Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/126 E. 2022/574 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/126 – 2022/574
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/126
KARAR NO : 2022/574
KARAR TARİHİ : 29/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : 1 -…
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVACI : 2 -…
VEKİLİ : Av…
MÜDAHİL : 1 -…
VEKİLİ : Av…
MÜDAHİL : 2 -…

VEKİLLERİ : Av….
Av….
MÜDAHİL : 3 -…
VEKİLLERİ : Av…
Av…
MÜDAHİL : 4 -…
VEKİLİ : Av…
MÜDAHİL : 5 -…
Av…
MÜDAHİL : 6 -…
VEKİLLERİ : Av…
Av….
MÜDAHİL : 7 -…
VEKİLLERİ : Av…..
MÜDAHİL : 8 -…
VEKİLİ : Av….
DAVANIN KONUSU : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/04/2022
YAZIM TARİHİ : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 05.06.2008 tarihinde kurulduğunu, şirketin sermayesinin tamamı ödenmiş olduğunu, şirketin “Akaryakıt Perakende Satıcılığı” ve “Cafe ve Restoran işletmeciliği” sektöründe faaliyet gösterdiğini, şirketin deniz kıyısına konumlu olup, D817 karayolu üzerinde bulunduğu yön tarafında Payas’tan İskenderun’a kadar tek istasyon olduğunu, … firması tarafından, akaryakıt alım fiyatlarının yüksekliği nedeniyle bireysel, toplu alımlarda ve devlet ihalelerinde tercih edilebilirliğini olumsuz etkilediğini, özet olarak rakiplerinin sattığı fiyata, alım yapamadığını, Konkordato ön projesi içeriğinde sunulan mali tabloların incelenmesinde görüleceği üzere 2017 yılında hali hazırdaki şirket ortağı tarafından devralınan istasyonun satışlarında, geçmiş yıla oranla 2018 yılında %59 artış gerçekleştiğini, 12.12.2018 tarihinde sona erecek bayilik sözleşmesi sonrasında sağlıklı rekabet imkanlarına sahip olabileceğini, ayrıca İstasyona bitişik ve denize nazır olarak konumlu olan “… adı altında faaliyet gösteren kafeterya restoran haftanın her günü serpme kahvaltı ve gün içinde yerel ürünlerin servis edildiği için ve konumu nedeniyle avantajlı ve tercih edilen bir işletme olduğunu, 12.12.2018 tarihi sonrasında yeni bayilik sözleşmesini imzalanmasını müteakip faaliyet karlı hale gelmesiyle birlikte elde edilecek gelir, konkordato ön projesinde izah edilen kaynağın yaratılmasına yeter olduğunu, davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisi … …’nın tek hissedarı hem de hâlihazırda şirket müdürü olup, …’nın kullanmış olduğu kredilere müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, bunların dışında şahsi bir borcu bulunmadığını, şirketin ödeme güçlüğüne düşmesi ve borçlarını ödeyemez duruma gelmesi/gelecek olması riski nedeni ile davacı müvekkili de cebri icra tehdidi ile karşı karşıya bırakacağını, Konkordato Ön Projelerinde öngörüldüğü şekilde müvekkili şirket tarafından borçların ödenmesi halinde müşterek borçlu- müteselsil kefil olan diğer müvekkili … …’nın da borçları ortadan kalkacağını, toplamda 2.044.909,37.TL borcu bulunduğunu, konkordato tekliflerinin kabulü halinde borçlarının asıl alacağının faizsiz ve masrafsız olarak % 100’ünü ödeyebileceklerini, ancak konkordato talebinin kabul edilmemesi halinde ise muaccel borçlar ödenememeye devam ettikçe aciz durumuna düşülecek, bu da müvekkili şirketlerin iflâsına neden olacağını, davacı müvekkili şirket … Şirketi’nin ve diğer davacının 30.11.2018 tarihi itibariyle vadesi gelen borçlarını ödeyememiş olup, takip eden dönemde de vadesi gelecek borçlarını ödeyememe tehlikesi altında olduğunu, mevcut durum sebebiyle icra ve haciz tehdidi ile karşı karşıya olduğunu beyan ederek davacı müvekkilleri hakkında öncelikle geçici mühlet kararı verilerek, gerekli tedbirlerin alınmasını, bilahare konkordato başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil vekilleri tarafından, davacı şirketten alacaklı oldukları belirtilerek, davaya müdahilliklerine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; alacaklılar toplantısında İİK’nin 302. maddesinde belirtilen projenin kabulü için gerekli çoğunluk oranının sağlanamadığı, diğer konkordato talep eden şahıslar bakımından şahıs borçlarının şirket tarafından kullanılan kredilere olan kefaletleri ile sınırlı olduğu ve davacı … …’nın iflasa tabi olmadığından ilgili kişi bakımından da İİK. 305/1-c bendi uyarınca konkordato tasdik şartının oluşmadığı anlaşıldığından davanın tüm davacılar yönünden İİK 302/a-b 305 ve 308 maddeleri uyarınca konkordatonun tasdiki şartları oluşmadığından reddine, davacı şirketin borca batık olmaması ve iflas koşullarının bulunmaması nedeniyle, davacı gerçek kişinin de iflasa tabi şahıs olmaması nedeniyle iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
DAVACI LARTARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklıların, yasaya uygun şekilde alacaklarını bildirmeye davet edilmediğini ve bildirimlerde yasal sürelere uyulmadığını, adi alacaklılar gerekse rehinli alacaklılar toplantılarına davet, toplantı ve karar alma süreçlerinin tamamında hem eksik hem de açıkça, başta İİK.m.288’de hüküm altına alınan düzenleme olmak üzere Yasa’ya aykırı yol ve yöntemlerin kullanıldığını, tüm süreçlerde yapılan davet ve bildirimler bakımından, bazı muhataplara bildirimlerin yapıldığına dair sağlıklı bir kayıt bulunmazken bazı muhataplara Yasa’da ön görülmeyen kargo yolu ile gönderiler yapıldığını, ancak bu şekilde bile kargo fişlerinde, kargoyu gönderen, alıcı ve kargonun içeriği ile ilgili hukuki denetime uygun bilgilerin izlenemediğinin görüldüğünü, konkordato komiserlik işlemlerinin en başından bu yana Yasa hükümlerine ve Usule uygun yürütülmediği ve bu işlemlerin tüm sonucu “hukuken zehirleyecek” nitelikte bulunduğunu, komiserliğin alacaklılarla zamanında, gereken özen ve titizlikte muhatap olmadığını, süreci gerektiği gibi yönetemediği ve denetim makamı olan mahkemenin de denetim görevini zamanında ve gerektiği gibi yapmadığını, süreçte tüm insiyatifi komisere vererek gereken hassasiyeti göstermediğini, konkordato nisabının tayinine ilişkin hesaplamalar gereken titizliği taşımamakta ve hukuken denetlenebilir olmaktan da uzak olduğunu, müvekkili davacı şirketin inşaat işiyle uğraştığını, dava sürecinde, imalatı tamamlanmış ve/veya satılabilir halde bulunan bazı taşınmazlarını satmak için izin başvurularında bulunduğunu, ancak hukuka aykırı gerekçelerle bu taleplerinin engellendiğini, yapmak istediği satışların kendi iştigal alanı ile ilgili olduğunu, konkordato mühletinin verilmesi ile başlayan süreçte bankaların şirket hesaplarına bloke uygulayarak borçlunun ticaretini ısrarla tıkamaya çalışması karşısında etkili bir çözüm mekanizması işletilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, 2004 sayılı İİK’nın 285 vd. maddelerinde düzenlenen konkordato istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davacıların konkordato projesinin tasdik talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı … … vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Birden fazla davacı için aynı dava dilekçesi ile konkordato talebinde bulunulmasında ve aynı dosya üzerinden davaların görülmesinde hukuken bir engel bulunmamaktadır. Ancak, her bir davacının durumu, alacak ve borçları birbirlerinden farklı olup, konkordatonun tasdiki için gerekli koşulların her bir borçlunun şahsında ayrı ayrı gerçekleşmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacı şirket ile birlikte şirket ortağı ve aynı zamanda şirketin borçlarına kefil olan … …’da konkordato talebinde bulunmuştur. Konkordato talep eden tarafından, şahsi borçlar ile kefalet borçlarının, hangi oranda veya vadede ödeneceği, ödemelerin yapılması için mevcut malların satılıp satılmayacağı, borcun ödemesini yapabilmek için gerekli mali kaynağın nasıl sağlanacağı konkordato ön projesinde açıkça belirtilmelidir. Davacı … … kefili olduğu şirket borçları için konkordato talebinde bulunmasına rağmen, davacının borçlu şirketten bağımsız bir konkordato projesinin bulunmadığı, sunulan tek projenin ise, gerçek kişiye özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketin ön projesi niteliğinde bulunduğu, içeriğinde gerçek kişinin alacaklılarına yönelik teklife yer verilmediği, konkordatonun başarıya ulaşmasının, borçlu şirketin konkordato projesinin başarısına bağlandığı, ön projenin bu davacı yönünden kendisine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediğinden yasal şartları taşımadığı ve uygulanabilir olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, ilk derece mahkemesince, davacı gerçek kişi yönünden, konkordato talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum görülmediğinden davacı … … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirket vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Dava, istinaf aşamasında iken davacı … İletişim İnş. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili Av. Selen Ağtaş 22/03/2022 tarihli dilekçesi ile, … İletişim İnş. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de davacı … İletişim İnş. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti yönünden davadan feragat ettiklerini, bu sebeple davadan feragat istemi yönünden karar verilmesini ve müvekkil şirket hakkında verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verilmiş olması sebebiyle bu hususta İskenderun Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasını talep etmiştir.
Feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 310. maddesinde ise hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği açıklanmıştır.
Hiçbir kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir ve bir usul hukuku kavramı olarak davadan feragatin açık, kesin ve koşulsuz olması, yasa gereğidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309. maddesi aynen; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır” şeklindedir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine gerek yoktur. Davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile, davacı feragatten dönemez; feragati ile bağlıdır.(HGK.’nın19/02/2019 tarih ve 2015/21-1114 Esas-2019/164 Karar, HGK.’nın 11/04/2019 tarih ve 2018/12-1004 Esas-2019/433 Karar)
Somut olay bakımından, davacı … İletişim İnş. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından Dairemize sunulan 22/03/2022 tarihli dilekçe ile davacı şirket yönünden davadan feragat ettiklerini bildirildiğinden, bu beyan çerçevesinde işlem yapılması zorunludur.
Hükümden sonra ortaya çıkan ve istinaf incelenmesine usulen engel oluşturan bu durumun “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari İşleri ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin”, “Karar Verilmiş Dosyalara İlişkin İşlemler” başlıklı 215/1 maddesinde düzenlenen “Hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat, davayı kabul veya sulh hâlinde, hâkim dosya üzerinden bu konuda ek karar verir. Taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi sırf bu nedenlerle dosya istinaf veya temyiz incelemesine gönderilmez.” hükmü gereğince davadan feragatin dosyanın istinaf aşamasında ve Dairemizde iken yapılması nedeniyle ilk derece mahkemesince karar verilmesi mümkün bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nin 307. maddesi delaletiyle 353. maddesi kapsamında Dairemizce değerlendirilip karara bağlanması gerekmektedir.
Bu durumda dairemizce borca batık olmadığı tespit edilen davacı şirketin iflasına karar verilmeksizin, davacı şirketin istinaf aşamasındaki davadan feragati nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, konkordato isteminin davacı şirket yönünden feragat nedeniyle reddine, davacı gerçek kişi yönünden konkordato tasdik koşulları bulunmadığından davanın esastan reddine ilişkin yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacılar vekilinin davacı … …’ya yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı … İletişim İnş. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a)- Davanın davacı şirket … İletişimi İnş. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti yönünden FERAGAT SEBEBİ İLE REDDİNE,
b)Davacı şirketin borca batık olmaması ve iflas sebeplerinin bulunmaması nedeniyle iflas kararı verilmesine YER OLMADIĞINA,
c)Davacı … … yönünden konkordatonun tasdiki şartları oluşmadığından davanın REDDİNE,
d) Davacı … … iflasa tabi olmadığından hakkında iflas KARARI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80.TL harcın davacılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansın yatıran tarafa iadesine,
7-Dava hasımsız olarak açıldığından 6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
İstinaf incelemesi yönünden;
1)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30.TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nun 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Gerekçeli kararın Dairemizce taraf veya vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 2004 sayılı İİK’nın 293/3 maddesi delaletiyle, 2004 sayılı İİK’nın 164/2 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğ tarihinden itibaren ON(10) GÜNLÜK süre içinde YARGITAY TEMYİZ KANUN YOLU açık olmak üzere karar verildi. 29/04/2022

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır