Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1902 E. 2023/1075 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1902
KARAR NO : 2023/1075
KARAR TARİHİ : 21/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2021
NUMARASI : 2021/… ESAS
DAVACI MÜTEVEFFA : … -…
VEKİLİ : Av. …
MİRASÇILAR :…

VEKİLİ :Av….
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
YAZIM TARİHİ : 21/11/2023

… 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih, 2021/… esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile; müvekkiline hile ve desise ile imzalatılan ve Adana 12.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasında takibe konulan senet nedeniyle müvekkilinin bütün mallarının haczedildiğini, … a’da bulunan taşınmazının satışa çıkarıldığını, taşınmazın satılması halinde müvekkilinin ileride telafisi mümkün olmayan zarara uğrayacağını, ayrıca taşınmazın sahte senetle elden çıkmış olacağını beyan ederek, taşınmaz üzerinde haciz baki kalmak kaydıyla satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen 08/09/2021 tarihli ara karar ile;” davanın icra takibinden sonra açıldığı, takibin satış aşamasına geldiği, İİK’nın 72.md. Gereğince takibin durdurulmasına karar verilmeyeceği, diğer taraftan iddiaya dayanak gösterilen delillerin HMK’nın 390/3 md. Kapsamında kanaat getirici nitelikte olmadığı gözetilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; takibe dayanak senet sahtecilik yoluyla elde edildiğini, soruşturma başlatıldığını, icrada taşınmazın satış aşamasına geldiği, telafisi mümkün olmayacak zarar doğacağını, taşınmaz üzerindeki haciz baki kalmak kaydıyla dava sonuna kadar satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan dilekçeleri ve dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, istinaf başvurusuna konu uyuşmazlık, mahkemece verilen 08/09/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava konusu bononun hile ve desise ile sahte olarak oluşturulduğu iddia edilerek, Adana 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı takibe dayanak olan bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyası kapsamında haczedilen taşınmazının satışının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece verilen 08/09/2021 tarihli ara kararla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı davacı vekili tarafından İstinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
2004 sayılı İİK’nın 72/3. fıkrasına göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Öte yandan takibe konu kambiyo senedinin soyut iddialarla sahteliğinin ve bedelsizliğinin iddia edilmesi, HMK’nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak kambiyo senedinin hiç bir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmektedir. Ayrıca belirtmek gerekirse; İcra ve iflas hukuku, icra ve iflas takiplerinin usul hukuku niteliğindedir. Bu hukuk dalının amacı, bir yandan takip alacaklısının alacağına kavuşması için borçlu veya üçüncü kişilerin çıkarabilecekleri zorlukları ortadan kaldırmak, diğer yandan kötüniyetli takiplere karşı takip borçlusunun kendisini korumasını sağlayacak hukuki çareler bulmak, bu arada takipten etkilenen üçüncü kişilerin menfaatlerini korumak, takip işlemlerinin yapılması sırasında insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesini önlemektir. İcra İflas hukukunun en önemli kaynağı İcra ve İflas Kanunu olup, bu Kanun, icra ve iflas takibinden, tahsile kadar uygulanması gereken usul hükümlerini düzenlemektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise, İcra ve İflas Kanunu’nda bir hüküm olmayan hallerde, ancak İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça gönderme olması (İİK 50, 68/a-4 gibi) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması (zorunlu dava arkadaşlığı) hallerinde uygulanabilir. Bu ilkeler ışığında HMK’nın 209/1. maddesinin ilamsız icra takiplerine etkisi değerlendirilmelidir. Bu maddeye göre “adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” Bu maddenin icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanunun’da bir hüküm bulunmamaktadır.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK’nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HMK’nun 209. maddesi uygulanamaz. İmza itirazı, İİK’nun 170/1. maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK. M. 170/2).
Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK’nin 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi durdurulabilir. Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası, Cumhuriyet Savcılığı’na aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davada kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. (HGK’nun 08/06/2016 tarih ve 2014/12-1128 Esas, 2016/774 Karar)
Somut olayda; menfi tespit davasına esas teşkil eden bononun sahte olarak düzenlendiği iddiasına dayalı olarak Adana C.Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış ise de, soruşturma dosyası kapsamında açılmış bir ceza davası ve sahte bono düzenlemekten dolayı verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 209/1. maddesi ile HMK 389 vd. maddeleri nazara alınarak, takibin tedbiren durdurularak, satışın önlenmesi için belirtilen şartların bulunmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 210,55.TL maktu istinaf karar harcının davacı vekilinden alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK. 333 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-İnceleme duruşmasız yapıldığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır