Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2527 E. 2022/52 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2527
KARAR NO : 2022/52
KARAR TARİHİ : 24/01/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
İHTİYATİ HACİZ
TALEBİNDE BULUNAN : …
VEKİLİ : Av. …
BORÇLU : … …
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … D.İş esas … D.İş karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
TALEP EDENİN İDDİALARININ ÖZETİ :
Talep eden, borçlu tarafından müvekkiline verilen 19/12/2019 tarihli … sıra numaralı faturanın vadesi gelmesine rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin borçluya ulaşamadığını, borcunu ödemeye yönelik bir beyanda bulunmadığını, borçlunun malları kaçırma ve alacağın tahsil edememe durumu müvekkilini mağdur edeceğini, borçlunun borcuna ve masraflrına yeter miktarda taşınır taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ” talep edenin iddia ettiği alacağının varlığı, yokluğu ve muacceliyetinin yargılamayı gerektirdiği ve alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İHTİYATİ HACİZ TALEBİNDE BULUNAN ALACAKLI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; vergi mükelleflerinin ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden mal ve hizmet bedeli olarak yapacakları belli tutarı aşan tahsilatı ve ödemelerinin, banka, özel finans kurumları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılması zorunlu olduğunu, davalı tarafın para sınırını aşan ödemeyi yaptığını ispatlamakla yükümlü olduğunu, ilk derece mahkemesine sunulmuş olan faturaların kapalı olduğu belirtilmiş ise de vergi kanununa göre açık veya kapalı fatura ayrımı yapılmadığını, vergi kanunlarına göre de kaşenin faturada tam olarak nereye vurulduğunun hukuki bir öneminin bulunmadığını, kapalı fatura olmasından dolayı faturanın ödendiği şeklindeki kararın yasada karşılığı bulunmadığından hukuka aykırı olduğunu, araç satım sözleşmesinin yapılmış olması müvekkile ödeme yapıldığına dair karine teşkil etse dahi müvekkil davalının ödeme yapacağına güvendiğini, noterde satış sözleşmesini gerçekleştirdiğini, davalı tarafın ödemeyi yapmadığını ve müvekkilini mağduriyetine sebep olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Uyuşmazlık, faturaya dayanan ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz talep eden tarafından, 19/12/2019 tarihinde noter huzurunda yapılan araç satış sözleşmesine istinaden düzenlenen faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati haciz isteyen vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 257. maddesinde hem vadesi gelmiş hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği öngörülmüştür. Anılan maddede başkaca her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258 maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Somut olayda, ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından araç satış sözleşmesine istinaden düzenlenen faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından, faturanın kapalı olarak düzenlenmesi ve noter huzurunda yapılan araç satış sözleşmesinde, araç bedelinin “nakden” alındığının beyan edilmesi nedeniyle, ihtiyati haciz koşulları oluşmadığından bahisle talebin reddine karar verildiği, faturanın alacaklı tarafından tek taraflı düzenlenen bir belge olduğu ve tek başına alacağın varlığını kanıtlamadığı, ihtiyati haciz talep eden yönünden, 2004 Sayılı İİK’nın 257. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartının, dayanılan delillerle sağlanamadığı, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ihtiyati haciz talep eden vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL maktu istinaf karar harcının ihtiyati haciz talep edenden alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden ihtiyati haciz talep eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.24/01/2022


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır