Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1191 E. 2023/112 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1191 – 2023/112
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1191
KARAR NO : 2023/112
KARAR TARİHİ : 10/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2021
NUMARASI : 2021/… ESAS-2021/… KARAR
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI :
FERİ MÜDAHİLLER : 1-
VEKİLİ : Av.
2-
VEKİLİ : Av.
3-
4-
VEKİLLERİ : Av.
5-
VEKİLİ : Av.
6-
VEKİLİ : Av.
7-
8-
VEKİLLERİ : Av.
9-
VEKİLİ : Av.
10-
VEKİLİ : Av.
11-
VEKİLİ : Av.
12-
VEKİLİ : Av.
13-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
14-
VEKİLİ : Av.
15-
VEKİLİ Av.
16-
VEKİLİ : Av.
17-
VEKİLİ : Av.
18-
VEKİLİ : Av.
19-
VEKİLİ : Av.
20-
VEKİLİ : Av.
21-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
22-
VEKİLİ : Av.
23-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
24-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
25-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 07.10.2013 tarihinde kurulduğunu, şirketin kuruluş esnasında ortakları … ve … iken bugünkü şirket ortağı …’nun her iki ortaktan 14.04.2014 tarihinde hisselerini alarak şirketin tek ortağı olduğunu, limited statüsünde olan şirketin 03.03.2021 tarihinde nevi değişikliğine giderek anonim şirket statüsüne geçtiğini, 30.06.2021 tarihi itibarıyla şirketin sermayesinin 13.000.000,00.TL olduğunu, şirket ortağının sermaye taahhütlerinden dolayı borcu bulunmadığını, şirketin çalıştırdığı personel sayısının 30.06.2021 tarihi itibarıyla 7 (yedi ) kişi olduğunu, şirketin ilk yıllarda kısıtlı sermayesi, az sayıda çalışanı ve geniş olmayan müşteri portföyünden dolayı genellikle dar bölgede, Akdeniz Bölgesi’ndeki üreticilere geri dönüşüm plastik granül ürünleri satışı yaptığını, 2015 ve 2016 yıllarında yavaş yavaş orijinal hammadde alım satımına da başladığını, özellikle 2017-2018-2019 yıllarında yurtdışındaki bütün uluslararası fuarlara katılarak çok sayıda yabancı firma ile tanışıp iş birliği yapma imkânı bulduğunu, ancak global pandemiyle tüm dünyada vaka sayılarının çok yükselmesi neticesinde, mal ve hizmetlerin realizasyonunda ciddi aksamalar yaşanmaya başlandığını, planda olmayan maliyetleri ve yapılan zararları karşılayabilmek için şirketin bankalardan kredi almaya, bir çok ödemeyi ileri vadeli çekler ile yapmaya başladığını, çeklerdeki vade farklarına ödenen bedeller, her ay yaklaşık 2.000 ton civarında hammadde için yapılan çok büyük zararlar şirketin bütün nakit akım tablosunu ve tüm ödeme dengesini alt üst ettiğini, plastik hammadde ve sanayi üretiminde sektörün iyileşmesi, piyasada faizlerin ve döviz kurunun makul seviyeye inmesi beklenirken, her geçen gün üretim ve satış süreçleri daha da kötüye gittiğini, corona virüs sürecinde hükümetin aldığı kararla ülke genelinde ilk 1 aylık tam kapanma, 1 ay çek erteleme kararı ile yapılması gereken tahsilatların 1 ay ötelenmesi (… Plastik’in bu süreçte hiçbir çekini ötelemediğini ve tümünü vadesinde ödediğini.), ikinci 17 günlük kapanma, Ramazan Bayramı ve 15 günlük Kurban Bayramı sürecinin plastik boru, altyapı ve inşaat sektörünü durma noktasına getirdiğini, şirketin bu süreçte kredi ve çek ödemelerini yapmakta çok zorlanmaya başladığını, mevcut borçların yapılandırılması için ileri tarihli uygun vadeler verilirse … Plastik A.Ş. ulusal ve uluslararası güçlü tedarik zinciri, sadık müşteri portföyü, nitelikli personeli ve performansı ile bu zorlu sürecin üstesinden geleceğini, şirkete gereken imkan tanındığı takdirde borçların bir disiplin içerisinde ödenmesinin önünde hiçbir engel bulunmadığını, şirketin yaşanan olumsuzluklara rağmen düşükte olsa karlılığını sürdürdüğünü ve işletme sürekliliğinin en önemli göstergelerinden biri olan faaliyet karlılığı düşüş gösterse de pozitif bir seyir izlediğini, finansal bir sarmal ve nakit darboğazına giren şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için belli bir süre nefes alıp işletme sermayesi biriktirmesinin gerekli olduğunu, aksi takdirde yıllarını vererek ortaya koydukları emeklerin heba olup gideceğini, şirketin konkordato teklifi ve talebinin kabulü halinde icra ve haciz baskısı altında olmadan daha yüksek kârlı satışlar yapılabileceğini, yeni bir finansman giderine katlanılmayacağını, yapılacak borç ödemelerinin finansman kaynakları öncelikle: süreye yayılan alacak tahsillerinden, stokların satışından ve elde edilecek ticari faaliyet kârlılığından sağlanacağını, şirketin, konkordatoya tabi borçlarında tenzilat istemeden konkordato tasdikinden sonraki ilk yıl ödemesiz olarak sonrasında borçlarını artı 5 yıl vadeye yayarak (1+5 yıl) ödemek suretiyle bu dar boğazı aşacağı inancında olduklarını, müvekkili şirketin teklif ettiği işbu konkordatonun büyük ölçüde başarı olasılığına sahip olduğunu, müvekkili şirketin talep ve teklifi malvarlığının durumuna uygun olup, firmanın geçmişteki saygın ticari yaşamına nazaran alacaklıları zarara uğratma kastından da tamamen âri bulunduğunu, müvekkili şirketin borçlarını ön projede ödeyebilmesinin yolunun, mevcut organizasyonunun işler halde muhafaza edilmesi ve üretim, pazarlama ve satış faaliyetlerinin devamının sağlanması olduğunu, ayrıca müvekkili …’nun kendi adına bir ticari işletmesi, Ticaret Sicil Memurluğu’nda tacir olarak bir kaydı bulunmadığını, konkordato talebinde bulunan şirketin tüm hisselerinin sahibi olduğunu, davacı şirketin kullanmış olduğu tüm kredilerde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı bulunduğunu, ayrıca müşterilere düzenlenen çeklerde cirosu bulunduğunu, sahibi bulunduğu şirketin mali açıdan darboğazda olup; konkordato sürecine başvurma kararı aldığını, bu nedenle; müvekkili … ile müvekkili şirket arasında da ekonomik ve organik bağ bulunmakta olduğunu, müvekkili şirketin tüm banka, ve üçüncü şahıs borçlarının müteselsil kefili olduğundan, müvekkili … yönünden de konkordato taleplerinin olduğunu, müvekkillerinin faaliyetine devam edebilmesi ve mal varlığının korunabilmesi için İİK 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak hazırlanmış olması sebebi ile 287. maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini ve gerekli görülmesi halinde işbu mühletin 2 ay daha uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar Sayılı Kararı ile; konkordato talep eden davacı borçlu şirketin 30/06/2021 tarihli veriler ile 10/09/2021 tarihli veriler arasında borç toplamında % 41,40 oranında artış olması, 10/09/2021 tarihi itibariyle düzenlenen bilançoda geçici hesaba 49.706.463,41.TL aktarılması, davacı şirketin 4 yıl içindeki kar miktarı ve oranları dikkate alındığında davacı şirkete ait önceki mali tabloların emsal alınarak karlılık analizlerinde net kar/net satışlar oranlarının gerçekleşen ve ileriye yönelik tahminlerinin birbirinden çok uzak olması nedeniyle revize projesindeki ileriye yönelik tahmini karlılığın yaklaşık %65 oranında sapabileceği, bu halde ise ticari karının 36.289.738,88.TL eksik olacağının varsayıldığında ise kar tutarlarındaki olumsuz sapma nedeniyle borçların ödenmesinde kullanılacak kaynaklarının toplamının 34.666.688,74.TL tutarına düşebileceği, konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmayacağı, vade konkordatosunda borçlunun borçlarının tamamının ödenmesini sağlayacak vade ve kaynağında gösterilmesi gerekip, konkordato talep eden borçlunun somut, gerçekçi ve açık mali veriler ile borç tasfiye projesi yaparak konkordato talebinde bulunması gerektiğinden “afaki, fiftif ve sonucu öngörülemeyen ciddi bir borç tasfiye projesi sunulmayan” projeye dayalı olarak yapılan talebin kabulünün mümkün olmayacağından davacı şirket yönünden sunulan vade konkordatosuna ilişkin revize projesinin yürümesinin mümkün olmadığı, şirketçe sunulan konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ve başarıya ulaşamayacağının anlaşıldığı, 2004 sayılı İİK.’nın 292/1-b maddesi kapsamında konkordato talep eden borçlu şirketin borca batık olması gerektiği şartı aranmadığı, bunun için bilirkişi raporu alınmasının da zorunlu olmadığı, ayrıca davacı borçlu şirketin sunduğu ön projede “kaydı değerlere göre varlıklarının değerini 58.791.799,59.TL, borçlarının değerini 45.320.806,66.TL, özkaynak değerini ise 13.470.992,93.TL olarak hesaplandığı ve borca batık durumda olmadığı, Rayiç değerlere göre varlıklarının değerini 50.911.074,11.TL, borçlarının değerini 45.410.806,66.TL, Özkaynakdeğerini ise 5.500.267,45.TL olarak hesaplandığı ve rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığı” belirtilmesine karşın, revize projesinde 10/09/2021 tarihi itibariyle özvarlıklarının -32.640.503,11.TL tutarında olup, borca batık olduğunun belirtildiği, konkordato komiseri tarafından düzenlenen 11/10/2021 tarihli rapor ile 10/09/2021 tarihi itibariyle rayiç değer bilançosuna göre ise “davacı şirketin aktiflerinin 31.610.655,88.TL, kısa vadeli yabancı kaynaklarının 57.108.974,53.TL, uzun vadeli yabancı kaynaklarının 8.224.772,94.TL olup, özvarlığının -33.723.091,59.TL” ekside olup, borca batık olduğunun hesaplandığı tespit edildiği, 2004 sayılı İİK.’nın “Geçici Mühlet” başlıklı 287/5.maddesi delaletiyle 292/1-b maddesi gereğince dava dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde ise borçlu şirketin borca batık olması da gözetilerek konkordato revize projesinde hedeflenen borç ödeme gücüne kavuşmasının ve dolayısıyla konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile İİK’nun 308 ve 2004 sayılı İİK.’nın 292/1-b maddesi gereğince konkordatosu talep edilen borçlu şirketin iflasına , gerçek kişi davacı … yönünden tacir olmaması nedeniyle iflasa tabi olmadığından iflas yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf talebi ile; dosyada mevcut 10/09/2021 tarihi itibariyle düzenlenen içeriğinin ne olduğu açıklanamayan bir hesaba 49.706.463,41.TL aktarıldığının tespitinin son derece yanlış olduğunu, bunun muhasebel bir hatadan ibaret olduğunu, mahkemenin bu konuda dekont, ödeme belgesi vs. kaynak araştırmadan bu hataya dayalı olarak iflas kararı vermesinin şirketin ticari açıdan ölümüne neden olacağını, davacı şirketin borçlarını otuz ay vade ile tenzilatsız biçimde ödemeyi teklif ettiğini ve bir ön proje sunmuş olduğunu, geçici mühlet verildiğini ve bu aşamada komiserce bir kısım değerlendirmeler yapıldığını, konkordato mühleti borçlunun oylamaya hazırlık yapacağını, alacaklılarla görüşeceğini ve onları olumlu oy kullanmaya ikna edeceği bir süreçte olup alacaklıların yaklaşımının borçlunun ve konkordatonun akıbetinde büyük bir rolü olduğunu, ancak komiser raporlarının taraflara tebliğ edilmediğini, tarafların rapora karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmediğini, hukuki dinlenilme hakkı bu noktada ihlal edildiğini, işbu ilam ve maddi gerçeklik gereği müvekkiline borçlu olan ve konkordatosu talep edilen borçlu hakkında ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkeme kararına aykırılık taşıdığını, bu nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müvekkiline borçlu olan ve konkordatosu talep edilen tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2021/… Karar Sayılı sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))” talebine ilişkindir.
Davacılar vekilince açılan konkordato davasında konkordato talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına, gerçek kişi davacının iflası yönünde karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği iş bu karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davacılar tarafından şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için konkordato talep etmek zorunda kaldığını beyan ederek eldeki davayı açtığı, ilk derece mahkemesince davacılara 10.09.2021 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet verildiği, davacılar tarafından 18.11.2021 tarihinde dosyada bulunan konkordato ön projenin revize edildiği belirtilerek 10.09.2021 tarihli revize projenin sunulduğu, konkordato komiserinden raporlar alındığı, ilk derece mahkemesince konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, kesin mühlet şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle kesin mühlet talebinin ve konkordato talebinin reddine, davacı şirketin iflasına karar verildiği, karara karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Konkordato; borçlu ile alacaklıları arasında mahkemenin gözetiminde yapılan ve borçlunun malvarlığının iflas usulüyle tasfiyesini önleyen veya durduran bir borç tasfiyesi sözleşmesidir. Yapılacak olan tasfiye sözleşmesi; yani konkordatonun tasdiki alacaklıların çoğunluğunun kabulüne ve İİK’nın 305-a)-b)-c)-d)-e) maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesine bağlıdır.
İİK’nın 285-(1) maddesinde; borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebileceği hüküm altına alınmıştır.
İİK’nın 286. maddesinde konkordato talebine eklenecek belgeler düzenlenmiştir. 19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7155 sayılı Kanun’un 13. maddesi ile konkordato talebine eklenecek belgelerde bir kısım değişiklikler yapılmıştır (İİK’nın m. 286/1-e, 286/3).
İİK’nın 287. maddesinde; “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286 ncı maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.
Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. Üç komiser görevlendirilmesi durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilir. 290 ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır.
Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.” şeklindeki hükümle, konkordato talebi üzerine mahkemece yapılacak işlemler, geçici mühlet kararı verilmesi, geçici mühletin uzatılması ve geçici mühlet talebinin reddi halleri düzenlenmiştir.
İİK’nın 287. maddesinin 5. fıkrası, kesin mühlete ilişkin 291. ve 292. maddelerin geçici mühlet bakımından da kıyasen uygulanacağını öngörmektedir. Buna göre; geçici mühlet içerisinde iyileşme ümidinin olmaması ve konkordatonun tastiki ihtimalinin görülmemesi nedeniyle; geçici mühlet içinde konkordato talebinin reddedilebileceği ve davacı iflasa tabi ise ve İİK’nın 292. maddesindeki şartların biri gerçekleşmiş ise davacının iflasına da karar veribileceği belirtilmektedir.
İlk derece mahkemesine sunulan 08.12.2021 tarihli komiser raporunda,davacı şirketin konkordato davasına başvurusu sırasında sunduğu 06.09.2021 tarihli ön projesi kapsamında bulunan; … parselde bulunan, 15.kat, 18 nolu taşınmaz 09.09.2021 tescil tarihi ve … tapu yevmiye numarası ile 550.000,00.TL’na … isimli şahsa satıldığı, taşınmazın satış tutarı 120.20.209 … hesabına (şirket alacağı olarak) şirket kayıtlarında usulüne uygun kayıtlara alındığı ancak bu tutarın tahsilatının yapılmadığı, bahse konu taşınmazın revize edilen konkordato ön projesinde gayrimenkullerin listesinden çıkartıldığı, davacı şirket tarafından 10.09.2021 mühlet tarihi itibariyle revize edilen konkordato ön projesi ekinde sunulan 10.09.2021 tarihli mali tablolarda, konkordato ilk başvurusundaki 30.06.2021 tarihli mali verilerindeki borçların önemli düzeyde 18.677.531,64.TL arttığının borçlu şirketin karşılaştırmalı bilanço üzerinde yapılan incelemede tespit edildiği, önceki döneme kıyaslandığında borç toplamında 441,40 oranında artış olduğu, davacı şirketin 10.09.2021 tarihli bilanço kalemlerinden arsa ve binalar (gayrimenkuller), demirbaşlar ile taşıtların kıymet takdiri yapılarak, rayiç bedelleri ile güncellenerek, bu bilanço değerleri üzerinden yapılan hesaplamada; şirket varlıklarının şirketin borçlarını karşılamaya yeterli olmadığı ve şirket aktifinin, şirket borçlarını (-) 33. 723.091,59.-TL tutarını karşılayamayacak durumda olduğu, şirketin borca batık olduğu, şirketin rayiç bilanço değerleri üzerinde yapılan hesaplamada öz sermayesinin (-) 33.723.091,59.-TL ekside olduğu, davacı şirket tarafından 10.09.2021 tarihi itibariyle düzenlenen bilançoda, önceki dönemlerde defter kayıtlarında olmayan verilen çekler ve bonolar ile diğer borç unsurlarının bu dönemde kayıtlara alınarak düzeltildiği, ancak oluşan farkların bilanço aktifinde “H – Diğer Duran Varlıklar altında 6-Geçici Hesap” olarak içeriğinin ne olduğu açıklanamayan bir hesaba 49.706.463,41.TL tutarının aktarıldığının tespit edildiği, bu tutarın satılabilir aktif değeri olmadığı için borca batıklık hesaplamasında aktiflerden elemine edildiği, davacı/borçlu şirket kaynaklarındaki dönen varlıklar ile maddi duran varlıklarının rayiç bedelleri toplamının, borçları ödemeye yeterli olmadığı, revize edilmiş konkordato projesinde kaynak olarak gösterilen, ileriye yönelik mühlet sonrası 3 ay + 6 yıllık dönemde elde edilmesi tahmin edilen “ticari faaliyetlerden elde edilecek kar; 55.830.367,50.TL” toplam tutarının yüksek oranda tahminde bulunulduğu, önceki dönem şirket mali tabloları dikkate alınarak raporun önceki bölümlerinde yapılan kıyaslamada elde edilecek ticari kar tutarında oluşabilecek olumsuz sapma durumunda konkordato projesinin yürümesinin mümkün olmayacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince davacılara 10.09.2021 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verildiği, davacılar tarafından 18.11.2021 tarihinde revize proje sunulduğu, dava dilekçesi ile sunulan ön projede 30.06.2021 tarihli bilançolara göre rayiç değerler dikkate alınarak varlıklarının 50.911.074,11.TL borçlarının 45.410.806,66.TL öz varlığının ise 5.500.267,43.TL olduğu ve borca batık olmadığının belirtildiği, revize projede ise 10.09.2021 tarihi itibari ile aktiflerin rayiç değerinin 31.273.896,82.TL borçlarının rayiç değerinin 63.914.399,93.TL öz varlığının -32.640.503,11.TL olduğu ve borca batık olduğunun bildirildiği, konkordato komiserinin 08.12.2021 tarihli raporunda da davacı şirket tarafından mühlet tarihi itibari ile revize edilen konkordato ön proje ekinde sunulan 10.09.2021 tarihli mali tablolarda konkordato ilk başvurusundaki 30.06.2021 tarihli mali verilerdeki borçların önemli düzeyde 18.677.531,64.TL arttığı, şirket varlıklarının şirket borçlarını karşılamaya yeterli olmadığı, şirket aktifinin şirket borçlarını -33.723.091,59.TL tutarında karşılayamayacak durumda olduğu, şirketin borca batık olduğu, davacı şirket tarafından 10.09.2021 tarihi itibari ile düzenlenen bilançoda önceki dönem defter kayıtlarında olmayan verilen çekler ile bonolar ile diğer borç unsurlarının bu dönemde kayıtlara alınarak düzeltildiği, ancak oluşan farkların bilanço aktifinde Diğer Duran Varlıklar altında Geçici Hesap olarak içeriği ne olduğu açıklanamayan bir hesaba 49.706.463,41.TL tutarın aktarıldığının ve önceki dönem şirketin mali tabloları dikkate alınarak yapılan kıyaslamada elde edilecek ticari kar tutarında oluşabilecek olumsuz sapma durumunda konkordato projesinin yürümesinin mümkün olmayacağının tespit edildiği, buna göre davacı şirketin geçici mühlet içerisindeki dönemde borca batıklık yönünden ciddi fark oluşması, konkordato revize projesinde hedeflenen borç ödeme gücüne kavuşmasının ve konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmayacağının tespit edilmesi karşısında ilk derece mahkemesince geçici müddet kararının kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine, iflasa tabi davacı yönünden iflas karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2021 tarih ve 2021/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın davacılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 349/2 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle, 2004 sayılı İİK’nın 293/3 maddesi delaletiyle, 2004 sayılı İİK’nın 164/2 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğ tarihinden itibaren ON(10) GÜNLÜK süre içinde YARGITAY TEMYİZ KANUN YOLU açık olmak üzere 10/04/2023 tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır