Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2453 E. 2022/287 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2453 – 2022/287
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2453
KARAR NO : 2022/287
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; borçlunun, Kozan İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın icra takibini uzatmak ve alacağın tahsilini geciktirmek ile mal kaçırmaya yönelik olduğunu, icra takibi vasıtasıyla talep edilen alacak ve ferileri davalının müvekkilinin firma ile ticari satımdan doğan fatura ve cari hesap gereğince kanuna uygun olarak talep edildiğini, alacağının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tehlikede olduğunu, bu nedenlerle davalı borçlunun 54.271,53.TL takip toplamı alacak ile ferileri hakkında Kozan İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin takipte belirtilen şekilde borcun tüm ferileri ile devamına, davalı borçludan takip konusu alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının alınarak davacı müvekkiline verilmesine ve alacağının tehlikede olmasından mütevellit borçlunun borca yetecek tutarda taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslarındaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile; somut dosyamızda ihtiyati haciz istenilen alacağın faturaya dayalı alacak olduğu, faturaların ihtiyati haciz isteyen tarafça karşı tarafa verilen mal alım satımına istinaden düzenlendiği, faturaların düzenlenmiş olması, hatta borçluya tebliğ edilmiş olması alacağın varlığının tek başına kanıtlamaya yeterli olmadığı, fatura konusu hizmetin verildiği veya ürünün teslim edildiği hususunda kanıtlanması gerektiği, ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından fatura konusu hizmetin verildiği veya ürünlerin teslim edildiği hususunda herhangi bir delil sunulmadığı, faturaların tek taraflı düzenlenebilen belge olduğu, kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediği, söz konusu mal ve hizmetin ifa edildiğine dair imzalı sevk irsaliyesi ya da hesap mutabakatı bulunmadığı değerlendirilerek İİK 258. maddesi gereğince ihtiyati haczin sebepleri konusunda mahkememizce kanaat oluşturmadığı ve bu durumu kanıtlamadığı, alacağın niteliği itibarıyla yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından, İcra İflas Kanunun 257. Maddesinde öngörülen “vadesi gelmiş bir alacaktan” söz etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ara kararın gerekçesi olarak vadesi gelmiş alacaktan söz etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karar verildiğini, mahkemenin vermiş olduğu kararın aksine dava dilekçesi ekinde sunulan fatura, irsaliye, ihtarname ve cari hesaplardan da davacı müvekkilinin alacaklı olduğu ve alacağının vadesinin gelmiş olduğunun açık olup, ihtiyati haciz kararı verilmesi için ispat aranmaması gerektiğini, yaklaşık ispat bulunmasının ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli kabul edilmesi gerektiğini, kaldı ki ilk derece mahkemesine müvekkili şirketin alacağına kanaat getirecek düzenlenmiş olan fatura, irsaliye, ihtarname ve cari hesapların sunulduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın maksadının başlatılmış olan icra takibini uzatmak ve alacağın tahsilini geciktirmek ile mal kaçırmak olduğunu, zira icra takibi vasıtasıyla talep edilen alacak ve ferileri davalının müvekkili firma ile ticari satımdan doğan fatura ve cari hesap gereğince kanuna uygun olarak talep edildiğini, bu sebeplerden ötürü gecikildiği takdirde davacı müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğabileceğinden borçlunun borca yetecek kadar taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerekirken talebin reddine ilişkin kararın istinaf incelemesi ile kaldırılarak, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava hukuki niteliği itibariyle ticari satımdan kaynaklı itirazın iptali davası olup, istinaf konusu ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ara kararın kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacı vekilince açılan itirazın iptali davasında, ihtiyati haciz talep edildiği, ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati haciz, İİK.’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, İİK.nın 257 maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgâhının bulunmaması veya taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde vadesi gelmemiş borçtan dolayı da ihtiyatî haciz istenebileceği,” “258 maddesinde; “Alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeğe mecbur olduğu, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının kanun yoluna başvurabileceği,” hükmüne yer verilmiş, 265.maddesinde ise ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ve kanun yollarına başvuru düzenlenmiştir.
İİK’nın 257. maddesinde hem vadesi gelmiş hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği öngörülmüştür. Anılan maddede başkaca her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258 maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Somut olayda; ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından e-faturalara dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Faturalarda imza bulunmadığı gibi içeriği mal ve/veya hizmetin teslim yada ifa edildiği veya faturanın tebliğ edildiği hususlarında imzalı bir belge ibraz edilmemiştir. Fatura tek başına malın teslim edildiğinin kabulü için yeterli değildir. Bu faturalar tek başına İİK’nın 258. md. kapsamında alacak ve ihtiyati haciz sebepleri bakımından kanaat verici bulunmamıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından HMK’nın 353/1-b-1 md. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 59,30.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 330. Maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak 10/03/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır