Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1457 E. 2021/1356 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1457
KARAR NO : 2021/1356
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
KARAR NO : … ESAS
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin 2011 yılının sonunda Hartford marka makineyi davacı şirket müdürü olan … adlı şahıs aracılığıyla Adana 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra yoluyla satın aldığını, … tarafından alınan aracın depo olarak kullanılan adrese götürüldüğünü, makinenin bu adreste davacı şirket tarafından kullanılmaya başlandığını, kısa bir süre sonra …’nun davacı şirketten ayrılmaya karar verdiğini, … tarihinde hisselerini devrettiğini ve şirketteki ortaklığının sona erdiğini, …’nun şirketten ayrılırken davacı şirketin depo olarak kullandığı adreste yeni bir şirket kurmak istediğini ve makineyi de davacı şirketin adresine göndereceğini belirttiğini, şirketin deposunun …’ya bırakıldığını ancak makinenin şirketin adresine gönderilmediğini, bunun üzerine Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve makinenin davacı şirkete teslimine karar verildiğini, …’nun şirketten ayrıldıktan sonra yeni bir şirket kurduğunu, söz konusu makinenin 2014 yılından beri bu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak kullanıldığını, kesinleşme mahkeme kararına rağmen davalı şirkete teslim etmediğini, Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile söz konusu makineyi davacı şirkete teslim etmiş gibi göstermeye çalıştığını ancak teslim edilmediğini belirterek davanın kabulüne, dava kesinleşinceye kadar davalının taşınır ve taşınmaz mallarını kaçırmasının önüne geçmek amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas sayılı ara kararı ile; davacının, davalının mal gizleyeceği, kaçıracağı yada kendisinin kaçacağı yada alacak haklarını ihlal edecek yönünde somut bir delilin dava dilekçesinde bulunmadığı, söz konusu alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ve İİK’nın 257. madde gereğince ihtiyati haciz şartları oluşmadığı gözetilerek tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece verilen ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu şöyle ki, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı kesinleşen kararındaki hükmün öncelikle para alacağına ilişkin değil davacı şirkete ait olduğu tespit edilen makinenin davacı şirkete teslimine ilişkin olduğunu, terditli olarak açılan davada ilk olarak talep edilen makinenin davacı şirkete teslimine karar verilmesi olmuş ve adı geçen dosya ile de bu talebin kabul edildiğini, söz konusu makinenin teslimine dair ilamın Adana 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, ancak söz konusu o dosyada borçlu olan …’nun makinenin teslimine engel olmak adına teminat yatırarak kesinleşmiş mahkeme ilamına dayanan icra emrinin iptalini talep etmiş İcra Hukuk Mahkemesince de herhangi bir duruşma yapılmadan dosya üzerinden eksik inceleme sonucu takibin durdurulduğunu, kararı istinaf etmeleri üzerine yerel mahkemenin icra emrinin iptaline dair kararın bozulduğunu, 2021 yılının Haziran ayında duruşması görülecek, makinenin teslimine dair takibin o ay itibarıyla devam edebileceğini, o tarihe kadar davalı şirketin makineyi halen kullanıyor olması ve bundan kazanç sağlaması ayrıca dava konusu yapılacağını, burada önemli olan noktanın Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi7nin … Esas sayılı kesinleşen dosyasında talep edilenin öncelikle makinenin teslimine ilişkin ve hükmün de bu şekilde kurulmuş olduğunu, söz konusu makinenin parasını verelim makineyi vermeyelim gibi bir anlayışı da kabul etmenin mümkün olmadığını, huzurdaki dava öncesi açılmış ve yargılaması yapılmış davacı şirketin taraf olduğu davalarda söz konusu makinenin davacı şirkete ait olduğunun defalarca ispatlandığını, bu nedenle işbu dava konusunun başından beri kötü niyetli olarak hareket eden davalı şirketin, TMK madde 995 uyarınca davacı şirkete ait bir malı kullanmasından dolayı ödemekle yükümlü olduğu tazminata ilişkin olup bu nedenle mahkemenin tahsil edildiğini iddia ettiği alacağın neye göre, nasıl tahsil edildiğini anlayabilmenin mümkün olmadığını, işbu dava açıldıktan sonra mahkemenin tensip zaptını ve dava dilekçesini tebliğ etmesi üzerine davalı şirketin kapatıldığı bu nedenle tebligatın yapılamadığının belirtildiğini, ne tesadüftür ki yıllarca kapatılmayan şirketin davanın açılmasıyla birlikte kapandığını iddia etmiş olduğu, davalı şirketin arabuluculuk toplantısına, arabuluculuk toplantısına katılmamanın sonuçlarını bertaraf etmek için katılmışken hemen akabinde dav aşamasında sözde kapatıldığını ancak şirketin kapandığına dair ticaret sicilde herhangi bir ilan mevcut olmadığını, bu kadar delil varken mahkemenin delil olmadığını belirmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Tazminat” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının davacıya ait makinayı haksız olarak kullandığından bahisle tazminat talebinde bulunduğu ve alacaklarını teminen davalının taşınır ve taşınmaz varlığı üzerine ihtiyati tedbir ya da ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği ilk derece mahkemesince tedbir talebinin ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilince iş bu ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 389/1 maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Davalının mal varlığının taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılarak ihtiyati tedbirin reddine dair ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. Maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Somut dosyamızda davacı vekili, davalının davacıya ait makinayı kullandığından bahisle alacak talebinde bulunduğu, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği tüm bu durumlar karşısında muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeeği anlaşılarak ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrası aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekili tarafından Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas sayılı ara kararına ilişkin yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır