Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1796 E. 2022/188 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1796 – 2022/188
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1796
KARAR NO : 2022/188
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında imzalanan Nakit ve Gayrinakit Kredi Sözleşmesi’nden dolayı davalı borçlunun borcunu ödememesi üzerine hesabın kat edildiğini, gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen tanınan süre içerisinde borcun ödenmediğinden Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ve alacağın ipoteği aşan kısmı için Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından haciz yolu ile icra takibine başlanıldığını, Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ödeme emri tebliğ edilip takip kesinleştikten sonra haciz mahallinde şirket yetkilisi tarafından borca itiraz edilerek takibin usulsüz olduğundan bahisle Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, davanın kabul edildiğini ancak kararın henüz kesinleşmediğini, kararın bozulması ve itirazın süresinde olmadığının tespiti halinde buna ilişkin hakları sakla kalmak ve süresinde usulüne uygun bir itirazın varlığının taraflarınca kabulü anlamına gelmemek kaydıyla Adana 7. İcra Müdürlüğü’nce iş bu beyanın borca itiraz olarak değerlendirildiğinden itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmenin 48. maddesine göre banka defter ve kayıtlarının kesin delil mahiyetinde olduğunu, hesap kat ihtarnamesinden de anlaşılacağı üzere 08/10/2016, 08/11/2016 ve 08/12/2016 tarihli taksitlerin vadesinde ödenmeyip tüm borcun muaccel hale geldiğini, Yargıtay kararları uyarınca krediler kat edilmiş olmakla müvekkili bankanın alacağının muaccel olduğunu, takip öncesi Ceyhan İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından yapılan satış sonrası 21.815,47.TL’nin kredi borçlusunun hesabına yatırıldığını, talep edilen işlemiş ve işleyecek faiz tutarı ile faiz oranının 818 sayılı B.K 19.(Yeni B.K. 26.) maddesi ile eski ve yeni TTK M.8 gereği yasaya uygun olup, sözleşme hükümlerine göre tespit edildiğinden yasa ve sözleşmeye de aykırılık bulunmadığından, eski ve yeni TTK’nun 8. maddesi ile ticari işlerde faiz miktarının serbestçe kararlaştırılacağına hükmedildiğini, talep edilen % 27,00 oranındaki temerrüt faizinin ve faize talep edilen %5 gider vergisinin 6802 sayılı Gider Vergisi Kanunu’nun 28. maddesi gereği olduğunu, davalı borçlunun kredi sözleşmesi ile gayri nakit alacakları talep halinde depo etmeyi taahhüt etmiş olduğundan gayri nakit alacakların deposunu talep etmesinin de sözleşemeye ve yasaya uygun olduğunu, müvekkili bankanın faizli alacağının ipotek limitini aştığını, bu nedenlerle davalı borçlunun mal varlıklarını eksilterek müvekkili bankayı zarara uğratma ihtimali mevcut olduğundan 10.000.000,00.TL ipotekle teminat altına alınan kısım çıktıktan sonra 6.173.902,64.TL nakit alacağın ve ilaveten 48 adet çek yaprağı için bankaca ödenmesi garanti edilen 59.170,00.TL’nin ve halen mer’i olan teminat mektubu bedeli olan 50.000,00.TL’nin nakdi teminat olarak depo edilmek üzere toplam 6.283.072,64.TL’nin tahsili için davalı borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile; tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde hesap kat ihtarına konu 26/12/2016 tarihli ihtarnamede toplam nakdi borç miktarının 8.982.067,01.TL olduğunun tespit edildiği, bu alacağın tamamı ipotekle teminat altına alındığı, bu tarihten sonraki faiz ve ferilerinin hesaplanması için taraflar arasındaki sözleşmede bulunan akdi faiz oranı, temerrüt faiz oranının ve davalının hangi tarihte temerrüde düştüğünün tespitinden sonra yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu ancak ipotekle teminat altına alınan miktar üzerindeki alacak miktarı tespit edilebileceğinden, ayrıca Yargıtay HGK’nun 27/12/2007 gün, 2016/1 E. ve 2017/6 K. Sayılı kararı gereğince, İİK’nun 257. maddesindeki şartlar çerçevesinde sadece para alacakları için ihtiyati haciz talep edilebileceği öngörülmüş olup, teminat alacakları için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden, alacaklı vekilinin nakdi ve gayrinakdi alacak yönünden ihtiyati haciz talebinin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haczin reddi kararının yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan krediler nedeniyle müvekkili bankanın alacaklı olduğunu, alacağın tamamının ipotekle teminat altına alındığını, ihtarname sonrası alacak miktarının ancak bilirkişi tarafından hesaplanacağı gerekçesinin gerçek dışı olduğunu, müvekkili bankanın faizli alacağının ipotek limitini aşmış olup faiz alacağının ne şekilde hesaplandığının dava konusu icra takip talebinde denetime imkan verecek şekilde açıkça gösterildiğini, müvekkili bankanın gayrinakit alacağına ilişkinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğinin tartışmasız olduğunu bu nedenlerle mahkemece verilen ihtiyati haczin reddi kararının kaldırılarak talep gibi karar verilmesini talep etmiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekilince açılan itirazın iptali davasında nakit ve gayri nakit alacaklar bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince gayri nakit alacaklar bakımından ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, ayrıca hesap kat ihtarnamesine konu borcun tamamının ipotek ile teminat altına alındığından bahisle şartları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin koşulları sayılmıştır. 2004 sayılı İİK’nın 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterli olduğu gibi, borçlunun gerçek kişi veya tüzel kişi olması şeklinde bir ayrım da söz konusu değildir.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Yasa’nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesi uyarınca da, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Belirtilen yasa maddeleri uyarınca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koşullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun …-… EK sayılı kararında belirtildiği üzere teminat alacakları için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden alacaklı vekilinin bu talebe yönelik istinafı yerinde görülmemiştir
Borcun rehin ile teminat altına alındığı davacı banka vekilinin kabulünde olup, çözümlenmesi gereken sorun hesap kat takip tarihinden sonra borcun arttığı ve artan bu kısım bakımından alacağın rehin ile karşılanamayacak kısmı için ihtiyati haciz kararı verilip verilmeyeceği noktasındadır.
Dava konusu kredilere ilişkin alacağın rehin ile teminat altına alındığı, hesap kat tarihi itibariyle rehnin borcu karşıladığı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipler sonuçlandırılıp rehin açığı belgesi alınmadan sonradan alacak miktarının işlemiş faiz ve masraflar nedeniyle arrttığından bahisle ihtiyati haciz talebinde bulunulamayacağından ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır
Yukarında açıklanan nedenlerle alacaklı istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şeklide kurulması uygun görülmüştür.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 59,30.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 330. Maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak 24/02/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır