Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1647 E. 2022/1692 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1647
KARAR NO : 2022/1692
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2022
NUMARASI : 2022/… ESAS-2022/… KARAR
DAVACI : … -T.C….-…
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … -T.C.
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2022 tarih ve 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı borçlu ile davacı arasında bir bonodan kaynaklı ticari bir ilişki bulunduğunu, davalının aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı davacıya 85.000,00.TL bedelli bir adet bonoyu cirolayıp teslim ettiğini, akabinde bononun ödeme günü yaklaştığında ise davalı tarafın kötüniyetli bir şekilde senedinin çalındığı iddiasıyla Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… sayılı soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ancak kararda hatalı bir şekilde adli emanette kayıtlı bulunan 85.000,00.TL bedelli senet aslının davacıya değil de davalı …’a iadesine karar verildiğini, davacının karara itiraz ettiğini ve itirazın kabulüne karar verildiğini, ancak itiraz süresi beklenmeden Savcılık tarafından senedin davalıya teslim edildiğini, Savcılığın da yapılan yanlışlığın farkına varması üzerine kolluk gücüyle birlikte senedi derhal davalıdan geri aldığını ve davacıya teslim ettiğini, ancak davalının senedi teslim aldığında arkasındaki ciroyu iptal ettiğinden davacının ne yapacağını şaşırdığını ve hemen davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, akabinde davalı tarafın Savcılıktaki ifadesinde, senedi aldıktan sonra adının ve imzasının üzerini çizerek iptal ettiği, polislere bu hali ile teslim ettiği, davacının alacak hususundaki mağduriyetinin giderilmesi için taraflar ile görüşmeye hazır olduğunu beyan ettiğini, davalının bu şekilde davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini ve davacının alacaklı olduğunu bizzat beyan ettiğini, söz konusu soruşturmanın halen devam ettiğini, cirosu iptal edilen bononun kıymetli evrak sıfatını haiz olmadığından davalı borçlu aleyhine 03/02/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz etmesi sonucu takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takibine davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamını ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle görev itirazında bulunulduğu, taraflar arasında bugüne kadar herhangi bir ticari iş veya ilişki olmadığını, müvekkilinin kuzeni …’ın kuyumculuk işi ile uğraştığını, davacıdan faizle borç para aldığını, borcunu ödemesine rağmen davacı tarafından senetlerinin teslim edilmediğini, bahse konu senedin davacı tarafından …’ın masasından çalındığını, …’ın davacının senedi çaldığını 09/06/2020 tarihinde davacının kendisini araması ile öğrendiğini, davacının …’a hem bu senedi hem de …’ın keşide ettiği ve ödediği senedi tahsil edeceklerini söylediğini, …’ın borcunu ödemesine rağmen haksız olarak icra takibi başlatacaklarını söylediğini, tarafların aralarında herhangi bir ticari ve fiili bağlantının söz konusu olmadığını, davacının söz konusu senedi kötüniyetli olarak iktisap ettiğini, bu nedenle hem ödemiş olduğu senetlerin iptali hem de 85.000,00.TL bedelli senetlerin iptali için Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı kıymet evrak iptali davasının açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, davanın reddini savunmuş, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2022 tarih ve 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı ile; dava tarihinde zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, itirazın iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davanın 02/03/2021 tarihinde açılmış olduğu, davacı tarafça arabuluculuk kurumuna başvurulmaksızın doğrudan doğruya mahkememizde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 114/2. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükümleri gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı dosyasından verilen karar esasa, usule ve hakkaniyete aykırı olduğundan kabul etmediklerini, Asliye Hukuk Mahkemelerinde arabuluculuk dava şartı olmaması nedeniyle dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığını ancak görevsizlik kararı sonrasında dava ilgili mahkemeye tevzii edilmeden arabuluculuk başvurusu yapıldığı ve arabuluculuk anlaşamama son tutanağının 04.02.2022 tarihinde dava dosyasına eklendiğini, yerel mahkeme tarafından ilk duruşmanın 2 ay 3 gün sonra yapıldığını, görevli mahkemede iş bu davanın esasına girilmeden önce olan arabuluculuk başvurusu yapıldığı ve arabuluculuk anlaşamama son tutanağı dava dosyasına eklendiğini, dava şartı yerine getirilmesine rağmen dava şartı yokluğundan davanın redine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı dosyası.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takibine davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamını ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/12/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı ile; davanın görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli “Adana Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine” gönderilmesine karar verildiği söz konusu kararın 01.02.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Görevsizlik kararı üzerine dosyanın Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… Esasına kayıt edildiği, mahkemece davanın zorunlu arabulucuya tabi olduğu ve dava şartının yerine getirilmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiği iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.12.2021 tarihli görevsizlik kararı üzerine davacının 31.01.2022 tarihinde arabulucuya başvurduğu ve 04.02.2022 tarihli son tutanağın düzenlendiği arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmazlık ile sonuçlandığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf sebebi bakımından çözümlenmesi gereken sorun görevsizlik kararından sonra davanın görevli mahkemede zorunlu arabulucuya tabi olması halinde görevsizlik kararından sonra görevli mahkemece işin esasına girilmesinden önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkindir.
Dava şartları, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiğilinden araştırılması gerektiği belirtilmiş, anılan kanunun 114. maddesinin 1. fıkrasında dava şartları sayılmış, aynı yasa maddesinin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde, mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunması aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi, ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Somut dosyamızda yukarıdaki kanuni düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın görevli mahkemece tensip tutanağının düzenlendiği gün düzenlendiği, arabuluculuk son tutanağının davacı vekilinin 07.02.2022 tarihli dilekçesi ekinde görevli mahkemeye sunulduğu anlaşılmakla, görevli mahkemesince davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk yasası gereklerini ” anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek yasanın uygulanmasındaki amaca da uygun düşmeyeceği ve HMK.’nun 115/3 maddesine göre dava şartı yokluğundan red kararı verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.( Yargıtay 11.HD’sinin 2022/4240-6376 EK ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/3187 – 2021/762 EK sayılı kararları benzer mahiyettedir.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekili tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2022 tarih ve 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2022 tarih ve 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3)-)6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince, Mahkemece, uyuşmazlığın esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 80,70.TL maktu istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince, davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır