Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/504 – 2023/1174
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/504
KARAR NO : 2023/1174
KARAR TARİHİ : 04/12/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2020
NUMARASI : 2019/… ESAS 2020/… KARAR
DAVACI : … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :… DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI İNŞAAT TAAHHÜT ENERJİ SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Fatura ve Cari Hesaptan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/12/2023
…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… esas 2020/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin … .. Şti ile aralarındaki bayilik sözleşmesinin sona erdirilmesinden sonra müvekkili şirket şubelerinin davalı şirkete devredileceği hususunda anlaşıldığını, davalı taraf ile hangi malların devirin dışında tutulacağı konusunda anlaşıldığını, müvekkili şirket tarafından devir işlemi dışında tutulan mallar için herhangi bir fatura kesilmediğini, sadece satışa konu olan diğer tüm mallar için düzenlenen faturalar davalı şirkete gönderildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, ödenmeyen fatura tutarlarına ilişkin olarak …İcra Müdürlüğü’nün 2019/… sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalının itiraz dilekçesi ile takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle borçluların borca itirazının iptaline, takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, müvekkili şirketin … …Şti’ne ait ürünlerin satışı konusunda anlaştıklarını, ancak davacı şirketin ellerindeki ürünleri teslim alma konusunda karşılıklı görüşmeler yapılırken ellerindeki ürünler için fatura kestiklerini, mail yazışmaları ile davacı şirketin ürünleri oldu bittiye getirip müvekkil şirkete fatura ettiklerini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” davacı şirket tarafından davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal süresi içerisinde borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında şubelerin devri hususunda anlaşma bulunmaktadır. Her iki tarafında kabulünde olan mail yazışmalarının incelenmesinde , 21/03/2019 tarihli mailde ” kesinlikle satılmayacak ve alınmayacak ” ürünlerin belirlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan incelemede 21/03/2019 tarihli mail içeriğinde bulunan mallar ile davaya konu fatura muhteviyatının birbirini teyit etmediği görülmektedir. Taraflar arasındaki anlaşmada satılmayacak ve alınmayacak malların belirlendiği, geri kalanların davalı tarafça alınacağı ve bedelinin ödeneceği hususunda ihtilaf bulunmadığı anlaşılmakla davacının alacağının varlığını kanıtladığı mahkememizce kabul edilerek davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin tüm mağazaları devraldığını, 1.300.000,00.TL ye yakın bir ödeme yaptığını, 34.000,00.TL bedeli ödemekten kaçmak için borcu sürümcemede bırakmak için faturaya itiraz edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranmasına beklediği davacının kendi kusurlarından doğan zararlarını karşılamak zorunda olmadığını, ilgili faturaya süresinde itiraz edilmediğini konu ürünler hiçbir zaman müvekkili tarafından satılmadığını, davacıya ait mağazalardaki ürünler tek tek kontrol edildiğini ve teslim alınma ve faturalandırma işlemleri buna göre yapıldığını, davacıdan alınmayan ürünler hakkında davacı kötü niyetli olarak fatura tanzim ettiğini, müvekkili şirketin tüm ürünleri kontrol ederek teslim almayan çalıştığını, bu ürünlerin müvekkili tarafından satıldığı iddiasının doğru olmadığını, teslim olgusunun ispatlanamadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava dışı … şirketi ile aralarındaki bayilik sözleşmesinin sona erdirilmesinden sonra, şirket şubelerinin davalı şirkete devredileceği ve hangi malların devrin dışında tutulacağı konusunda anlaşıldığı, devir işlemi dışında tutulan mallar için herhangi bir fatura kesilmeyip, sadece satışa konu olan diğer mallar için düzenlenen faturaların davalıya gönderilmesine rağmen bedelinin ödenmediği iddia edilmiş, davalı ise, davacının anlaşmaya aykırı olarak devrin dışında tutulan mallar için de fatura düzenlediğini, faturada yer alan ürünlerin garanti süresi geçmiş ayıplı ve arızalı ürünler olduğunu, faturaların iade edildiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Faturaya ve cari hesaba dayalı itirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı, cari hesap ilişkisinin dayanağı olan faturalara konu olan malları davalıya teslim ettiğini ve alacağa hak kazandığını yazılı deliller ile ispatlamak zorundadır. Mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispatı halinde ise, borcun ödendiğini ispat yükü davalıdadır.
Somut olayda, taraflar arasında işletme devrinden kaynaklanan ticari ilişkinin bulunduğu, davacının, dava dışı … şirketi ile arasındaki bayiilik sözleşmesinin sona erdirilmesinden sonra, mağazalarda bulunan ürünlerin ve demirbaşların davalı şirkete devredileceği ve hangi malların devrin dışında tutulacağı konusunda anlaşma sağlandığı, davacı tarafından, davalıya toplam 1.404.242,83.TL tutarında fatura düzenlediği, davalının ise davacıya 142.397,28.TL fatura düzenleyip, 1.261.845,56.TL ödeme yaptığı, bu hususta taraf defterlerindeki kayıtların birbirini doğruladığı ve uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafından davalıya düzenlenen 30/04/2019 tarihli 34.026,01.TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, davacı tarafından, davalıya satılan malların teslim edilmesine rağmen bedelinin ödenmediğinin iddia edildiği, davalının ise, fatura içeriğindeki malların ayıplı olması nedeniyle davacıya iade faturası kesildiğinin savunulduğu, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki 21/03/2019 tarihli mail içeriğinde bulunan mallar ile dava konusu fatura içeriğinin birbirini teyit etmediği, uyuşmazlığa konu olan faturayla ilgili olarak 3 adet temel fatura, 3 adet de iade faturası düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından en son 17/06/2019 tarihinde düzenlenen iade faturasının davacı defterlerinde yer almadığı, davalı tarafından, iade faturası içeriğinde yer alan malların ayıplı olduğuna ve davacıya teslim edildiğine dair bir delilin dosyaya ibraz edilmediği gibi, ispat yükü kendisinde olan davalının borcun ödendiğine dair bir ödeme belgesini de dosyaya sunmadığı, yemin deliline de dayanmadığı, davacının cari hesap ve faturadan kaynaklı olarak davalıdan 35.796,00.TL alacaklı olduğu, tüm bu nedenlerle, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddin karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.445,22.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 611,30.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.833,92 .TL nispi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.04/12/2023
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır