Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/358 E. 2023/1032 K. 12.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/358 – 2023/1032
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/358
KARAR NO : 2023/1032
KARAR TARİHİ : 12/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/11/2023
YAZIM TARİHİ : 12/11/2023

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Sigorta arasında Ticari Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, poliçe kapsamında üçüncü şahıs mali mesuliyet teminatının bulunduğunu, müvekkiline ait olup çalışanı idaresindeki … plakalı aracın 15.07.2014 tarihinde seyir halinde iken üçüncü şahıs … …’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazazede ve eşinin Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmış oldukları dava sonucu müvekkilinin tazminata mahkum olması akabinde müvekkili tarafından dava dışı 3. kişiye 12.04.2019 tarihinde 217.500,00.TL ödeme yapıldığını, müvekkili tarafından üçüncü kişilere ödenen tazminat nedeniyle Ticari Paket Sigorta Poliçesi kapsamında davalının sorumluğu bulunduğunu, dava öncesinde davalı sigorta şirketine müracaatta bulunduklarını ancak müvekkiline ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00.TL’nin ihbar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından 15/09/2020 tarihli dilekçe ile dava değeri 163.311,34.TL’ye çıkartılmıştır.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacı … … Dağıtım ve Pazarlama Ltd Şti.’nin … Sigorta şirketine ait … nolu Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile iş yerine ait sigorta kapsamında davacı şirkete ait … plaka sayılı aracın 15/07/2014 tarihinde karıştığı kaza nedeni ile davacının Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E … K sayılı uyarınca dava dışı üçüncü kişiye ödemiş olduğu 217.500,00.TL’nin poliçe kapsamında kaldığından bahisle tahsili amacı ile 10.000,00.TL değerli olarak açılan ve sonrasına 163.310,34.TL’ye ıslah edilen talebe ilişkin olduğu, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyasından alınan kusur ve maluliyete ilişkin raporların taraflara tebliğ edildiği ve bu raporların olaya uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun değerlendirildiği, mahkemece sigorta hukuku alanında uzman bilirkişiye yaptırılan inceleme sonucu davacının yaptığı ödemelerden poliçe kapsamında kalan 163.311,34.TL alacağının rücu şartlarının bulunduğuna dair görüş bildirilmesi karşısında davanın iş bu değer üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; poliçedeki riziko adresi ile kaza yerinin uyuşmadığını, poliçede üçüncü şahıs teminatında muafiyet bulunduğunu ve tenzili gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile faiz başlangıç tarihin ve faiz türünün hatalı tespit edildiğini, faiz türüne ve faiz başlangıç tarihine de itirazlarının bulunduğunu, müvekkili sigorta şirketinin faiz sorumluluğunun ancak temerrüde düştüğü tarih olan dava dilekçesinin tebliğinden itibaren söz konusu olacağını, uygulanacak faizin ancak kanuni faiz olacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında ticari paket sigorta poliçesi imzalandığını, poliçe kapsamında üçüncü şahıs mali mesuliyet teminatının bulunduğunu, müvekkili şirkete ait … plakalı aracın 15/07/2014 tarihinde davacının işçisi … … sevk ve idaresinde iken karıştığı kazada dava dışı üçüncü kişilerin yaralandığını, üçüncü kişiler tarafından Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine tazminat davası açıldığını ve dava sonununda davacının dava dışı üçüncü kişilere 217.500,00.TL tazminat ödemek zorunda kaldığını belirterek ödenen tazminatın davalı sigortadan rücuen tahsilini talep etmiş, davalı davaya cevap vermemiş, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E … K sayılı dosyası kapsamında alınan kusur raporuna göre sigortalı şirkete ait … plakalı otomobil sürücüsü … …’ın kazada %75 oranında kusurlu olduğu, kazada zarar gören üçüncü kişi … …’ın meslekte kazanma gücü kayıp oranının % 45, iyileşme süresinin 9 ay olduğunun tespit edildiği, iş bu dava dosyasında davanın eldeki davanın davalısı olan sigorta şirketine ihbar edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı … Sigorta hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar … … ve … … Dağıtım … Ltd. Şti. hakkında açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 95.771,29.TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 15.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … … için açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00.TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacı … … için açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 7.500,00.TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, iş bu kararın istinaf edilmeksizin 14.05.2019 tarihinde kesinleştiği, yine davacı şirket tarafından üçüncü kişi … … vekiline 12.04.2019 tarihinde 188.000,00.TL ve 29.500,00.TL olmak üzere toplam 217.500,00.TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü yönünden öncelikle “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul Sorumluluğu Sigorta Poliçesi Genel Şartları” ve poliçede taraflarca kabul edilen özel şartlar değerlendirilmelidir.
“Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul Sorumluluğu Sigorta Poliçesi Genel Şartları” nın 1. maddesinde “İşbu poliçe sigortalıyı, sigortanın mer’iyet müddeti esnasında vukua gelecek bir hadise neticesinde,
a) Üçüncü şahısların ölmesi, yaralanması veya sıhhatinin muhtel olması,
b) Üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar (maddi zarar ve ziyanlar) husule gelmesi sebebi ile, poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki münasebetlerinden dolayı, kendisine karşı, üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerinin neticelerine karşı, Türkiye Cumhuriyetinin hukuki mes’uliyete müteallik mevzuatı hükümleri dairesinde ve işbu poliçede tesbit olunan meblağlara kadar temin eder.
İşbu poliçe, sigortalıyı haklı taleplere karşı olduğu gibi yersiz ve aşırı taleplere karşı da korur” ifadesine yer vermiş iken, 2. maddesinde ise “Sigortalının bir hükmi şahıs olması halinde sigorta, sigortalıya ait organların mükellef bulundukları vazifeleri ifa dolayısı ile üçüncü şahıslara iras edecekleri zarar ve ziyandan doğan mali mes’uliyete de şamildir” hükmüne yer vermiştir.
Dava konusu 06/02/2014 tarihli ticari paket sigorta poliçesinin “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Teminatı” başlıklı klozunda “… Sigorta A.Ş. bu poliçe ile sigortalıyı sigortanın devamı sürecinde meydana gelebilecek olayla neticesinde;
a)Üçüncü şahısların ölmesi, yaralanması ve sağlığının zarara uğraması.
b)Üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar(maddi zarar ve ziyanları) meydana gelmesi sebebiyle poliçede gösterilen sıfat faaliyet ve hukuki münasebetlerden dolayı kendisine karşı üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerinin neticelerine karşı Türkiye Cumhuriyetinin hukuki sorumluluk ile ilgili mevzuat hükümleri dairesinde ilişik üçüncü şahıslara karşı sorumluluk sigortası genel şartları çerçevesinde poliçe üzerinde yazılı meblağlara kadar temin eder. Bu poliçe sigortalıyı haklı taleplere olduğu gibi yersiz ve aşırı taleplere karşı da korur” düzenlemesi bulunduğu ve üçüncü şahıs mali mesuliyet sigorta teminat limitinin maddi-bedeni ayırımı yapılmaksızın 100.000,00.TL olduğu anlaşılmaktadır.
Genel açıdan işletme faaliyeti piyasa için mal ve/veya hizmet üreten işletmelerin yapacakları işlevlerdir. İşletme faaliyeti işletmenin fiziki sınırları içinde yapılan işlevlerden ibaret de değildir. Üretim, pazarlama ve hizmet fonksiyonunu üstlenen işletmelerin bu fonksiyonu, destekleyici ve kolaylaştırıcı işlemleri de işletme faaliyeti kapsamındadır. Örneğin bir mal veya hizmetin üretilmesi bir işletme faaliyeti iken, üretilen hizmetin bir başka kişiye, tüketiciye sunulması da başka bir hizmet faaliyetidir. Nitekim eldeki davada, davacı hizmet alanında faaliyet gösteren bir şirkettir. Bu husus şirketin unvanından da anlaşılabilmektedir.
Somut olayda da kazanın, davacının çalışanı olan sürücünün şirkete ait hizmeti yerine getirirken meydana geldiği anlaşılmıştır. Belirtildiği gibi dağıtım hizmeti de bir tür destekleyici işletme faaliyetidir. Söz konusu işletmesel faaliyetin doğası gereği işletme sınırları içinde yapılması zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Öte yandan taraflar arasında düzenlenen poliçede de her türlü işletme faaliyetinin teminat kapsamı içinde olduğu hususu vurgulanmış, trafik kazalarından doğan zararların teminat dışı bırakıldığı gibi bir özel şarta da yer verilmemiştir. Söz konusu teminatlar işletmenin sınırları içinde doğacak zararlarla da sınırlandırılmamıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/17-38 Esas, 2018/772 Kararı benzer mahiyettedir.)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı sigorta “Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet ve Mamul Sorumluluk Sigortası” bakımından da sorumludur.
Somut olayda, üçüncü şahıslara karşı mali mesuliyet sigortasının gerçek ya da tüzel kişilerin, kendilerinin veya çalışanlarının üçüncü şahıslara verebilecekleri her türlü bedeni ve maddi zararlar nedeniyle kendisine yöneltilebilecek tazminat talepleri ile ilgili sorumluluklarını teminat altına alan sigorta türü olduğu, üçüncü şahısların vefatı, yaralanması veya sakat kalması nedeniyle ortaya çıkan tazminat talepleri ile üçüncü şahıslara ait malların zarara uğraması neticesinde oluşacak tazminat taleplerini kapsadığı, davacının, haksız fiilden doğan zararını diğer sorumlularla birlikte davalı sigorta şirketinden de sorumluluk limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsilen talep etmesinin mümkün bulunmasına göre 3. kişinin zararını kesinleşmiş mahkeme kararına göre mütesilsilen ödeyen davacının ödediği maddi tazminatı ve fer’ilerini poliçe limiti dahilinde davalıdan isteyebileceği ve davalının da ödedikten sonra kusur oranları nisbetinde diğer sorumlulara yönelebileceği gözetildiğinde, davacının müteselsil sorumluluk kapsamında ödemek durumunda kaldığı tüm tazminatı sigorta poliçesi şartları ve muafiyet hükümleri ile poliçe limitleri gözetildiğinde davalının karşılaması gerektiği, mahkemece bu yöndeki kabulün usul ve yasaya uygun olduğu, ancak dava konusu poliçenin “3. Şahıs Mali Mesuliyet Teminat Muafiyeti” başlıklı bölümünde 3. Şahıs mali mesuliyet kapsamındaki her bir hasarda minimum 100 USD olmak üzere %10 oranında tenzili muafiyet uygulanacağının kararlaştırıldığı, buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan maddi tazminattan tenzili muafiyet uygulanmadan rücu alacağının hesaplandığı, oysa hesaplama yapılırken bu hususun gözetilmesi gerektiği, kararın bu yönüyle hatalı olduğu, davalının istinaf isteminin bu yönden haklı olduğu, yine mahkemece arabuluculuk ücretine ilişkin hükümde her hangi bir karar verilmediği, oysa 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-12-13-14 maddesi uyarınca Devlet tarafından karşılanan arabulucu ücretinin davada haksız çıkan taraftan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemesinin de hatalı olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davalı vekili tarafından Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararının HMK.’nin 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Adana 3. Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak alınan 5.535,00.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
5)-Davalı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderlerinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
7)-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi’nce taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 12/11/2023tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır