Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/287 – 2023/1217
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/287
KARAR NO : 2023/1217
KARAR TARİHİ : 06/12/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : … ESAS-… KARAR
DAVACI : … SİGORTA A.Ş [… ] UETS
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … LOJİSTİK HİZMETLERİ NAKLİYE OTO KİRALAMA PETROL DOĞALGAZ TAAH. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.-…
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : … SİGORTA VE REASÜRANS BROKERLİĞİ A.Ş. …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/12/2023
YAZIM TARİHİ : 06/12/2023
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili sigorta şirketi ile davalı arasında …-5 numaralı poliçe ile 20.12.2013 başlangıç tarihli, ‘Yurt İçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi yaptığını, davalı tarafın söz konusu poliçe bedelini ödemediğini, davalı tarafın ödemediği poliçe bedelinin 5.387,83-Euro olduğunu, söz konusu bedelin ödenmesi için davalıya başvurulduğunu ve sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 20.450,00.TL’nin ödenmesi gereken günden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; anılan poliçe kapsamında taşınan yük ve navlun bedelinin sigorta ettirildiğini, dava dışı firmaya bu poliçe bedelinin ödendiğini, müvekkil firmanın Hollanda ülkesine taşınan yükte meydana gelen hasar nedeniyle navlun bedelinin ödenmediği, buna karşı müvekkil firma tarafından navlun bedeline karşılık hapis hakkı kullandığını, davacıya prim borcu bulunmadığını, navlun bedelinin ödenmemesi nedeniyle esasen müvekkili firmanın alacaklı olduğu, davacı tarafa müvekkili firmanın anılan poliçeden kaynaklı prim ödemesi bulunmadığını, davanın … Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. firmasına ihbar edilmesini ve haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile; davacının Yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigortası abonman sözleşmesi bakiye prim alacağı nedeniyle açtığı davada davalı ….Ltd. Şti.’nin cevap dilekçesinde bu poliçe bedellerini ödediği, ayrıca Hollanda ülkesindeki taşımadan kaynaklı yükte meydana gelen hasarın davacı tarafça ödenmesi gerçekleştirilmemesi nedeniyle navlun bedeline karşılık hapis hakkı kullandığını belirttiği, davalı şirketin hapis hakkını kullanmasına ilişkin taşımanın bu poliçeden meydana gelip gelmediğini ve hapis hakkının kullanılmasının yerinde olup olmadığına ilişkin her hangi bir delil ibraz etmediği, davalı şirket ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve 31.12.2015 tarihi itibariyle 18.210,24.TL borcunun bulunduğu, davacı ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulup sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, her iki taraf ticari defterlerinde sözleşme gereğince ödemeler kendi unvanları altında caride gösterilmemiş ise de her iki taraf ticari defterlerinde borç ve alacağın dava dışı … Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. cari hesabında gösterildiği, davalının yapılan ödemeleri dava dışı … Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş’ye yaptığını bildirdiği, davacı defterlerine göre davalının 5.387,83-Euro borcunun bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde 5.387,83-Euro, dava değerini TL’ye çevirerek 20.450,00.TL talep ettiği, ayrıca ödenmesi gereken günden itibaren avans faizi talebinde bulunduğu, davacının davalıdan 5.387,83-Euro alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, davacı vekili tarafından 16.01.2020 tarihli duruşmada bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak için süre talebinde bulunulmuş ise de bilirkişi raporunun davacıya 23.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve süresi içerisinde beyanda bulunmadığı anlaşılmakla süre talebinin reddine karar verildiği, her ne kadar davacı vekili tarafından vadenin belirli olmasından dolayı vade tarihinden sonra ihtar gerekmeksizin temerrüte düşürüldüğü belirtilmiş ise de davacı tarafça 20.450,00.TL’lik alacağın hangi vade tarihli prim alacakları olduğunun belirtilmediği ve temerrütün gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılamadığından dava tarihinden itibaren avans faizi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; yerel mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ancak yapılan yargılama neticesinde usul ve yasaya aykırı şekilde karar verildiğini şöyle ki, müvekkilinin davalı taraftan ödenmeyen poliçe miktarı kadar alacaklı olup müvekkili şirketin davalı taraftan alacaklı olduğunun gerek dosyada bulunan bilirkişi raporu gerekse yerel mahkemece verilen karar ile sabit olduğunu, davalının söz konusu poliçe bedelini ödememiş olup davalının ödemediği poliçe bedelinin 5.387,83 Euro olduğunu, 28/02/2017 tarihli dava dilekçesinde dava değeri kısmında işbu yabancı para alacağının harca esas değeri hesaplanarak belirtildiğini, dilekçenin açıklamalar kısmında da müvekkilinin davalı taraftan 5.387,83 Euro alacaklı olduğunun belirtildiğini, taleplerinin 20.450,00.TL olmayıp 5.387,83 TL Euro alacağın işlemiş avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili olduğunu, mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye gönderilerek yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf talebi ile; ilk derece mahkemesince verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın, müvekkili şirket aleyhine …-5 numaralı poliçe ile 20.12.2013 başlangıç tarihli Yurtiçi Taşıyıcı Abonman Sözleşmesinden kaynaklı prim alacağının ödenmediğinden bahisle prim alacağının tahsili talepli dava açtığını, müvekkili şirketin doğrudan ya da dolaylı olarak davacı ile irtibat halinde olmadığını, dayanak poliçe içeriği itibarıyla Yurtiçi ve Yurtdışı Taşıma Abonman Sözleşmesi olup işbu poliçeden kaynaklı olarak dava dışı şirket ile irtibat sağlandığını, anılan poliçe kapsamında taşınan yük ve navlun bedeli sigorta ettirildiğini, dava dışı firmaya bu poliçe bedellerinin ödenmediğini, bu ödemelerin müvekkili şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, dava dışı firma, müvekkili şirkete Hollanda Ülkesine taşınan yükte meydana gelen hasar nedeni ile müşteri tarafından ödenmeyen navlun bedelini ödemediğini, buna karşın müvekkili şirket ödenmeyen navlun bedeline karşılık hapis hakkını kullandığını, müvekkili şirketin davacıya ya da dava dışı firmaya prim borcu bulunmadığını, davacı tarafa müvekkili şirketin anılan poliçeden kaynaklı prim ödemesi bulunmadığını, bu yönü ile müvekkili şirkete yöneltilen davayı kabul etmenin mümkün olmadığını, bu nedenlerle mahkemece usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi vekili tarafından dava dilekçesiyle, müvekkili ile davalı şirket arasında Yurt İçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi yapılmış olduğundan bahisle davalı tarafından ödenmeyen poliçe bedelinin tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili tarafından davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, işbu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyadaki poliçenin incelenmesinde, taraflar arasında 20.12.2013 başlama ve 01.01.2015 bitiş tarihli …-5 no’lu Yurt İçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi (Blok) (Dövizli) başlıklı sözleşmenin düzenlendiği, anılan sözleşmenin “Genel Bilgiler” kısmında “Bu sigorta ile Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın 1-b maddesi ile kullanılan kloz ve özel şartlar çerçevesinde ve taraflarca belirlenecek azami limit/limitler dahilinde, Türkiye sınırları içinde, kendisine ait ve/veya kiraladığı araçlarla tek tip veya parsiyel (muhtelif yüklerden oluşan) yük taşımacılığı yapan sigortalının, yükü taşımak üzere teslim aldığı andan teslim edilinceye kadar geçecek süre içinde poliçe teminatı kapsamında değerlendirilecek bir olay/hasar sonucu yükün uğrayacağı hasar, kayıp veya zararlarla ilgili olarak sigortalıya yüklenebilecek yasal (mali) sorumluluk teminat altına alınır.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Mahkemece, talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 14.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacı sigorta şirketinin ticari defterlerine göre, uyuşmazlık konusu … no’lu Nakliyat Yurt İçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Abonman Sigortası Poliçesinin 39.387,83 Euro üzerinden düzenlenerek 8 taksit halinde ödenmesinin kararlaştırılmış ve bu bedelden 34.000,00 Euro’luk kısmın ödenmiş olduğundan, davacının davalıdan ödenmeyen bakiye 5.387,83 Euro karşılığı 20.630,54 TL alacağının bulunduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkemece, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye ilişkin 25.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirketin davacı sigorta şirketine yapmış olduğu ödemelere yer verilerek, davalı şirketin davacı sigorta şirketine 31.12.2015 tarihi itibariyle 5.387,83 Euro borcunun bulunduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, taraflar arasında Yurt İçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi (Blok) (Dövizli) başlıklı sözleşmenin akdedildiği, bu sözleşme uyarınca davacı sigorta şirketinin, sigortalısı olan davalı şirketin “Türkiye sınırları içinde” taşıyacağı yükün uğrayacağı hasar, kayıp ve zararlarla ilgi olarak davalı şirkete yüklenecek sorumluluğu poliçesindeki teminat tutarınca üstlendiği anlaşılmakta olup Sigorta Şirketinden poliçeye dayalı sorumluluğu davalı şirketin yurtdışı taşımalarını kapsamamaktadır. Bu itibarla, davacı sigorta şirketinin, davalı tarafından ileri sürülen Hollanda ülkesine taşınan yükte meydana gelen hasardan dolayı bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Gerek davacı sigorta şirketinin ve gerekse davalı şirketin ticari defterlerindeki kayıtların bilirkişi marifetiyle incelenmesi sonucunda, davacı sigortacının davalı şirketten dava tarihi itibariyle 5.387,83 Euro alacağı tespit edilmiştir. Davalı tarafça, poliçe bedelinin tamamının, davacı sigorta şirketi hesabına hareket eden dava dışı broker firmaya ödendiği savunulmuş ise de, ilk derece mahkemesindeki yargılamada ileri sürülen ödemeye ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmemiştir. Öte yandan, davacı sigorta şirketi vekilince, müvekkilinin alacağının döviz alacağı olup dava konusu taleplerinin 5.387,83 Euro olduğu ileri sürülmüş ise de, davacı vekilinin dava dilekçesinde 5.387,83 Euro alacakları olduğundan bahisle dilekçenin “Netice-i Talep” kısmında 20.450,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, ilk derece mahkemesince talep gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesinde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı sigorta şirketi vekili ile davalı şirket vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde oluşturulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2)-a-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL karar ve ilam harcının peşin alınan 350,00.TL istinaf karar harcıdan mahsubu ile bakiye 80,15.TL harcın kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
b)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.396,93.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 350,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.046,93.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nin 359/4 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 06/12/2023 tarihinde karar verildi.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır