Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/546 E. 2021/1252 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/546
KARAR NO : 2021/1252
KARAR TARİHİ : 05/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit-Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/11/2021
YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin plastik ambalaj malzemeleri ürettiğini, 3. kişilerden temin ettiği masura üzerine ambalaj malzemesi olarak kullanılmak üzere, streç film sarıp müşterilerine sattığını, davacının müşterileri masura üzerine sarılı streç filmi belli teknikler kullanarak ihtiyaçlarına göre belirli ürünlerde streç filmi açıp ambalaj malzemesi olarak kullandığını, davalının davacının ihtiyacı olan masurayı ürettiğini ve yaklaşık 7-8 yıldır sipariş üzerine çeşitli çap ve miktarlarda masuraları davalıdan temin edildiğini, masuralar kullanılarak dava dışı …. Ltd. Şti.’ye streç film gönderildiğini, dava dışı şirket müvekkili şirkete ihbarda bulunarak masuraların çökmüş olduğunu, kullanılamaz derecede ayıplı olduğunu bildirdiğini, alınan ayıp ihbarının ardından davalıya gizli ayıbı ihbar ettiklerini, ithal edilen ürünlerin bir kısmının müvekkili şirket tarafından gönderilen konteynırlar ile iade alındığını, nakliye gümrük giderlerine müvekkilinin katlandığını, ayıplı masura için davacının tanzim ettiği fatura bedelinin 23.939,40.TL olduğunu, davalının başlattığı Mersin 5. İcra Müdürlüğü’ne ayıplı masuraların da içinde yer aldığı …. , … tarihli faturaları yapılan takibe konu ettiğini, ayıplı masuraların bedelinin 23.939,40.TL’nin alacaklı tarafından talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu iki faturaya ilişkin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, ayıplı olarak teslim edilen mallar nedeniyle uğranılan toplam 30.924,60.TL ve 28.597,80.İngiliz Sterlini’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi kararında özetle; davacının davasının 6102 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında ticari dava olduğu ve konusunun bir miktar para içerdiği, ticari davalarda … tarihinden itibaren arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu, dava dilekçesinin içeriğinde ve eklerinde davacının arabulucuya başvurduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı kanunun 18/A-son cümle gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından dava dilekçesi ve eklerinin müvekkili şirkete tebliğ edilip vekilin vekaletname sunma ve itiraz hakkı beklenmeden dosya üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinde talep ettiği hususlardan anlaşılacağın üzere Mersin 5. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyası ile Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. esas sayılı dosyası ile itirazn iptali dosyalarına dayalı alacak ve menfi tespit istemine ilişkin olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyaları ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit ve Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın ticari dava olduğu, ticari davaların zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, davacının iş bu davayı açmadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartını gerçekleştirmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın konusunun birden fazla olması ve bunlardan bir kısmının bir miktar para alacağına, bir kısmının ise menfi tespit olmaması halinde, yani HMK 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması halinde, uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de, Anayasamız uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde asıl olanın mahkeme yargısı olduğu dikkate alındığında, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2020 tarih ve 2019/3048E. – 2020/1093 K. ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2020 tarih ve 2020/197 E. -2020/1578 K.sayılı ilamı).
Somut olayda davacı taraf, menfi tespit ve alacak taleplerini bir arada ileri sürdüğünden, alacak talebi arabuluculuğa tabi olmakla birlikte menfi tespit talebi arabuluculuğa tabi olmadığından, bu hali ile talep yığılmasının söz konusu olup, davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, davanın arabuluculuğa tabi olmadığı, mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve dosyanın esas hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, …. esas ve … karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin KABULÜNE,
2)-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih, …. esas ve … karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3)-Dellilerin toplanıp değerlendirilmesi ve esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince, davalı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 05/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır