Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2039 E. 2021/1482 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2039
KARAR NO : 2021/1482
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av…
Av. ….
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI :2- ….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
YAZIM TARİHİ : .

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve….. Esas,…. Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Erdemli 6. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi 14.09.2021 tarih…. EK sayılı kararı ile “…Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Mersin ilinin mülki sınırları,” olarak belirlenmesine karar verildiği…” gerekçesiyle davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 114/1-ç maddeleri uyarınca usulden reddine, dosyanın re’sen Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi … tarih …… EK sayılı kararı ile davanın açıldığı tarihte Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin uyuşmazlık bakımından görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir.
Bu yasal düzenlemeye paralel olarak görev ve kesin yetki halleri dava şartları arasında sayılmıştır (HMK m.114/1-c ve ç). Bir diğer ifade ile görev ve kesin yetkiye ilişkin koşullar yerine getirilmeden bir davanın esasına girilemez ve bu noktadaki eksiklik, istinaf ve temyiz de dahil olmak üzere yargılamanın her aşamasında dikkate alınır.
Somut uyuşmazlık bakımından öncelikle kanun hakim ve tabi hakim ilkelerinin açıklanması gerekli olup
Kanunî hâkim” veya “olağan hâkim” ilkesi de denen “tabiî hâkim (doğal yargıç)” ilkesi, biruyuşmazlık hakkında karar verecek olan hâkimin, o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olmasını öngören bir ilkedir. “Hâkim” terimi yerine “mahkeme” terimini koyarak söylersek, “tabiî mahkeme” veya “olağan mahkeme”, yargılanacak olayın meydana geldiği anda, o olayın yargılanması için kanunla kurulmuş mahkeme demektir. Kısacası, “tabiî mahkeme (olağan mahkeme)”, olaydan önce kurulmuş ve somut olay ile kuruluşu bakımından ilgisi olmayan mahkeme demektir. Bu mahkemenin hâkimine de “tabiî hâkim” denir. Buna göre, bir uyuşmazlık, ancak uyuşmazlığın doğumu anında görevli ve yetkili olan mahkeme tarafından yargılanabilecektir. Böylece tabiî hâkim ilkesiyle, uyuşmazlığın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla kurulacak bir mahkeme tarafından yargılanması yasaklanmakta, yani kişiye veya olaya özgü mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır.
1982 Anayasası, “tabiî hâkim” ilkesini “kanunî hâkim güvencesi” başlıklı 37’nci maddesinde şu şekilde düzenlemektedir: “Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz”. (Türk Anayasa Hukuku Sitesi Kemal Gözler)
Dava açmanın maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık sabit hale gelmesidir (perpetuatio fori). Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuç da mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.
Görev (ve kesin yetki) konusundaki genel ilkelere ilişkin kısa açıklamadan sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07.07.2021 gün ve 608 sayılı kararının hukuki mahiyeti konusuna da değinmek gerekir. 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul genel kurulunun görevleri arasındadır.
Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır. Nitekim Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından yargı çevresi belirlemesine ilişkin karar 07.07.2021 günü alınmış ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davalara ilişkindir. Karar tarihinden önce açılmış davaların devredileceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, dolayısıyla 01.09.2021 tarihinden önce 02.04.2019 tarihinde açılan bu davaya Erdemli 6.Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi tarafından bakılarak sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıdan açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.09.2021 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2)-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın HMK m. 353/1-a ve 362/1-g gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır