Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1627 E. 2023/95 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1627 – 2023/95
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1627
KARAR NO : 2023/95
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2021
NUMARASI : 2021/… ESAS-2021/… KARAR
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
YAZIM TARİHİ :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirket tarafından davacı aleyhine Mersin 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu senede istinaden davacı tarafça 4 aylık süreçte ödemelerin yapıldığını, kredi kartı ve banka hesabına havale ile yapılan ödemelere istinaden davalı şirket tarafından tahsilat makbuzu kesilmiş olmasına rağmen vade farkı adı altında 19.113,00.TL borç çıkarıldığını, bir kısım ilaçların iade edildiğini, iade faturası düzenlenerek davalı şirkete teslim edildiğini, davalı tarafça bu takas talebinin göz ardı edildiğinden vade farkını ödemek istemediğini, davalı şirketin davacının banka hesaplarına haciz koydurduğunu, takip konusu senedin kısım kısım vade tarihiden sonra banka kredi kartları aracılığı ile ödendiğini, ödemeler kredi kartından yapıldığından ötürü söz konusu senette açıkça atıf yapılması imkanı olmadığını, havale olarak yapılan ödemelerde de müvekkili ile davalı taraf arasında sadece takip konusu senet olduğundan senet bedeli diye açıklama yapılarak ödeme yapıldığını, ödemelerin direk şirket hesabına büyük çoğunluğunun kredi kartı ile bir kısmının da havale ile yapıldığını, davacının sigorta ödemelerinden takibe konu borcu haciz zoruyla tahsil ettiğini, davacı tarafın takibe konu senetten dolayı davalıya hiç bir borcunun bulunmadığını, borcun tamamına itiraz edildiğini, davacı ile davalı şirket arasında ilaç alım satımı üzerine iş ilişkisinin mevcut olduğunu belirterek davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 24.567,65.TL’nin ödeme tarihi olan 28/08/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalı şirketin eczanelere ilaç temini işi ile iştigal ettiğini davacı ile davalı arasında birden fazla alış verişi ve dolayısıyla birden fazla hukuki ilişki söz konusunun olduğunu, icra takibine konu edilen senede mahsuben ödeme yapıldığına ilişkin dosyada hiç bir kaydın olmadığını, davacı tarafça takibe konu borca istinaden davalı tarafa herhangi bir ödemenin yapılmadığını, takibe konu borca ilişkin hiç bir iade faturası vs düzenlenmediğini, iş bu borca istinaden davacı tarafça sunulan belgeleri kabul etmediğini, davacı tarafın iddialarını kabul etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı ile; 07/04/2021 tarihli celsenin 3 nolu ara kararı ile davalı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için gerekli olan bilirkişi ücreti eksik masrafının 2 hafta kesin süre verildiği, verilen süre içinde yatırılması gereken avans mahkeme veznesine yatırılmadığı, davalı vekili Av. … 23/06/2021 tarihli celsedeki beyanında davacı tarafın verilen kesin süre içinde masraf yatırmadığını ve davanın reddini talep ettiği, davanın istirdat talebine ilişkin olduğunu, davalı şirketin defter ve belgelerinin incelenmesi için davacı tarafa verilen kesin süre içinde yatırması gereken eksik avans yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yapılmadığı ve tarafın ticari defterlerinde dava konusu talebin yerinde olup olmadığı hususunun da tespit edilemediğini, delil avansı yatırılmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece gerekçeli kararda “…Davalı şirket defter ve belgelerinin incelenmesi için davacı tarafa verilen kesin süre içinde yatırması gereken eksik avans yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yapılamamış ve taraf ticari defterlerinde dava konusu talebin yerinde olup olmadığı hususu da tespit edilememiştir…” denilmiş ise de bahse konu dosya incelendiğinde görüleceği üzere dosya da sadece ticari defterlerin incelenmesi ile talebin yerinde olup olmadığı tespiti yeterli olmayıp dosyaya sunulan ödemeye ilişkin banka dekontlarında, faturalar ve tanıkla da ispatı mümkün olabildiğini, dava dilekçemizle birlikte sunulan banka dekontları, kredi kartı ödeme ekstreleri, faturalar ve tanık delilleri değerlendirmeden karar verilemeyeceği kanaatinde olduklarını, delil avansı yatırılmadığından davanın reddine karar vermesinin kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkeme müvekkilinin savunma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkının bizatihi ihlal edildiğini, davalının ticari defter incelemesini dava talebinin yerinde olup olmaması yönünde tek delil saydığı için karar verilmiş olması, mahkeme tarafından önce dosya kapsamında dinletecekleri tanıklar dinlenmeden, banka ödeme dekontları, faturalar ve eksiklikler tamamlanmadan dosya doğrudan rapor alınmak üzere bilirkişiye gönderilmek istendiğini, delil avansı ülkemizin ve tüm dünyanın uğraştığı kovid salgın sürecine kısmi kapanma dönemine denk geldiğinden, o süreçte gözden kaçmış olup yerel mahkemenin dosyadaki gider avansından kalan kısmi delil avansı kullanma imkanı varken de bu durumun göz ardı edildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından verilen davanın reddi kararı kaldırılması gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekilince açılan istirdat davası üzerine ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde kesin süre içerisinde delil avansı yatırılmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “delil ikamesi için avans” başlıklı 324. maddesinde; “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2)Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3)Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.”
Hükmü getirilmiştir.
Anılan madde gerekçesinde de: “harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125 inci maddede davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar. Bu maddede ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödenmesi gereken avans düzenlenmiştir. Öte yandan davacının avansı yönünden “dava şartları” başlıklı 119 uncu maddede hüküm getirilmiştir. Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarındandır. Şu hâlde davacı avansının yargılamanın devamı sırasında yetersiz kalması hâlinde, uygulanacak hüküm, bu maddeden ziyade 125 inci madde hükmüdür…” ifadelerine yer verilmek suretiyle, gider avansının davacının dava masraflarının karşılanması amacıyla, delil avansının ise daha çok davalının delillerinin toplanması amacıyla getirildiği vurgulanmıştır.
03.04.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde: “ (1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.
(2)Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(3)Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.
(4)Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…”
Düzenlemesi yer almaktadır.
Yönetmeliğin 45. maddesinde, gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, Yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir. Gider avansının yatırılmaması hâlinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması hâlinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. (Yön. m. 45/3). Bu durumda Yönetmeliğin 45. maddesinin birinci fıkrası ile dördüncü ve beşinci fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK’nın 324. maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir (Pekcanıtez H./Atalay O./ Özekes., M., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 13. Bası, Ankara 2012, s.354 ).
6100 sayılı HMK.’nın “ Bilirkişi Gider ve Ücreti “ başlıklı 283. maddesinde: “ (1) Bilirkişiye, sarf etmiş olduğu emek ve mesaiyle orantılı bir ücret ile inceleme, ulaşım, konaklama ve diğer giderleri ödenir. Bu konuda, Adalet Bakanlığınca çıkarılacak ve her yıl güncellenecek olan tarife esas alınır.’’
Hükmü öngörülmüştür.
6100 sayılı HMK.’nın 323/1- e maddesinde de, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve diğer giderlerin de yargılama giderleri içerisinde yer aldığı düzenlenmiştir.
HMK’nın 30/1. maddesi gereğince, hâkim yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla da yükümlüdür. Mahkemece bilirkişi ücreti tayin ve takdir edilirken açıklanan maddelerde belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. (Yargıtay HGK.’nın 21/02/2018 tarih ve 2017/15-249 Esas-2018/252 Karar, Yargıtay 19. HD.’nın 22/03/2016 tarih ve 2015/16695 Esas-2016/5142 Karar, Yargıtay 3. HD.’nın 06/02/2019 tarih ve 2017/1103 Esas-2019/781 Karar)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “delil ikamesi için avans” başlıklı 324. Maddesinin gerekçesi “… Yapılan yeni düzenlemeye göre, “Kesin süre” kenar başlıklı 100 üncü madde uyarınca hâkimin genel olarak ikinci kez süre verebilme imkânı var ise de bu maddede bu hususun istisnası düzenlenmiştir. Yani, sunulan delilin getirtilmesi amacıyla masraf yatırılması için, mahkemece ilgili tarafa verilecek süre kesindir. Bu hüküm gereğince, taraflardan birinin mahkemeye sunacağı delille ilgili masrafı, verilen kesin süre içinde yatırmaması durumunda diğer tarafın bu masrafı yatırması mümkündür. ..” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olayda davacı taraf, ödediği bedeli talep etmekte olup mahkemece verilen kesin süre içerisinde davacı taraf, bilirkişi delil avansını yatırmamıştır.
6100 sayılı HMK.’nın 324/2. maddesinde; “(2)Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.” hükmü gereğince davacı tarafından delil avansı yatırılmadığı takdirde karşı tarafa bu avansı yatırıp yatırmayacağı mahkemece sorulmalı, yatırıldığı taktirde bilirkişi raporu alınarak ona göre hüküm kurulmalıdır.
Davalı taraf, bilirkişi incelemesi dışında banka kayıtları, yemin gibi başkaca delillere de dayanmıştır.
Somut dosyamızda, davacı vekilinin delil olarak banka kayıtlarına da dayandığı, bu kayıtların bankadan celp edilemeden ve bilirkişi incelemesine esas tüm deliller toplanmadan sırası gelmediği halde ilk derece mahkemesince bilirkişi incelemesi yönünde ara karar kurulduğu yine kurulan ara kararda bilirkişiye verilen görevin somutlaştırılmadığı, kesin süreye ilişkin ara karar bu yönüyle doğru olmadığı gibi, davacının başkaca delilleri de bulunduğu nazara alınarak bu deliller değerlendirilmeden davanın reddi kararının da doğru olmadığı anlaşılarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, tarafların bilirkişi incelemesine esas delilleri toplanıp ardından dosyanın bilirkişiye verilerek yine bilirkişiye verilen görev kurulacak ara kararda somutlaştırılarak sonucuna göre tarafların tüm deliller toplanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekili tarafından Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin KABULÜNE,
2)-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının HMK.’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 80370.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
5)-İstinaf eden davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderlerinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
7)-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 07/04/2023 tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır