’nın 308. maddesi kapsamında konkordato tasdik edilmezse, mahkemenin konkordato talebinin reddine karar vererek, borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde borçlunun iflâsına resen karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, davacı şirketin borca batık olması gözetilerek iflasına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 80,70.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE
4)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde BIRAKILMASINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-Gerekçeli kararın Dairemizce taraf veya vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle, 2004 sayılı İİK’nın 293/3 maddesi delaletiyle, 2004 sayılı İİK’nın 164/2 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğ tarihinden itibaren ON(10) GÜNLÜK süre içinde YARGITAY TEMYİZ KANUN YOLU açık olmak üzere karar verildi.
24/05/2023

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır