Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/918 E. 2021/1221 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/918 – 2021/1221
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/918
KARAR NO : 2021/1221
KARAR TARİHİ : 01/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI :…
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1 -…
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2 -…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
YAZIM TARİHİ : 01/11/2021

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. tarih ve …… esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … Sulama Sistemleri Tar. İnş. Dan. San. ve Tic. Ltd. Şirketi arasında yıllardır devam eden ticari ilişkilerinden kaynaklı alacak verecek ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkilin totalde 70.982.50.TL tutarında alacağı bulunduğunu, diğer davalı …’in davalı şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil edebilmesi için Mersin 4. İcra Dairesi’nin …… Esas sayılı dosyasında icra takibine geçildiğini, davalılar tarafından ilgili takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz edildiğini, müvekkilin davalılardan 70.982.50.TL tutarında alacağı bulunduğunu, Cari Hesap Ekstresinde müvekkilinin davalılara 107.744.35.TL borcunun, 178.726.85.TL alacağının bulunması nedeniyle müvekkilin net bakiye asıl alacak tutarının 70.982.506.TL olduğunu, müvekkilin davalılardan alacağı olan 70.982.506.TL için tarafına icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından haksız ve kötü niyetli şekilde takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu bu sebeple davalıların icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, müvekkilin telafisi mümkün olmayacak zararlara uğramaması için davalıların mal varlığına teminatsız şekilde, mahkeme aksi kanaatte ise uygun teminat karşılığında ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesinin ….. tarihli ara kararında özetle; 6100 sayılı HMK nın 389. maddesi uyarınca yaklaşık ispat ölçüsünde delil olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden ve ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz talep edilen malvarlığın dava konusu olmadığından, tedbir koşullarının oluşmadığı, öte yandan davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin 2004 sayılı İİK madde 257 vd. maddelerinde belirtilen şartların, muaccel bir alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı ve uyuşmazlık konusunun yargılamayı gerektirdiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz şartlarının da mevcut olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulması talebinin reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada yaklaşık ispata yeter belgenin bulunduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava “Ticari Satımdan Kaynaklanan İtirazın İptali Davasında İhtiyati Haciz Mahiyetinde İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararının Kaldırılması” talebine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce talebin reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz farklı geçici hukuki koruma sağlayan müesseselerdir. İhtiyati tedbir, genelde dava konusunun el değiştirmesine engel olurken, ihtiyati haciz alacağı teminat altına almaktadır. Bu nedenlerle; ihtiyati haciz gibi ihtiyati tedbir kararı verme olanağı bulunmamaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2016 tarih 2016/8719 E.,2016/7357 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2013 tarih 2013/1175 E.,2013/2117 K. Sayılı ilamları da bu yöndedir.
Geçici hukuki koruma türlerinden olan İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
HMK’nın 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır.
Diğer geçici hukuki koruma türü olan ihtiyati haciz ise İİK.’nın 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, İİK.nın 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgâhının bulunmaması veya taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde vadesi gelmemiş borçtan dolayı da ihtiyatî haciz istenebileceği,” 258. maddesinde; “Alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeğe mecbur olduğu, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının kanun yoluna başvurabileceği,” hükmüne yer verilmiş, 265.maddesinde ise ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ve kanun yollarına başvuru düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir, anılan madde hükümleri uyarınca kural olarak kendisi çekişmeli olan, bir diğer ifade ile davacının üzerinde ayni hak iddia ettiği malların üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacını güder. Bir alacağın güvence altına alınması için öngörülen geçici hukuki himaye yolu ise İİK’nın 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz olup, bununla mal üzerinde bir ayni hak iddiası ileri sürülmemekte, malın üçüncü kişiye devrine engel olunmamakta, bunun yerine alacağın o malın satış bedelinden karşılanması ve malın devri halinde haczin, devralana karşı da dermeyan edilebilmesi imkânı sağlanmaktadır.
Somut olaya dönüldüğünde, davacının talebinin ihtiyati tedbir olarak kabulü halinde, dava itirazın iptali davası olup, HMK’nın 389. maddesince ihtiyati tedbir yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğinden ve davalının ihtiyati tedbire konu mal varlıkları dava konusu olmadığından, bu haliyle ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından mahkemece tedbir talebin reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi, davacı tarafın talebinin ihtiyati haciz olduğunun kabulü halinde ise, yasa gereği ihtiyati haciz için muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceğinden ve somut olayda bu koşulların gerçekleştiği davacı tarafça yaklaşık olarak ispat edilemediğinden mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmuştur.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. esas sayılı ara kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30.TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır