Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2059 E. 2022/195 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2059
KARAR NO : 2022/195
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

TALEP EDEN : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … tarih, … Değişik İş Esas ve … değişik iş karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’dan 01/09/2018 düzenleme, 01/11/2018 vade tarihli 77.000,00.TL bedelli bonodan dolayı alacaklı olduğunu ancak vadesi geldiği halde borcun ödenmediğini ileri sürerek borçlunun borcuna ve masraflarına yeter miktarda taşınır taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce … tarihli kararla %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
… vekili ihtiyati haciz kararına itiraz ederek, senedin 2014-2015 yıllarında alacaklının işlettiği bir kumarhanede kumar ve yasadışı bahis oynaması sebebi ile boş olarak imzalattırıldığını, müvekkilinin mevcut borcu ödemesine ve kendisine biz senedi yırttık attık denmesine rağmen yaklaşık 4 yıl sonra doldurularak işlem başlatıldığını, müvekkilinin senedin üzerindeki imzanın kendisine ait olup olmadığını hatırlamadığını, alacaklının ödememe protestosu düzenlemediğinden müvekkiline başvuru hakkını kaybettiğini belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi itiraz üzerine verdiği 14/07/2021 tarihli ek kararında özetle; ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin İİK 265. maddesinde sayıldığını, bunların “dayanılan sebepler, teminat ve yetki” hususları ile sınırlı olduğunu, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin dayandığı itiraz sebeplerinin İİK madde 265’te belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığını belirterek itirazın reddine karar vermiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili 03/08/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece itiraz eden tarafa tebligat yapmadan ve mürafaa gününü bildirmeden mürafaa yaptığını ve karar verdiğini, kendilerine nihai karar tebliğ edildiğinde mahkeme kalemine bu durumun sorulduğunu ve karşı taraf vekiline sehven 2 kez tebligat yapıldığını ve tebligatın unutulduğunu söylediklerini, sözlü beyanı alınmadan dosyada karar verildiğini ve bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin mal kaçırma gibi bir kastının olmadığını, ihtiyati haciz kararı alınmasına rağmen müvekkilin bankalarda bulunan mevduatlarını boşaltmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi 24/09/2021 tarihli kararında özetle, davalı vekili Av. …’ya yapılan ihtarnameye rağmen bir haftalık yasal süre içerisinde eksik istinaf karar harcının yatırılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 344/1. maddesi gereğince istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
İTİRAZ EDEN TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Taraflarına tebligat yapılmadan ve mürafaa günü bildirilmeden yokluklarında mürafaa yapılıp itirazları hakkında karar verildiğini, itiraz dilekçelerinin hiçbir yerinde müvekkilinin yurtdışında olduğundan ve sahte kaşeden bahsedilmediği halde itirazın reddi bu hususlardan bahsedildiğini, değişik iş talep dosyalarının UYAP sisteminden gözükmediğini, bu nedenle işlemleri takipte zorlandıklarını, evrak gönderme esnasında herhangi bir harç isteme söz konusu olmayınca başvurularının kabul edilip dosyanın istinaf incelenmesine gönderildiğini düşündüklerini, tebligatın teknolojik sıkıntılar nedeniyle geç öğrenildiğini, mahkemeye görüşmeye gittiklerinde sürenin geçtiğini öğrendiklerini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Talep, ilk derece mahkemesinin istinaf talebinin reddi kararının ve buradan hareketle ihtiyati hacze itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiği, bu karara karşı borçlu tarafından itiraz edildiği, mahkemece itirazın reddine dair verilen 14/07/2021 tarihli ek karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, mahkemece 24/09/2021 tarihli ek kararla bir haftalık yasal süre içerisinde eksik istinaf harcının ihtarnameye rağmen yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddedildiği, bu karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir. (Yargıtay 22.HD’sinin 2018/9340-2018/169917 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir )
İlk derece mahkemesince kanunda gösterilen usule uygun olarak hakim ve yazı işleri müdürü imzalarını içeren muhtıra düzenlemek yerine, tebligat parçası üzerine “ HMK’nın 366. maddesi yollamasıyla HMK 343-349 maddeleri gereğince başvuru harcı/tebliğ ve diğer giderlerinin hiç ödenmediği anlaşılmakla 59,30.TL istinaf karar harcı(maktu), 162,10.TL: istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 200,00.TL. istinaf posta giderinin tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması aksi halde istinaf talebinden vazgeçmiş sayılacağına karar verileceği ihtar ve tebliğ olunur.” şeklinde şerh düşülmesinin yasanın aradığı yönteme uygun olmadığı gibi muhtıranın hakim tarafından verildiği de kabul edilemeyecektir. Bu durumda usulüne uygun bir muhtıranın varlığından söz edilemez. ( Yargıtay 15.HD’sinin 2020/213-2021/4 ,Yargıtay 22.HD’sinin 2018/9340-2018/169917 EK sayılı ilamları benzer mahiyettedir.)
İlk derece mahkemesince kararı istinaf eden borçlu vekiline usulüne uygun hakim ve yazı işleri müdürü imzasını içeren muhtıra düzenlenmediğinden, bu nedenle usulüne uygun bir muhtıranın varlığından söz edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesinin yasal süre içerisinde istinaf harcının yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, itiraz eden vekilinin, ilk derece mahkemesinin istinaf talebinin reddine dair verilen 24/09/2021 tarihli ek kararına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin 24/09/2021 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilerek, mahkemenin 14/07/2021 tarihli ek kararına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 394/4.maddesinde; “İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda mahkemece borçlu vekilinin itirazı üzerine duruşma açılmasına karar verilmiş ise de, HMK’nın 394/4 maddesine göre itiraz eden vekiline duruşma günü bildirilip, duruşmaya gelmesi halinde beyanının alması ve itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, duruşma günü itiraz eden vekiline bildirilmeden yokluğunda duruşma yapılıp itiraz hakkında karar verilmesi yasanın amir hükmüne aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin, kendilerine duruşma günü bildirilmeden duruşma yapılıp itiraz hakkında karar verildiğine yönelik istinaf sebebi haklı olduğundan istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek, itiraz hakkında HMK’nın 394/4 maddesine göre gerekli işlemleri yapıp itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-İtiraz eden vekilinin Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş Esas, … değişik iş Karar sayılı dosyasından verilen 24/09/2021 ve 14/07/2021 tarihli kararlarına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Mahkemenin 24/09/2021 ve 14/07/2021 tarihli kararlarının KALDIRILMASINA,
3-İtiraz eden vekilinin sair istinaf sebeplerinin bu aşamadan incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-Dosyanın HMK’nın 394/4 maddesine göre gerekli işlemler yapıp itiraz hakkında bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30.TL istinaf karar harcının kararın talep halinde istinaf eden tarafa İADESİNE,
6-İtiraz eden tarafından istinaf için yapılan yargılama giderlerinin esas hüküm ile birlikte ilk derece mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
8-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından taraf lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
9-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 28/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır