Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1595 E. 2022/1463 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1595 – 2022/1463
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1595
KARAR NO : 2022/1463
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2022
NUMARASI : 2021/… ESAS 2022/… KARAR
YARGILAMANIN
YENİLENMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
Av.
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVANIN KONUSU : Yargılamanın İadesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :

… 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… esas 2022/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Yargılamanın yenilenmesini talep (Davalı) eden vekili; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 05/01/2006 05/01/2006 tarihli protokolden kaynaklanan ihtilafın mahkememizin 24/03/2010 tarih 2007/… E. 2010/… K. Sayılı kararı ile sonuçlandığını ve kesinleştiğini, ancak dava dosyasının Yargıtay temyiz incelemesine gönderildikten ve onama hükmünün verildiği, 12/06/2012 tarihinden önce 05/09/2011 tarihinde dava konusu maden sahasının (kalker ocağı) müvekkili tarafından bedeli mukabilinde ve Yargıtay’da devam eden temyiz incelemesi sonucunun ne olduğuna bakılmaksızın onama bozma işletilmesine dair bir protokol imzalandığını, müvekkili şirketin işbu protokole dayalı olarak dava konusu maden sahasında işletme ve üretim faaliyetlerine başlamış ve işletme yaptığı sürece … A.Ş ne protokol ile belirlenen 500.000,00.TL sini işbu protokolde belirtilen şekilde ödemeye başladığını ancak daha 2 yıllık süre dolmadan Yargıtayca verilen 12/06/2012 tarihli onama kararını takiben … A.Ş Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurarak taraflar arasındaki 05/09/2011 tarihli protokol hükümlerine aykırı olarak müvekkili şirketin faaliyetlerinin sonlandırılmasını sağladığını, müvekkili şirketin … A.Ş aleyhine 05/09/2011 tarihli protokole aykırılıktan kaynaklanan zararlarının tazmini için halen … 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… E. … 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… E. Sayılı dosyalarından devam ettiğini, … A.Ş nin Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden dava konusu sahaya ilişkin olarak kendi adına mermer değil kalker ocağı işletme ruhsatı aldığını öğrendiklerini, dava konusu sahada halen kalker üretimi yaptığını, … A.Ş nin müvekkiline karşı hileli davranışta bulunarak müvekkilinin iyi niyetini suistimal ettiğini ve davaya konu ilk protokolün imzalandığı 05/01/2016 tarihinde davaya konu maden sahasının mermer ocağı işletmesi yapılmasına uygun olmadığını bilmesine rağmen protokole aykırı davranıldığı gerekçesi ile mahkememizden protokölün feshi ile maden sahasının … AŞ ne aidiyietine karar verilmesini talep ettiği, yapılan yargılama sırasında bu husus hiçbir şekilde inceleme ve değerlendirme konusu yapılmadan … A.Ş lehine verilen hükmün kesinleştiğinden bahisle mahkememizin 24/03/2010 tarih ve 2007/… E 2010/… K. Sayılı kararının kaldırılarak yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi ve müvekkilinin mağduriyetine yol açılmaması ve davanın semeresiz kalmaması için davaya konu … Mevkiinde bulunan … nolu maden ruhsatının iyi niyetli 3.kişilere devrinin engellenmesine yönelik olarak Maden işleri Genel Müdürlüğü nezdinde tutulan maden siciline ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEBİNE CEVA VEREN DAVACI VEKİLİNİN SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Karşı taraf (Davacı) vekili; yargılamanın yenilmesi davasının hak düşürücü süre sonrasında açılması ve kanunun aradığı şartları taşıyan yeniden yargılama yapılmasını gerektirir belge ve hile olmadığını, davacının eline yeni geçtiğini beyan etitği ve mahkemeyi yanıltma amaçlı sunulan 21/06/2005 tarihli yazının yeni elde edilen belge olduğunu kabul etmediklerini, bahsi geçen belgenin yer aldığı delil listesinin yargılamanın yenilenmesi davasının davacısı olan şirkete mahkememizin 2007/… E. 2010/… K. Sayılı dosyanın yargılaması sırasında tebliğ edildiği ve bilirkişiler tarafından da bu belge üzerine verilen 23/06/2005 tarih 2615 sayılı olur ile sevk irsaliyesi talebinin kabul edilmemesine dair kararın raporlar arasındaki incelenen evraklar arasında olduğunu, müvekkilinin maden bahasını kendi adına tekrar tescil ettirdiğinde kalker üretimi yapmak zorunda kalmasını bizzat yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan şirketin eylemlerinin bir sonucu olduğunu, sahanın müvekkiline aidiyetinin tespiti sonrasında sahanın kullanım şeklinin yargılamanın iadesi sürecine esas alınacak yeni vaka olarak dikkate alınamayacağından bahisle davacı şirketin yargılamanın yenilenmesi talepli davasının yargılamanın iadesi gerekçesi olarak sonradan elde edilen belge olarak ileri sürdüğü 21/06/2005 tarihli MİGEM yazısını zaten kendileri tarafından ibraz edildiğini, yeni bir belge olmaması sebebiyle reddini, kıymet takdir raporunun davacı vekiline tebliğ tarihi dikkate alındığında öğrenme tarihi olan 20/03/2019 tarihinin üzerinden geçen 3 aylık süreden çok sonra yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmuş olması sebebiyle hakdüşürücü süre göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” yargılamanın iadesi talebinde bulunan mahkememizin 2007/… esas 2010/… karar sayılı ilamında davaya konu 05/01/2006 tarihli protokolün feshinin tespitine ilişkin gerekçesi dikkate alındığında HMK’nun 375/-ç,h maddesinde belirtili yargılamanın iadesi sebepleri bulunmadığından davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
YARGILAMANIN YENİLENMESİNİ İSTEYEN (DAVALI) TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Yargılamanın yenilenmesini isteyen (Davalı) vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davacı ile müvekkili arasında imzalan 05/01/2006 tarihli protokolden kaynaklanan ihtilaf, ilk derece mahkemesinin 24/03/2010 tarih ve 2007/… esas 2010/… karar sayılı kararı ile sonuçlandırılmış ve kesinleştiğini, dava dosyası Yargıtay incelemesine gönderildikten ve onama hükmünün verildiği 12/06/2012 tarihinden önce, dava konusu maden sahada kalker üretimi için protokol imzalandığını ve davacıya protokol ile belirlenen 500.000,00.TL verdiklerini, ancak karar onanınca davacı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurarak taraflar arasındaki 05/09/2011 tarihli protokol hükümlerine aykırı olarak müvekkili şirketin faaliyetlerinin sonlandırdığını, müvekkili şirketin davacının Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne dava konusu sahaya ilişkin olarak kendi adına mermer değil kalker ocağı işletme ruhsatı aldığını, davacı müvekkiline karşı hileli davranışta bulunarak müvekkilin iyi niyetini suistimal ettiğini, davaya konu ilk protokol’ün imzaladığı 05/01/2006 tarihinde davaya konu maden sahasının mermer ocağı işletmesi yapılmasına uygun olmadığının bilinmesine rağmen protokole aykırı davranıldığı gerekçesi ile maden sahasının davacıya aidiyetine karar verilmesini talep ettiklerini ancak ilk derece mahkemesince değerlendirilmediğini, yargılamanın iadesine gerekçe gösterdiğimiz ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden ivedilikle dava konusu maden sahasına ilişkin güncel ruhsatın celbi taleplerinin yerine getirilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan (davalı) tarafından, taraflar arasında imzalanan 05/01/2006 tarihli protokolden kaynaklanan ihtilafın mahkemeye ait 24/03/2010 tarih 2007/… E. 2010/… K. Sayılı kararı ile sonuçlanıp, kesinleştiği, ancak dava dosyasının Yargıtay temyiz incelemesinde bulunduğu sırada, 05/09/2011 tarihinde imzalanan protokol ile dava konusu maden sahasının (kalker ocağı) kendisi tarafından işletilmesine dair bir protokol imzalandığı ve protokole istinaden maden sahasında işletme ve üretim faaliyetlerine başlandığı, işletme yapılan sürede davacı … A.Ş’ ne protokol ile belirlenen 500.000,00.TL’nın ödenmeye başlandığı, 2 yıllık süre dolmadan Yargıtayca verilen 12/06/2012 tarihli onama kararını takiben … A.Ş’nin, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurarak, 05/09/2011 tarihli protokol hükümlerine aykırı olarak müvekkili şirketin faaliyetlerini sonlandırdığı, bu nedenle davacı aleyhine protokole aykırılıktan kaynaklanan zararlarının tazmini için … 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… E. ve … 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… E. sayılı dosyalarında dava açıldığı, davacının Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden, dava konusu sahaya ilişkin olarak kendi adına mermer değil kalker ocağı işletme ruhsatı aldığının öğrenildiği, davacının, hileli davranışlarla, iyi niyetini suistimal ettiği ve ilk protokolün imzalandığı 05/01/2006 tarihinde, maden sahasının mermer ocağı işletmesi yapılmasına uygun olmadığını bilmesine rağmen protokole aykırı davranıldığı gerekçesi ile protokolün feshi ile maden sahasının … AŞ’ ne aidiyietine karar verilmesini talep ettiği, yapılan yargılama sırasında bu hususta hiçbir şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmadığı ve … A.Ş lehine verilen hükmün kesinleştiği belirtilerek, mahkemeye ait 24/03/2010 tarih ve 2007/… E 2010/… K. sayılı kararının kaldırılarak yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi talep edilmiş, karşı taraf (davacı) ise, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını ve kanunun aradığı şartları taşıyan yeniden yargılama yapılmasını gerektirir belge ve hile olmadığını, davacının eline yeni geçtiğini beyan etitği 21/06/2005 tarihli MİGEM yazısının yeni elde edilen bir belge olmadığını, bu yazının kendilerinin delil listesinde bildirip, mahkemeye ibraz ettiklerini, davalıya tebliğ edildiğini ve bilirkişiler tarafından da incelendiğini, maden sahasının kendilerine aidiyetinin tespiti sonrasında, sahanın kullanım şeklinin yargılamanın iadesi sürecine esas alınacak yeni vaka olmadığını, kıymet takdir raporunun davalı vekiline tebliğ tarihi dikkate alındığında, öğrenme tarihi olan 20/03/2019 tarihinin üzerinden geçen 3 aylık süreden çok sonra yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğunu savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, yargılamanın yenilenmesini isteyen (davalı) vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargılamanın iadesi olağanüstü bir kanun yolu olup, nedenleri HMK.nun 375. maddesinde sınırlı olarak belirtilmiştir. Bunlar;
“a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” şeklinde sıralanmıştır.
Bu maddede belirtilen nedenler dışında başka nedenlerle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması mümkün değildir.
Somut olayda, yargılamanın yenilenmesini isteyen (davalı) tarafından, HMK’nun 1-ç maddesinde belirtilen, yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması ve 1-h maddesinde belirtilen, lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması sebeplerine dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilmiştir. Yargılamanın yenilenmesini isteyen davalı tarafından, davacının, hileli davranışlarla, iyi niyetini suistimal ederek, ilk protokolün imzalandığı 05/01/2006 tarihinde, maden sahasının mermer ocağı işletmesi yapılmasına uygun olmadığını bilmesine rağmen, protokole aykırı davranıldığı gerekçesi ile mahkemeden protokolün feshini ve Maden Arama Ruhsatının davacıya aidiyetinin tespitini sağladığı, maden sahasının mermer ocağı işletmesine uygun olmadığını belirten 21/06/2005 tarihli MİGEM yazısının ise sonradan öğrenildiği iddia edilmiş ise de, bu belgenin yeni bir belge olmayıp, davacı tarafından yargılama sırasında dosyaya sunulduğu ve içeriğinin bilirkişi tarafından tartışıldığı, mahkemece verilen kararın gerekçesinde de bu hususun değerlendirildiği, ayrıca, davalının, mermer işletme izni almak için ilk başvurusunun MİGEM tarafından 26.01.2007 tarihinde ret edildiği, idarenin ret kararına karşı davalı tarafından idari yargıya başvurulmadığı, mahkemec, davalının sözleşme kurulur iken objektif imkansızlığından bahsedilemeyecek edimini yerine getirmekte isteksiz davrandığı ve temerrütünün oluştuğu, bu nedenle davacının feshinin haklı fesih olduğu gerekçesiyle protokolün feshine ve maden arama ruhsatının davacıya aidiyetine karar verildiği, kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından onandığı ve karar düzeltme talebinin de reddine karar verildiği, mahkemece maden sahasının davacıya aidiyetinin tespitinden sonra, sahasının kullanım şeklinin davacı tarafından değiştirilmiş olmasının ise yasal bir hak olup, hile davranış olarak nitelendirilemeyeceği, sonuç olarak, davalının ileri sürdüğü sebeplerin, HMK’nun 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden olmadığı, mahkemece, davanın HMK.nun 379/2 hükmü uyarınca reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, yargılamanın yenilenmesini isteyen (davalı) vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesini isteyen davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden yargılamanın yenilenmesini isteyen davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 20/12/2022

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır