Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2331 E. 2022/242 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2331
KARAR NO : 2022/242
KARAR TARİHİ : 04/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … -…
VEKİLLERİ :Av….
Av. …
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :04/03/2022
YAZIM TARİHİ :…

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … esas sayılı ara kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
TALEP EDENİN İDDİALARININ ÖZETİ :
Talep eden, müvekkillerinin … Plastik San. Lmt. Tic. Şti’nin ortakları olduğunu, şirket müdürü olan davalının müdürlük vasfı ile bağdaşmayan, dikkat ve özenden yoksun ayrıca rekabet yasağına aykırı birçok eylemde bulunduğunu, davalının kanun tarafından güvence altına alınan haklarını zedeleyici bir çok davranışı bulunduğunu, müvekkillerinin şirket müdürü tarafından gerçekleştirilen fiili engellemesi nedeniyle ortaklıktan doğan haklarını hiç kullanamadıklarını, davalı şirket müdürü hakkında İskenderun 2. Noterliği’nin 29/03/2021 tarih … yevmiye sayılı ihtarname ile davaya konu şirket kayıtlarının ve işlerinin incelenmesi için ihtarname keşide edildiğini, müvekkillerinin davaya konu şirketten kar payı dahi alamadıklarını ve şirketin yüksek miktarda vergi borcu bulunduğunu, davaya konu şirketin ortağı ve yetkili temsilcisi … ile müvekkilleri arasında anlaşmazlık ve husumet bulunduğunu ve ciddi boyutlara ulaşmış olduğunu, aralarında derdest davalarında mevcut olduğunu, davaya konu şirket ortağı ve şirketin yetkilisi olan davalının, davacılara olan husumeti nedeniyle şirket üzerindeki makine, teçhizat ve malları diğer yetkilisi olduğu … isimli şirketine geçirme durumunun söz konusu olduğunu, davaya konu şirketin ortaklarından … … tarafından davalıya hisset devrinin söz konusu olduğunu, davalının davacıların ortaklıktan doğan haklarını kullanmalarını ve şirkete giriş çıkış yapmalarını engellediğini, davacılara kar payı vermediğini, davaya konu şirkete kayyım atanmasının gerektiğini, atanmadığı takdirde şirketin iflasa sürükleneceğini belirtmiş ve … Plastik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi müdürü olan davalının müdürlükten azledilmesi, davalının müdürü olduğu şirketteki temsil ve yönetim yetkisinin tedbiren kaldırılması ve davaya konu şirkete ihtiyati tedbir yolu ile kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen … tarihli ara karar ile; davacının iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden şartları oluşmayın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davalı şirket müdürü, dava dışı şirketle rekabet oluşturan eylemlerde bulunduğunu, şirketin iyi yöneltilmediğini, şahsi kefalet altında bulunan müvekkillerinin mal varlığını riske attığını, şirket adına kayıtlı … … marka araç için çekilen krediye müvekkillerinin kefil olduğunu, kefalet borcunun her geçen gün arttığından tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava hukuki niteliği itibarıyla, şirket müdürünün azli talebine ilişkin olup, istinaf incelemesine konu uyuşmazlık ise, tedbiren şirket müdürünün temsil ve yönetim yetkisinin kaldırılarak, şirkete denetim kayyumu atanması talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı şirket müdürünün şirketi kötü yönettiği, haksız rekabet oluşturacak şekilde eylemlerde bulunduğu, şirketin mal varlığını kendi çıkarları için kullanarak, ekonomik açıdan şirketi zarara uğrattığından bahisle müdürlük görevinden azlini ve davalının yönetim ve temsil hak ve yetkilerinin tedbiren kaldırılarak, dava konusu şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, … tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nda sermaye şirketlerinde yönetime dışarıdan müdahaleye, yani şirkete mahkemece yönetim kayyumu atanmasına olanak sağlayan açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Sermaye şirketlerinde kayyım atanması ile ilgili olarak, TTK ‘nda bulunan tek madde TTK nun 617. maddesinin üçüncü fıkrası ile yapılan yollama uyarınca 412. maddedir. Burada; genel kurula çağrının yapılması için kayyım atanabileceği düzenlenmiştir. TTK.nun, 636/2 maddesi, limited şirketlerde organ yokluğunu ve bunun sonuçlarını düzenlemiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasında fesih davası açıldığında mahkemenin gerekli önlemleri alacağı belirtilmiştir. Bunlar arasında kayyım atanması olduğu da kuşkusuzdur. Diğer taraftan TTK’nun 1. Maddesi gereğince; Türk Ticaret Kanunu,Türk Medenî Kanunu’nun ayrılmaz bir parçasıdır. Türk Medeni Kanunu’nda kayyımlık, temsil kayyumu (TMK, m.426), yönetim kayyumu (TMK, m.427) ve isteğe bağlı (iradî) kayyım (TMK, m.428) olmak üzere üç türü düzenlenmiştir. TMK’nun 427/4. Maddesinde; Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağı belirtilmiştir. Ayrıca limited şirketlerde müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayılmıştır. (TTK’nun 616/1-b)
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyum atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerekmektedir. Somut olayda davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında, HMK’nun 389. maddesi anlamında, davalı şirkete denetim kayyumu atanmasını gerektirir bir durumun mevcut olduğu HMK’nun 390/3 maddesi kapsamında yaklaşık olarak ispat edilemediğinden, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrası aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacının ilk derece mahkemesinin ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 04/03/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır