Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2394 E. 2023/223 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2394
KARAR NO : 2023/223
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2021
NUMARASI : 2020/… ESAS-2021/… KARAR
DAVACI : … – T.C.No:… –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …-
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
YAZIM TARİHİ :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2021 tarih, 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu;
GEREKÇE :
Dava “Genel Kurul Kararının İptali” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin … ticaret sicil numarasında kayıtlı … Enerji ve Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş.’nin %49 oranında paydaşı ve Yönetim Kurulu üyesi iken 05/12/2018 günü üyelikten istifa ettiğini, iki ortaklı şirketin ana sözleşmesine göre yönetim kurulunun en az iki üyeden oluşacağını, ancak müvekkilinin istifasının ardından ana sözleşmeye göre iki üyeden oluşması gereken yönetim kurulunun tek üyeli hale geldiğini, dolayısıyla yönetim kurulu diye bir kavram kalmadığını, ancak davalının ana sözleşmenin bu yöndeki düzenlemesinin, şirketi tek başına yönetme politikasına engel olduğunu düşündüğünden usulsüz yedek yönetim kurulu üyesi seçimi ile usulsüzce seçilen yedek yönetim kurulu çağrısı üzerine yapılan genel kurulda ana sözleşme değişikliği yaptığını, ancak bu kararların tamamının mahkemelerce iptal edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin istifasının ardından davalı şirketin hiçbir şekilde usulüne uygun bir genel kurul yapmadığını, davanın konusunun ise yine davalı şirketin usulsüz oluşturulan Yönetim Kurulu tarafından yapılan çağrı üzerine düzenlenen 2018-2019 hesap dönemine ilişkin 16/03/2020 tarihli genel kuruluna ilişkin olduğunu, olağan genel kurul çağrısının yetkili organ tarafından yapılması gerektiğini, somut olayda ise çağrının ana sözleşme ve yasaya aykırı oluşturulan Yönetim Kurulu tarafından yapıldığını, çağrının yetkisiz Yönetim Kurulu tarafından yapılmış olması nedeniyle iptali gerektiğini belirterek, 16/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından 14/04/2021 tarih, 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile; davalı …’nin 16/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptaline karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dava istinaf aşamasında iken davacı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine verilen dilekçe ile davalılar ile sulh olduklarını, davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, feragat nedeniyle dosya hakkında karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine verilen 03.04.2023 tarihli dilekçe ile davacı ile anlaşmaya vardıklarını ve davacının davadan feragatini kabul ettiklerini, davacının davadan feragat etmesi üzerine vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili ve davalı vekilinin vekaletnamelerinde feragat yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 310. maddesinde ise hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği açıklanmıştır.
Hiçbir kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir ve bir usul hukuku kavramı olarak davadan feragatin açık, kesin ve koşulsuz olması, yasa gereğidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309. maddesi aynen; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır” şeklindedir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine gerek yoktur. Davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile, davacı feragatten dönemez; feragati ile bağlıdır.(HGK.’nın19/02/2019 tarih ve 2015/21-1114 Esas-2019/164 Karar, HGK.’nın 11/04/2019 tarih ve 2018/12-1004 Esas-2019/433 Karar)
Somut olay bakımından, davacı vekili dosya istinaf aşamasında iken İlk Derece Mahkemesine sunulan dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirdiğinden, bu beyan çerçevesinde işlem yapılması zorunludur.
Hükümden sonra ortaya çıkan ve istinaf incelenmesine usulen engel oluşturan bu durumun “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari İşleri ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin”, “Karar Verilmiş Dosyalara İlişkin İşlemler” başlıklı 215/1 maddesinde düzenlenen “Hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat, davayı kabul veya sulh hâlinde, hâkim dosya üzerinden bu konuda ek karar verir. Taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi sırf bu nedenlerle dosya istinaf veya temyiz incelemesine gönderilmez.” hükmü gereğince davadan feragatin dosyanın istinaf aşamasında ve Dairemizde iken yapılması nedeniyle ilk derece mahkemesince karar verilmesi mümkün bulunmadığından 6100 sayılı HMK.’nın 307. maddesi delaletiyle 353. maddesi kapsamında Dairemizce değerlendirilip karara bağlanması gerekmektedir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın 6100 sayılı HMK.’nın 307. maddesi gereğince feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesine ilişkin istinaf başvurusunun davadan feragat nedeniyle konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-6100 sayılı HMK.’nın 355. maddesi gereğince Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2021 tarih, 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı KARARININ RES’EN KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK.’nın 307. maddesi gereğince davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince davalı vekili tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-492 sayılı Harçlar Kanunu istinaf eden davalıdan alınan 59,30.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince davalı tarafından istinafta yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-2004 sayılı İİK.’nın 36/5 maddesi gereğince davalı tarafından Adana Genel İcra Dairesi’nin 2021/35275 Esas sayılı dosyasına yatırılan 6.561,04.TL nakit teminat üzerinde ihtiyati tedbir veya haciz bulunmaması halinde, istinaf eden DAVALIYA İADESİNE,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK.333 maddesi uyarınca peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır