Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1707 E. 2022/254 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1707
KARAR NO : 2022/254
KARAR TARİHİ : 07/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … ESAS
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … -…- …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … esas sayılı ara kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalının evli olduğunu ancak 2015 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını ve kararın kesinleştiğini, davalı tarafla hiçbir suretle bir araya gelmediklerini, boşanma ilamında herhangi bir şekilde tazminata hükmedilmediğini, müvekkilinin davalı tarafa borçlu olacağı herhangi bir edimde bulunmadığını, davalı tarafından müvekkili adına dava konusu olan icra takibindeki bono imza müvekkiline ait olmamasına rağmen haksız ve kötü niyetli olarak dava konusu bononun düzenlendiğini, sahte imzalı bonoya ilişkin icra takibi başlatıldığını, takibe konu edilen 20/04/2020 tanzim, 10/06/2020 ödeme tarihli senet üzerinde imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu hususta Nevşehir Hacıbektaş Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, senedin sahteliği sebebiyle teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden ve senedin sahte olduğu hususunda yaklaşık ispat ölçüsünde delil sunulmadığından takibin durdurulması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin icra takibine konu senetteki yazı ve müvekkili borçlu imzasının sahteliği iddiasıyla menfi tespit davası açıldığını, HMK’nın 209/1 maddesi gereği teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, HMK’nın 209/1.maddesine göre daha özel hüküm niteliğindeki İİK’nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davasında ancak somut olayın koşullarına göre anılan maddenin 72/2. ve 3. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbire karar verilebileceğini, davalı alacaklı hakkında takibe konu bono nedeni ile dolandırıcılık suçundan soruşturmanın devam etmesine göre, HMK’nun 209. Maddesi gereğince tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit davası olup, talep, takibin durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına yöneliktir.
Davacı tarafından, davaya konu olan bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı, bononun sahte olarak oluşturulduğu gerekçesi ile başlatılmış ceza soruşturması bulunduğu iddia edilerek, bonoya dayalı olarak başlatılmış icra takibinin teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyatı tedbir talebinde bulunulmuş, mahkemece verilen … tarihli ara karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nun 72/3. fıkrasına göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Öte yandan takibe konu kambiyo senedinin soyut iddialarla sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak kambiyo senedinin hiç bir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmektedir. Ayrıca belirtmek gerekirse; İcra ve iflas hukuku, icra ve iflas takiplerinin usul hukuku niteliğindedir. Bu hukuk dalının amacı, bir yandan takip alacaklısının alacağına kavuşması için borçlu veya üçüncü kişilerin çıkarabilecekleri zorlukları ortadan kaldırmak, diğer yandan kötüniyetli takiplere karşı takip borçlusunun kendisini korumasını sağlayacak hukuki çareler bulmak, bu arada takipten etkilenen üçüncü kişilerin menfaatlerini korumak, takip işlemlerinin yapılması sırasında insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesini önlemektir. İcra iflas hukukunun en önemli kaynağı İcra ve İflas Kanunu olup, bu Kanun, icra ve iflas takibinden, tahsile kadar uygulanması gereken usul hükümlerini düzenlemektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise, İcra ve İflas Kanunu’nda bir hüküm olmayan hallerde, ancak İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça gönderme olması (İİK 50, 68/a-4 gibi) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması (zorunlu dava arkadaşlığı) hallerinde uygulanabilir. Bu ilkeler ışığında HMK’nın 209/1. maddesinin ilamsız icra takiplerine etkisi değerlendirilmelidir. Bu maddeye göre “adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” Bu maddenin icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmamaktadır.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK’nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HMK’nun 209. maddesi uygulanamaz. İmza itirazı, İİK’nun 170/1. maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK. M. 170/2).
Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK’nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi durdurulabilir. Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası, Cumhuriyet Savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davada kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. (HGK’nın 08/06/2016 tarih ve 2014/12-1128 Esas, 2016/774 Karar)
Somut olayda; menfi tespit davasına esas teşkil eden bononun sahte olarak düzenlendiği iddiasına dayalı olarak Nevşehir Hacıbektaş C.Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış ise de, soruşturma dosyası kapsamında açılmış bir ceza davası ve sahte bono düzenlemekten dolayı verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 209/1. maddesi ile HMK 389 vd. maddeleri nazara alarak, takibin tedbiren durdurulması için belirtilen şartların bulunmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince davacının ilk derece mahkemesinin ara kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından talep eden lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi. 07/03/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır