Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1261 E. 2022/1157 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1261
KARAR NO : 2022/1157
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2022
NUMARASI : 2022/… ESAS
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1 -… -…- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2 -… …
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… esas sayılı dosyasından 21/04/2022 tarihinde verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen ara karara karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle davalı şirketin müvekkil ve … tarafından 20/02/2017 tarihinde kurulmuş ve tescil edildiğini, Müvekkilinin bu tarihten 17/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına kadar geçen sürede davalı şirket nezdinde kurucu ortak sıfatını, şirket esas sözleşmesi ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 09/02/2017 tarih ve … yevmiye nolu belgesi ile onaylanan müdürlük sıfatlarını taşıdığını, genel kurul toplantısında şirket hisselerinin 666 adedini elinde bulunduran kurucu ortak ve münferiden temsil ve ilzam yetkisi bulunan müdür … hisselerini …’a usulsüz şekilde devrettiğini, müvekkilinin işbu usulsüz devir nedeniyle genel kurul toplantısı tutanağına muhalefet şerhi koymakla itirazlarını bildirdiğini, davalıların bu usule uymadığını, … 5. Noterliği’nin 07/12/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkiline 09/12/2021 tarihinde bildirimde bulunulduğunu, Türk Ticaret Kanunun ilgili maddeleri gereği dava şartı olarak Arabuluculuk görüşmeleri yapıldığı sırada kendilerine karşı açılan davayı sonuçsuz bırakmak ve borcunu ödememek adına 17/12/2021 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda alınan karar ile müvekkilinin müdürlük yetkisi elinden alındığını ve şirket müdürü olarak yetkilendirdiği avukat haksız bir şekilde sermaye payı davası açılması adına hazırlıklar yapıldığı sırada azledildiğini, müvekkilinin müdürlük yetkisinin iptal edilmesi açıkça dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediğini, Zira davalı …’ın tek amacı kendisi ve daha önceki ortak olan …’ın koymayı taahhüt ettikleri esas sermaye borcundan kurtarmak olduğunu, Keza eski ortak ve müdür olan …’ın hisselerini …’a devretmesi de muvazaalı bir işlem olduğunu Zira … şirkete karşı olan borçlarından kurtulmak amacı ile hisselerini …’a devrettiğini, müvekkilinin müdürlük yetkisinin iptali de müvekkilini etkisiz bırakma amacı taşıdığını, bu sebeple 17/12/2021 tarihli Genel kurul kararlarının iptali gerektiğini, davanın kabulü ile, 17/12/2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptaline, TTK 630. Maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı hareket eden davalı …’a ait müdürlük yetkisinin kaldırılmasına, dava sonuçlanıncaya dek davalı …’ın kötü niyetli davranışlarının önüne geçmek amacı ile müdürlük yetkisinin tedbiren durdurulmasına ve müvekkilin geçici olarak müdür olarak atanmasına, mahkememizin aksi kanaatte olması halinde dava sonuçlanıncaya dek şirket yönetimini yapmak üzere kayyum ataması yapılmasını, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN ARA KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen 25/02/2022 tarihli ara karar ile; davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi incelendiğinde yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği ve bu durumun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından tüm taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirketin müdürü iken, davalı … ve …’a karşı esas sermaye borcu sebebiyle dava açılmasına karar verildiğini, TTK ‘nun ilgili maddeleri gereği dava şartı olarak arabuluculuk görüşmeleri yapıldığı sırada kendilerine karşı açılan davayı sonuçsuz bırakmak ve borcunu ödememek adına 17/12/2021 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda alınan karar ile müvekkilin müdürlük yetkisi elinden alındığını ve şirket müdürü olarak yetkilendirdiği avukat haksız bir şekilde sermaye payı davası açılması adına hazırlıklar yapıldığı sırada azledildiğini, davalı … tek yetkili müdür olarak davalı şirket yönetimini ele aldığını, müvekkilin müdür sıfatı ile … 2.Noterliğinin 29/12/2021 tarih ve … yevmiye numaralı azilnamesi ile iptal ettirdiğini, davalı … bu yolla kendisine ve eski şirket ortağı …’a karşı açılması muhtemel olan sermaye payı alacağı davasının önüne geçtiğini, TTK m.622 yollaması ile aynı kanunun 449. Maddesi uyarınca usule ve yasaya aykırı yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi taleplerinin reddedilmesinin müvekkiline ve şirketini olumsuz yönde etkilediğini belirterek, ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Genel Kurul Kararının iptalini ve şirket müdürünün azli talebine yönelik olup, istinafa konu uyuşmazlık ise, ilk derece mahkemesince verilen 25/02/2022 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı şirketin 17/02/2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan davacı …’in müdürlük yetkisinin iptaline ilişkin kararın yürütmesinin geri bırakılması, davalılardan …’ın müdürlük yetkisinin tedbiren durdurulması ve davacının geçici müdür olarak atanması, aksi halde davalı şirkete yönetim kayyumu atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiği, ilk derece mahkemesince tedbir taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Geçici hukuki koruma türlerinin başında gelen İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nun 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nin 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
HMK’nun 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 449 maddesince, genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açılması durumunda mahkemece, yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra mahkemece dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Yönetim kurulu üyesi ve şirket müdürü olan davalı … vekili tarafından talebin reddi yönünd beyanda bulunulmuş olup, somut olayda, genel kurul kararının uygulanmasının geri bırakılması yönünden mevcut veya yakın bir tehlikenin varlığı konusunda yaklaşık bir kanaat oluşturacak delil sunulmadığı,şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyım atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerektiği, somut olayda dosyada davalı şirkette organ boşluğu bulunduğunun iddia edilmediği gibi, davalının şirketi yönetim görevine devam etmesi durumunun, şirkete ve ortaklarına zarar vereceğine dair HMK’nun 389. maddesi anlamında yaklaşık ispatın da gerçekleşmemesi ve gecikme sebebi ile oluşabilecek zarara ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmaması nedeniyle, HMK’nun 389. maddesi anlamında yaklaşık ispatın gerçekleşmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle, ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak yatırıldığından yeniden HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı vekili tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.18/10/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır