Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2022/1186 E. 2022/1520 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1186 – 2022/1520
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1186
KARAR NO : 2022/1520
KARAR TARİHİ : 26/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2022
NUMARASI : 2022/… ESAS 2022/… KARAR
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :1-
VEKİLİ : Av.
DAVALI :2 –
TASFİYE MEMURU :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… esas 2022/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şti, … Şirketi ve … Ltd. Şti arasında poliçeler tesis edildiğini, söz konusu poliçeler genel koşullar, özel koşullar ve ek klozlar çerçevesinde ve prim mukabilinde sigortalılara ait ve Adana ili … mevkiinde yer alan Enerji Üretimi Tesislerinde meydana gelebilecek rizikoları temin ettiğini, sigortalı tesislerin yer aldığı bölgede 2019 yılı Aralık ayının son haftalarından başlayarak görülen yoğun yağışların etkisi ile zemin üzerinde yer kayması gerçekleştiğini, hasarlar meydana geldiğini, meydana gelen zararların tazmini için müvekkili şirketin dava dışı …… Ltd.Şti’ ne 191.122,67.TL, ……Ltd. Şti ne 286.720,47.TL, ……Ltd. Şti ne 527.491,00.TL ödeme yaptığını, riziko alanında yapılan ekspertiz incelemesine göre meydana gelen hasarın temel sebeplerinin enerji üretim panellerinin taşıyıcı sisteminin mevcut zemin ile birleşiminin zemin özelliklerine uygun olmaması, güneş enerji santrali için hazırlanan statik projenin bu sahaya yeterince uygun olmaması ve sahada yapılan zemin etütlerinin hasarı önlemede yetersiz olmasından kaynaklandığını, sigortalı tesislerde meydana gelen hasarda zemin etüt raporunu hazırlayan …… Ltd. Şti ve statik projeyi hazırlayan ……Ltd. Şti. nin kusurunun bulunduğunu, sigortalıların zararını tazmin eden müvekkili şirketin zarardan sorumlu bulunan davalılardan tazmin ettiği bedeli talep hakkı bulunduğunu, bu nedenle sigortalı … Ltd. Şti. ne ödenen bedellerin rücuen tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçluların açılan takiplerin tamamı yönünden borcu ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, ayrıca yerleşim yerleri Ankara olduğundan takibin Ankara İcra Daireleri’nde açılması gerektiği iddialarıyla borca ve yetkiye itiraz ettiklerini ve takibin durduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların ….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas , 2020/… esas, 2020/… esas sayılı dosyalarına yapmış oldukları borca ve yetkiye itiraz yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacının ileri sürdüğü işbu davanın yasaya, usule ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, davaya yetki itirazında bulunduklarını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında talebin esası yönünden illiyet bağı bulunmadığını, dava dışı …, … ve … Ltd. Şti nin müvekkili aleyhine dava açma hakkı bulunmadığını, davacının itirazın iptali istenen icra dosyalarında ve huzurdaki davada kusur ve talep sonucunun açık olmadığını, davacının müvekkili aleyhine başlatmış olduğu icra dosyalarının ekinde dayanmadığı iş bu itirazın iptali davası ekinde sunduğu tüm delilleri davanın ispatı aracı olarak kullanılamayacağını, davacının halefi olduğu dava dışı sigortalı şirketlerinin enerji üretim tesislerinde meydana geldiği iddia edilen hasarın, tesislerin bulunduğu alanın hangi ada ve parseli kapsadığının bilinmediğini, eksper raporundaki hesaplamalara esas alınan poliçelerde net olarak adres ve parsel ayrımının yapılamadığı, bu haliyle müvekkilinin hazırlamış olduğu gözlemsel nitelikteki zemin etüt raporundaki ada, parsel ile davacının halefiyet iddiasına konu poliçelerde geçen ada ve parsel numaralarını belirtmediğinden poliçenin sıhhati için aranan temel unsurlarının da eksik olduğundan bahisle öncelikle ileri sürdükleri yetki, zamanaşımı ve husumet itirazlarının kabulüne, yasaya, usule ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak tanzim edilen işbu haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davalı şirketlerin merkezlerinin Ankara’da olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalıları bulunan dava dışı … Ltd.Şti ve … Ltd. Şti nin merkezlerinin Üsküdar/İstanbul olduğu, davaya konu olayın Karaisalı’da gerçekleştiği, davacı sigorta şirketinin merkezinin Kadıköy/İstanbul’da olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından itirazın iptali davasına konu Adana İcra Müdürlüğünün 2020/… ve 2020/… E. Sayılı dosyaları ile yetkisiz olan Adana İcra Müdürlüklerinde takip başlatıldığı ve davalıların usulüne uygun olarak Adana İcra Dairelerinin yetkisine itiraz edildiği dikkate alındığında davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesinin 2021/… esas sayılı dosyasında ön inceleme duruşmasında davalıların yetki itirazlarının reddedildiğini, fakat ilk derece mahkemesi olayda zarar gören sigortalıların farklı olması nedeniyle davanın tefrikine karar verdiğini, tefrik kararı üzerine ayrılan dosya Adana 1.Asliye Ticaret mahkemesi’nde 2022/… esası alarak yargılamaya devam edildiğini, Adana mahkemelerinin yetkili olması gerekse de tarafları ve konusu aynı olan iki davada aynı mahkemenin bu hususta çelişik şekilde hüküm kurulduğunu, sigorta kapsamındaki taşınmazlar Adana İli, Karaisalı İlçesinde yer aldığını, HSK genel kurulu kararı ile, Adana Ticaret Mahkemeleri’nin Adana Merkez ilçeleri ile Karaisalı ilçesinin görev alanına giren iş ve davalara bankaya devam edeceğini, müvekkilinin, davalının gerekse dava dışı sigorta şirket olduğu için TTK madde 1472 gereğince rücu durumu söz konusu olduğu için davaya bakacak mahkemenin görev açısından Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, Karaisalı’ da Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığı için Karaisalı’daki ticaret uyuşmazlıklarına bakacak mahkemenin Adana Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalıların borca ve ferilerine yapmış oldukları itirazların yerinde olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Sigorta Poliçesine istinaden sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava dışı … Ltd. Şti., … Şirketi ve … Ltd. Şti. arasında düzenlenen poliçeler ile sigortalılara ait ve Adana ili, Karaisalı ilçesinde bulunan Enerji Üretimi Tesislerinde meydana gelebilecek rizikoların teminat altına alındığı, sigortalı tesislerin olduğu bölgede 2019 yılı Aralık ayında yoğun yağışların etkisi ile zemin üzerinde yer kayması gerçekleştiği ve bu nedenle işyerinde hasar meydana geldiği, meydana gelen zarar nedeniyle sigortalılara ödeme yapıldığı, meydana gelen hasarda, zemin etüt raporunu hazırlayan davalı …… Ltd. Şti ve statik projeyi hazırlayan davalı ……Ltd. Şti nin kusurunun bulunduğu iddia edilerek, sigortalılara ödenen bedellerin rücuen tahsili için ….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… ve 2020/… sayılı dosyalarda başlatılan icra takibinde yetkiye ve borca yapılan itirazın iptali talep edilmiş davalı … Müh..Ltd.Şti ise, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini ve haksız davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece, yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı dosya ile alacaklı … A.Ş, tarafından, borçlular ……Ltd. Şti ve … Yatırım…Ltd. Şti. Aleyhine ilamsız icra takibine başlandığı, takibin dayanağının ise, dava dışı … Ltd. Şti’ne yapılan poliçe ve ödeme belgeleri olduğu, borçlular tarafından süresinde borca, fer’ilerine ve İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edilerek, yetkili icra müdürlüğünün Ankara İcra Müdürlüğü olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı dosyası ile alacaklı … A.Ş tarafından, borçlular ……Ltd. Şti ve … Yatırım…Ltd. Şti. Aleyhine ilamsız icra takibine başlandığı, takibin dayanağının ise, dava dışı … Ltd. Şti’ ne yapılan poliçe ve ödeme belgeleri olduğu, borçlular tarafından süresinde borca, ferilerine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilerek, yetkili İcra Müdürlüğünün Ankara İcra Müdürlüğü olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davalarında, İcra dairesinin yetkisi İİK’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun şeklinde incelenip karara bağlanması gerekmektedir.
Sigortacının, TTK.nun 1472/1 maddesine dayalı olarak giriştiği icra takibinde icra dairesinin belirlenmesinde, halefiyet ilkesinin dikkate alınması gerekir.Yani, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesince açması gerekiyor ise, halefiyet ilkesi gereğince, sigortacının rücu talebini aynı yer mahkemesinin bağlı olduğu icra dairesinde başlatması gerekir.
6100 sayılı HMK.’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “
6100 sayılı HMK nun 15/1. Maddesi; zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan taşınıra ilişkin ise rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.”
6100 Sayılı HMK.nun 16/1. maddesinde; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükümlerini içermektedir.
Somut olayda, davalı şirketlerin merkezlerinin Ankara’da olduğu, davacı sigorta şirketinin ve dava dışı sigortalılar … Ltd.Şti ve … Ltd. Şti’ nin merkezlerinin ise İstanbul olup, davaya konu olayın Karaisalı’da gerçekleştiği, davacı tarafından icra takiplerinin Adana İcra Dairelerinde başlatıldığı anlaşılmıştır. Bir davada (takipte), birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak ya da icra takibi yapmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını(takibini) bu genel ve özel yetkili mahkemelerden(icra dairelerinden) hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede(icra dairesinde) açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçecektir. Davacı tarafından, sigortalıların ve davalıların yerleşim yerinde takip başlatılmadığı gibi, haksız fiilin gerçekleştiği, zararın doğduğu yerde de takip yapılmadığından, seçme hakkı davalılara geçmiş olup, davalılar tarafından, Adana İcra Müdürlüğü’nün 2020/… ve 2020/… sayılı dosyalarda başlatılan takipte Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle, usulüne uygun olarak Adana İcra Dairelerinin yetkisine itiraz edildiği anlaşıldığından, mahkemece, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından yeniden HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 26/12/2022

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır