Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2513 E. 2022/126 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2513
KARAR NO : 2022/126
KARAR TARİHİ : 21/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : …ESAS
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARA : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarih ve… esas sayılı ara kararının istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN VEKİLİNİN İDDİALARININ ÖZETİ :
Talep eden vekili, müvekkili şirketin Türkiye- Kırgızistan arası taşımacılık işlemleri karşılığında davalı şirkete 06-02-2021 tarih, … Fatura nolu, 15.000,00 USD bedelli fatura tanzim ettiğini, müvekkili tarafından taşıma işlemi gereğince gerçekleştirildiğini, ancak davalı şirketçe fatura karşılığı olan bedeli taraflarına ödenmediğini, Ticari ilişkiden kaynaklı olan alacakları sebebiyle 26.02.2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını faturanın mevcudiyetine rağmen borçlu davalının ödeme yapmadığı gibi ödeme emrine haksız yere itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, düzenlenmiş olan fatura ve ekte sunulan taşıma belgelerinden ve ekteki cari hesap ekstresinde de görüleceği üzere, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mal taşıma işinden kaynaklı ticari ilişki olduğunu, taşımanın gerçekleşmiş ve faturanın kesilmiş olmasına rağmen davalı şirket ödeme yapmayarak müvekkili şirketi zor duruma soktuğunu, davalı tarafın borcu ödeme konusunda iyiniyetli davranmaması, yapılan takibe haksız itirazı ve alacağın tahsiline engel olacak şekilde mal kaçırmalarının önüne geçilmesinin gerekmesi nedeniyle tüm menkul ve gayrimenkullerine, 3.kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen ara karar ile; davacının davalıya ait malların taşındığına dair dosyaya fatura ve taşımaya ilişkin senedi ibraz ettiği, Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında borca itirazınında bulunduğu, davacının ihtiyati haciz talebine ilişkin olarak, 2004 sayılı İİK madde 257 vd. maddelerinde belirtilen şartların, muaccel bir alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı ve uyuşmazlık konusunun yargılamayı gerektirdiği nazara alınarak; dosyaya sunulan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz talebinin reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati Tedbir Talep eden vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; yalnız faturanın varlığı dahi yaklaşık ispat olarak kabul edildiğini, müvekkilinin ve karşı taraf arasında taşıma sözleşmesinin varlığı, işin yapıldığı, taşıma işi yapılırken kullanılan araç bilgileri, CMR belgeleri, tır karneleri, cari hesap ekstresi vs. Her türlü belge dava dilekçesinde sunduklarını, davalı şirketin açık bir şekilde, borca itiraz ederek, borcunu ödemeyeceğini ve borçtan kurtulmak için ifayı geciktirmek için hileli hareketlere başvurduğunu, davalı şirket tarafından var olan borcun ödenmemesine yönelik eylemlerinin önünün kesilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Taşıma Sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalıya Türkiye- Kırgızistan arası nakliye hizmeti verdiğini, ancak taşıma işine ilişkin olarak düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini iddia ederek, bu hususta başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile birlikte davalının menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, 24/11/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereğince karşı davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere ihtiyati haciz hukuki himaye tedbirinin işlerlik kazanabilmesi için ortada bir para borcu bulunmalı, buna ek olarak yasada belirlenen diğer koşullar gerçekleşmelidir.
Bir başka hukuki himaye tedbiri olan ihtiyati tedbir ise genel olarak 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Değinilen madde kapsamında, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” genel tanımına yer verilmiştir.
Her iki tanımdan da anlaşılacağı üzere ihtiyati haciz kurumu para alacaklarına, ihtiyati tedbir kurumu ise dava konusuna ilişkin olarak güvence sağlamaktadır.
1-İhtiyati Haciz Talebi yönünden; 2004 sayılı İİK’nun 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin koşulları sayılmıştır. 2004 sayılı İİK’nun 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterli olduğu gibi, borçlunun gerçek kişi veya tüzel kişi olması şeklinde bir ayrım da söz konusu değildir.

Somut olayda davacı taraf, alacağın dayanağı olarak, fatura, CMR belgesi, tır karnesi ve cari hesap ekstresine dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Faturalarda imza bulunmadığı gibi içeriği mal ve/veya hizmetin teslim yada ifa edildiği veya faturanın tebliğ edildiği hususlarında imzalı bir belge ibraz edilmemiştir. Fatura tek başına malın teslim edildiğini kabulü için yeterli olmadığı gibi, CMR belgesinde, taşıma işinin bedelinin davalı tarafından ödeneceğine ilişkin bir hüküm de bulunmadığı, bu nedenle sunulan belgeler İİK’nun 258.md. kapsamında alacak ve ihtiyati haciz sebepleri bakımından kanaat verici olmayıp, alacağın varlığının, miktarının ve istenebilirliğinin yargılamayı gerektirdiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
2-İhtiyati Tedbir Talebi yönünden; İhtiyati tedbir kurumu genel olarak 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Değinilen madde kapsamında, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” genel tanımına yer verilmiş olup eldeki davanın konusunu ticari nitelikteki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden yapılan icra takibine itirazın iptali oluşturmaktadır. İlk derece mahkemesi karar gerekçesinde de açıklandığı üzere ihtiyati tedbir yolu ile devir ve temliklerin önlenmesi talep edilen menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları dava konusu değildir.Bu nedenle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir yönünden ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden vekilinin ilk derece mahkemesi’nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.TL’nın mahsubu ile bakiye 21,40. TL maktu istinaf karar harcının ihtiyati tedbir talep edenden alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 21/02/2022


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır