Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2103 E. 2022/642 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2103
KARAR NO : 2022/642
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI :… ESAS-… KARAR
DAVACI : … – …-…
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
YAZIM TARİHİ : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile: müvekkili ile davalı şirket arasında ilk defa 25/10/2010 tarihinde olmak üzere “Personel Taşıma Sözleşmesi” imzalandığını, daha sonra bu sözleşmenin 2011-2012-2013 ve 2014 yılları için devam ettiğini, 01/12/2014 tarihinde yeni bir “Taşıma Sözleşmesi” imzalandığını, taraflar arasında en son akdedilen sözleşmenin 12.maddesinde sözleşmenin feshinin düzenlendiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kararlaştırıldığı üzere, iki taraftan biri hiçbir neden olmadan belirtilmeden diğer tarafa 30 gün önceden yazılı olarak bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi feshedebildiği, yine aynı şekilde bir taraf yükümlülüklerini yerine getirmez ise diğer taraf yazılı olarak uyararak ve aksaklığın giderilmesi için 7 günlük süre vereceği, bu süre içerisinde sözleşmeye aykırılık giderilmez ise ancak o zaman sözleşmeyi fesih hakkı olacağı, davalı tarafın sözleşmede belirtilen fesih şartlarına uygun olmayan bir şekilde müvekkiline göndermiş olduğu 07/01/2017 tarihli belge ile herhangi bir uyarı, ihtar ya da süre vermeden sözleşmeyi haksız ve usulsüz olarak feshettiğini, davalı tarafından müvekkili tarafından sözleşmenin fesih tarihine kadar olan taşıma hizmetinden kaynaklanan alacak hakkının ödenmediğini, müvekkilinin davalı ile aralarındaki anlaşmanın devam etmesi ve devam edeceğine olan inancı ve sözleşmeye güvenmesi nedeniyle başka bir firma ile taşıma anlaşması imzalamadığını, bu konuda kendisine gelen teklifleri reddettini, başka bir iş almadığını ve bu nedenle davalı tarafından haksız bir şekilde sözleşmenin feshedilmesi sonucu zarara uğradığını belirterek, davacı tarafından sözleşmenin fesih tarihi olan 07/01/2017 tarihine kadar verilen hizmetin karşılığı olmak üzere şimdilik 500,00.TL ve müvekkilinin uğradığı zarar ve mahrum kaldığı kar karşılığı şimdilik 100,00.TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 08/06/2021 tarihli Islah dilekçesi ile; müvekkilinin uğradığı zarar ve mahrum kaldığı kar karşılığı olmak üzere talep ettikleri 100,00.TL’lik kısmında bilirkişi raporunda hesaplanan rakama göre fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile 1.043,82.TL tutarında ıslah talebinde bulunmuşlardır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın talep ettiği tutarların hepsinin belirlenebilir alacak olduğundan, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın 01/12/2014 tarihinde imzalanan ve her yıl aynı şartlarda yenilenen “Personel Taşıma Sözleşmesinin” 07/01/2017 tarihli bir fesih belgesi ile fesholduğunu belirtmiş ise de, gerek şirket kayıtları gerekse dava dosyasının incelenmesinde böyle bir belgeye taraflarınca rastlamadıklarını, davacının sözleşme gereğince edimini ifadan kaçındığını ve işi kendisinin bıraktığını, herhangi bir bildirim yapmaksızın işi bıraktığı tarihe kadar tüm alacaklarının kendisine ödendiğini, davacı tarafın iddia olunan haksız fesih nedeniyle uğradığı zarar ve mahrum kalınan kara ilişkin açıklama yapması gerektiğini belirterek, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … sayılı kararı ile; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin, araca … plaka alınmadığından bahisle davalı tarafından feshedildiği, taşıma sözleşmesinin 6/3. maddesi gereğince, … plaka ve uygunluk belgesinin alınması gerektiği, davacının da kabulünde olduğu üzere … plaka alınmadığı, bu durumun sözleşmenin feshi için haklı neden oluşturduğu, 01/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşmede bu hükmün yer aldığı, birer yıllık dönemler halinde sözleşmenin yenilendiği, önceki dönemlerde de … plakanın alınmadığı ve bu plaka olmadan hizmet alındığı ileri sürülmüş ise de bu hususun davacının … plaka alma yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, kaldı ki feshin haksız olduğu kabul edilse dahi sözleşmenin 12. maddesi gereğince hiçbir sebep göstermeden 30 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak suretiyle sözleşmenin her zaman feshedilebileceği, davacının bu süreye uymadığı kabul edilir ise en fazla 30 gün (07/01/2017- 07/02/2017) için tazminat isteyebileceği, ancak davacının 01/01/2017 tarihinde işini terk ettiği, sözleşmenin ise 07/01/2017 tarihinde feshedildiği, fatura bedelinin ise dava tarihinden önce ödendiği ve fatura alacakları için belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Dava dilekçesinde talep edilen 500,00.TL fatura bedeli yönünden, ödemenin davanın açıldığı gün ve fakat dava açılmadan 1 saat kadar önce banka hesabına havale edilerek yapıldığı, bu ödemeden davacının haberdar olmadığı, fatura bedelinden kaynaklanan alacak yönünden dava açılmasına davacının sebebiyet vermediği düşünülse dahi fatura alacağından dolayı belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebi ile; Taraflar arasında akdedilen sözleşmede de açıkça kararlaştırıldığını, iki taraftan biri hiçbir neden belirtmeden diğer tarafa 30 gün önceden yazılı olarak bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi feshedebileceğini, yine aynı şekilde bir taraf yükümlülüklerini yerine getirmez ise diğer taraf yazılı olarak uyaracağını ve aksaklığın giderilmesi için 7 günlük süre vereceğini, bu süre içerisinde sözleşmeye aykırılık giderilmez ise ancak o zaman sözleşmeyi fesih hakkı olacağını, davalı taraf müvekkiline göndermiş olduğu 07.01.2017 tarihli belge ile müvekkiline her hangi bir uyarı, ihtar ya da süre vermeden sözleşmeyi haksız ve usulsüz olarak fesih ettiğini, davalı tarafından müvekkili ile olan personel taşıma sözleşmesi, sözleşmeye aykırı olarak haksız bir şekilde sözleşmede belirtilen fesih şartlarına uyulmadan haksız ve usulsüz bir şekilde fesih edildiğini, davalı tarafından müvekkilden başka bir firma ile önce anlaşma sağlandığını, diğer firma ile anlaşma sağlandıktan sonra ise müvekkili ile olan personel taşıma sözleşmesi haksız ve usulsüz bir şekilde sona erdirildiğini, sözleşmenin yenilenme zamanı 01.12.2016 tarihi olduğunu, müvekkili ile taraflar arasındaki sözleşmenin devam edeceğine olan inancı ve güveni nedeniyle başka bir firma ila taşıma anlaşması imzalamadığını, bu konuda kendisine gelen teklifleri reddettiğini, başkaca bir iş almadığını, davalı tarafından haksız bir şekilde sözleşmenin feshedilmesi nedeni ile müvekkilinin sözleşme kapsamında kazanmayı umduğu kazançları elde edemediğini, sözleşmeye duyduğu güven nedeniyle başkalarıyla kurmaktan kaçındığı ilişkilerden elde edebileceği menfaatlerden de mahrum kaldığını, şirketlerin taşıma sözleşmesi yapmadığı bir dönemde davalı tarafça sözleşmesi sona erdirilen müvekkilin, açıkça zarara uğratıldığını, davalı tarafından müvekkilinin uğradığı bu zarar giderilmediğini, bu sebeplerle Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar Sayılı ilamının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle “Sözleşmeden Kaynaklı Alacak ve Sözleşmenin Haksız Feshi Nedeniyle Tazminat” davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin haksız olarak fesh edildiğini bu nedenle haksız fesih nedeniyle tazminat ve birikmiş alacaklarının ödenmesi talebiyle iş bu davayı açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddi talebinde bulunmuş olup, İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında 01.12.2014 tarihli Personel Taşıma Sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 6/3 maddesinde “taşıyıcı firmanın taşıma yapılacak olan araca ilişkin Adana Büyükşehir Belediyesi’ne başvurarak araca … plakası ve araç uygunluk belgesi alacağı ve bu belgelerin birer nüshasının iş sahibine teslim edileceğinin” belirtildiği, anılan sözleşmenin 6/7 maddesinde de “taşıyıcının bu sözleşme hükümlerinden herhangi birine aykırılığı halinde iş sahibinin sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih hakkının olduğunun” belirlendiği, Seyhan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevabına göre, davacının 01/01/2017 tarihinde işini terk ettiğini beyan ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.

Dosya kapsamında bulunan 07.01.2017 tarihli belgede; ” defalarca … plaka olmayan araçla taşıma yapılmaması gerektiği belirtilmesine rağmen herhangi bir düzeltme eğilimi bulunmadığından 07.01.2017 tarihi itibari ile çalışılmayacağının bildirildiği” anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile sözleşmenin fesih tarihine kadar taşıma hizmetlerinden kaynaklanan alacak ve haksız fesih nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş olup davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, sözleşmenin feshine kadar taşıma hizmetinden kaynaklı biriken alacağın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince bu gerekçe ile fatura alacakları için davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu analaşılmıştır.
Davacı vekilinin haksız fesih nedeniyle tazminat talebine ilişkin olarak taraflar arasında düzenlenen sözleşmede taşıma yapacak araçlara … plakası alınacağının belirtildiği, ayrıca sözleşmeye aykırılık halinde iş sahibinin tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh edebileceğinin yer aldığı, davacının … plakası almadığının tarafların kabulünde olduğu, davacının 01/01/2017 tarihinde işini terk ettiğini bildirdiği, bu durumda davalının 07/01/2017 tarihli belge ile taşımaya dair sözleşme ilişkisini sonlandırmasının sözleşmeye aykırı nitelikte olmadığı İlk derece Mahkemesince bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 24/05/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır