Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1633 E. 2023/94 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1633
KARAR NO : 2023/94
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2022
NUMARASI : 2021/… ESAS-2022/… KARAR
DAVACI : … -T.C……
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Hileli Hisse Devri İptali ve Şirkete Kayyım Atanması
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/04/2022 tarih ve 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı …’ın dava dışı … … isimli şahıs tarafından 27 Ekim 2016 tarihinden itibaren … … Gıda Sanayi ve Limited Şirketi’nin hile ile münferiden temsil ve ilzaman yetkilisi haline getirildiğini, davacının Mersin’de bir marketler zinciri olan … … isimli markette 2013 yılından 27 Ekim 2016 yılına kadar manav işçisi olarak çalıştığını, bu şirketin 27 Ekim 2016 yılına kadar temsil ve ilzama yetkilisi ise dava dışı … … isimli şahıs olduğunu, 2016 yılının Ekim ayında davacının patronu olan … …, davacıyı yanına çağırarak “senin çalışmanı beğeniyorum, seni şube müdürü yapacağım” diyerek Mersin 12. Noterliği’nden imzalarını aldığını, … … davacı şirketin Mezitli Şubesi’ne müdür yapacağını söyleyerek noterde imzalarını aldıktan sonra “on gün izin al öyle gel başla” denildiğini, davacı izin dönüşü iş yerine gittiğinde tüm şubelerin kapatılmış olduğunun görüldüğünü, sonrasında dava hakkında onlarca karşılıksız çek davası açıldığını, … … iflas edeceğini anlayınca hukuki ve cezai sorumluluktan kurtulmak için davacıyı müdür yapma vadiyle aldığı imzalar ile şirketi her şeyden habersiz olan ve şube müdürü olacağını zanneden davacı üzerine devrettiğini, … …’in şirketi devrettiği halde piyasada halen şirket yetkilisiymiş gibi ileri tarihli çekler imzalayıp düzenleyip verdiğini, bu nedenle davacı hakkında karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı onlarca dava açıldığını ve haksız yere cezalandırıldığını, belirterek … … Gıda Sanayi ve Limited Şirketi’nin ticaret sicile kayıtlı tescilinin hileli hisse devri sebebiyle geçmişe yönelik olarak iptaline ve kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … … Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ilk tescil tarihinin 07/01/1994 olduğunu, durumunun kayıtlarda faal olarak devam ettiğini, davacı …’ın 27/10/2016 tescil tarihi itibariyle şirketin tek ortağı ve tek yetkilisi olduğunun müdürlük kayıtlarında görüldüğünü, davacı vekili tarafından hileli işlem sebebiyle dava dilekçesinde ileri sürülen bu hususların Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yöneltilmemesi gerektiğini, bu konu ile ilgili yokluk veya butlan iddialarının Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yöneltilecek hususlar olmadığını bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/04/2022 tarih ve 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararı ile; manav işçisi olan davacının dava konusu şirketin yetkilisi şahıs tarafından “Seni şube müdürü yaparım” diyerek kandırılması suretiyle şirkete hisse devri yapıldığı, noterde imzalarının alındığı, şirketin yasal yetkilisi olarak davacının gözükmesi nedeniyle hakkında onlarca dava açıldığı, davacının dolandırıldığı, iddiası ile dava açıldığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün dosya davacısı ile dava dışı eski yönetici arasındaki devir işleminin tarafı olmadığı, dava ticaret sicilin tutulmasından doğan bir tazminat davası olmayıp hisse devrinin iptaline yönelik bir dava olduğu, davacının hileli hisse devri iddiasının ticaret sicil müdürlüğünde ileri sürdüğüne, talebinin olumsuz olarak değerlendirildiğine, dair bir iddiası ve delilide mevcut olmadığı, dosyaya konu davada Ticaret sicil Müdürlüğü’nün TTK’nun 32. maddesi gereğince kanuni şartları incelediği ve buna göre tescil işlemi gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, hisse devreden ve devir alan arasındaki “hileli işlem” iddiasını bilmesinin beklenemeyeceği, TTK’nun 34. maddesi gereği ticaret sicil müdürlüğüne itiraz edilmiş olmadığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının, davalı sıfatı sübut bulmadığından davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; davalı …’nün işbu davada TTK ve Ticaret Sicili Yönetmeliği gereğince yasal hasım konumunda olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüklerinin kanun ve yönetmelikler ile belirlenmiş yükümlülüklerinin olduğunu, gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse de Ticaret Sicili Yönetmeliği hükümleri gereğince Sicil Müdürlükleri ticaret sicilinin tutulmasından dolayı sorumlu olduğunu, işbu sebeple sicilin tutulmasıyla ilgili işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda sorumluluk sahibi Sicil Müdürlüğü’nün taraf sıfatına sahip olduğunu, davalı … tescil işlemini gerçekleştirirken üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumlu olduğunu, davanın pasif husumet yokluğu gerekçesi ile doğrudan reddi hukuka aykırı olup aksini kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için taraf teşkilinin sağlanmadığı varsayılsa dahi usul ekonomisi gereğince öncelikle taraf değişikliği veyahut dahili davalı yollarına başvurulması gerektiğini, usul ekonomisinin, yasalarda öngörülen düzenleme çerçevesinde yargılamanın kolaylaştırılmasını, yargılamada öngörülen olağan zaman süresinin aşılmamasını ve gereksiz gider yapılmamasını amaçladığını, somut olayda yerel mahkeme tarafından doğrudan pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve hatta husumetin kime yöneltilmesi gerektiği hususunun dahi belirtilmediğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Hileli Hisse Devri İptali ve Şirkete Kayyım Atanması” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı …’ın dava dışı … … isimli şahıs tarafından 27 Ekim 2016 tarihinden itibaren … … Gıda Sanayi ve Limited Şirketi’nin hile ile münferiden temsil ve ilzaman yetkilisi haline getirildiğini, … … Gıda Sanayi ve Limited Şirketi’nin ticaret sicile kayıtlı tescilinin hileli hisse devri sebebiyle geçmişe yönelik olarak iptaline ve kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiği iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesinde davalı kurumun meydana gelen işlemlerden dolayı kusurlu ve sorumlu olduğundan bahisle kuruma karşı açılmış bir sorumluluk davası olmadığı, dava dilekçesi içeriğinden anlaşılacağı üzere davacıya hileli olarak hisse devri sağlanmak suretiyle borçlandırıldığı ve bu suretle aldatıldığı savıyla hisse devrinin iptalinin istendiği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle uyuşmazlık konusu bakımından husumetin hisseyi devreden dava dışı 3.kişiye yöneltilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HMK’nin 124. maddesinde “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Davacının yargılama aşamasında taraf değişikliği talebinin bulunmadığı, mahkemenin taraf değişikliğini hatırlatma yükümlülüğü olmadığı, davada yanlış taraf gösterilmesinin maddi bir hataya dayandığını söyleme imkanı da olmadığı ve bu nedenlerle davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/04/2022 tarih ve 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 07/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır