Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2308 E. 2022/180 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2308
KARAR NO : 2022/180
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …- …
DAVALILAR :1-…
2-…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … esas sayılı ara kararı istinaf yasa yolu incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

DAVACI VEKİLİNİN İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı şirket hissedarlarınca daha önce de mal kaçırmak amaçlı önceki şirketlerinin mal varlığını devredildiğini ve kapatıldığını, davalı … şirketi hissedarları, şirkete ait araç ve dorseler için satış ilanı yaptığını, davalılar … ve …, müvekkile karşı CMR konvansiyonu ve TTK’nın ilgili maddeleri ve sair yasal mevzuat kapsamında sorumlu olduğunu, davanın taraflarının tüzel kişilik olduğu ve dava değeri göz önüne alındığında nakliyat alanında faaliyet gösteren davalı şirket üzerindeki araç ve dorselerin satışının yapılması halinde müvekkilinin alacaklarının dava sonunda tahsil imkanının bulunmayacağını, müvekkilinin bu suretle ağır bir hak kaybına uğrayacağını, müvekkiline karşı sorumlulukları bulunduğu Bilirkişi Heyet raporu ile de tespit edilen davalılar … ve … şirketlerinin üzerine kayıtlı araç ve dorselere; durumum aciliyeti ve ehemmiyetine binaen, müvekkilinin hak kaybına uğramaması amacıyla ve ivedilikle ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen … tarihli ara karar ile; ” 2004 sayılı İİK madde 257 vd. Maddelerinde belirtilen şartların, muaccel bir alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı ve uyuşmazlık konusunun yargılamayı gerektirdiği nazara alınarak ve ayrıca davacı vekilinin talep ekine davalı tarafa ait olduğunu belirttiği dorseye ilişkin satılık başlıklı whatsapp durumlarına ilişkin fotoğraf görüntülerini sunduğu, davalının söz konusu dorseleri satmak istemesinin İİK madde 257/2 anlamında mal kaçırma amacı taşıdığına ilişkin Mahkememizde kanaat oluşturmadığı, davacı vekilinin başkaca bir delil, bilgi, belge bu aşamada sunmamış olduğu değerlendirilmekle ihtiyati haciz şartlarının mevcut olmadığı göz önünde bulundurularak davacı vekilinin ihtiyati haciz konulması talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dava dosyası ve bilirkişi raporu incelendiğinde dava konusu para alacağı olduğunu ve bu alacağın belirlenebilir nitelikte olduğunu, dava konusu alacak rehinle temin edilmediğini, taşıma işinin zamanında ve istendiği şekilde yapılamadığından muaccel halde olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının sağlandığını, mal kaçırma saikiyle hareket edildiğine dair deliller bulunduğunu beyan ettiklerini, ancak ilk derece mahkemesinin beyanlarını reddettiğini, mal kaçırma saiki olmayan bir şirketin kendi asli unsurlarını elden çıkartmaya çalışması ve şirketini işlemez hale getirmeye çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan dilekçeleri, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, uluslar arası taşımacılık sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, mahkemece verilen … tarihli ara karar ile, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nun 257. maddesinde, hem vadesi gelmiş hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Muaccel alacaklar için alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması, müeccel (vadesi gelmemiş) alacaklar yönünden ise, borçlunun belli bir adresinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla hileli işlemlerde bulunması koşullarının varlığı halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği öngörülmüştür. Anılan maddede başkaca her hangi bir koşul öngörülmemiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258 maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Somut olayda, davacı tarafından, taşıma sözleşmelerine, gümrük beyannamelerine ve faturalara ve mal kaçırma kasdı yönünden, davalıların araçlarını satma girişimine ilişkin ilan görüntülerine dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından, ihtiyati haciz koşulları oluşmadığından bahisle talebin reddine karar verildiği, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi tek başına ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen bir sebep olmasa da, İİK’nun 258.maddesi gereğince, davacının, alacağı ve ihtiyati haciz sebepleri konusunda mahkemeye kanaat getirici delilleri ibraz etmek zorunda olduğu, davacının iddiaları ve bu amaçla ibraz ettiği belgelerin, İİK’nın 258. Maddesi kapsamında alacağın varlığı ve miktarını yaklaşık olarak ispatlayacak düzeyde bir delil olarak nitelendirilemeyeceği, 2004 Sayılı İİK’nın 257. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartının sağlanamadığı, davalıların araçlarını satma istemine yönelik eylemlerinin ise, alacaklılardan mal kaçırma kastına yönelik olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, İlk derece mahkemesi’nin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.TL’ nın mahsubu ile bakiye 21,40. TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 24/02/2022


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır