Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/144 E. 2023/921 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/144
KARAR NO : 2023/921
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1 -… – …
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI : 2 -… –
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

BİRLEŞEN
ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS SAYILI DOSYASI

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1 -… – …
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI : 2 -… –
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/10/2023
YAZIM TARİHİ : 30/10/2023

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi ile davalı arasında servis hizmeti hususunda sözleşme yapıldığını, yapılan bu sözleşmede taraf olarak yer alan … A.Ş.’nin unvan değişikliğine giderek sözleşmenin … Servis A.Ş.’ye devredildiğini, sözleşmenin 5/4. maddesi gereğince taşıma bedellerine ait faturaların faturayı takip eden ayın sonunda taşımacıya ödeneceğini, ancak davalı şirket tarafından birtakım haksız gerekçeler ileri sürülerek taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin 20/06/2015 tarihinde tebliğ edilen Adana 9. Noterliği’nin … yevmiye ve 25/06/2015 tarihli ihtarnamesi ile bildirildiğini, sözleşmenin feshi konusunda tarafların ihtilaflı olduğunu, buna karşın eldeki dava ile talep edilen miktarın zaten 2015/Haziran ayı hizmet bedeline ilişkin olup bu aya ilişkin müvekkili tarafından davalıya hizmet verildiğini ve fatura bedeli olan miktarın tahakkuk ettirildiğini, iş bu faturaya dair BA ve BS formlarının davalı firma tarafından imzalanarak VUK gereğince gerekli resmi dairelere bildirildiğini, ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak itiraz üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirkete hiçbir borcu olmadığını beyan eden davalı tarafın sunmuş olduğu itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının borcunu ödemediğini belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin dava dosyasında davacı vekili özetle; müvekkili şirketi ile davalı arasında servis hizmeti hususunda sözleşme yapıldığını, bu sözleşme gereği taşıma bedellerine ait faturaların, fatura tarihini takip eden ayın sonunda taşımacıya ödeneceğini, 2015/Mayıs ayı servis araçları hizmetleri için genel toplam 260.825,80.TL üzerinden fatura kesilmesi için davalı şirket tarafından elektronik ileti gönderildiğini, müvekkilinin buna istinaden 260.825,80.TL + %8 oranında KDV dahil olmak üzere toplam 271.258,83.TL üzerinden fatura düzenlediğini, ancak davalı tarafından bir takım haksız gerekçeler ileri sürülerek taraflar arasındaki sözleşmenin 20/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedildiğinin ihtarname ile bildirildiğini, müvekkili şirkete de herhangi bir borcun olmadığının beyan edildiğini, oysaki toplam 271.258,83.TL tutarlı fatura bedelinin davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Adana 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasından önce 30.07.2015 tarihinde tarafları ve dayanağı aynı olan Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyasında davacı şirket aleyhine cezai şart alacağı davası açıldığını, iş bu dava açılmadan önce müvekkili tarafından davacı şirkete gönderilen Adana 9. Noterliği’nin 26.06.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ilgili sözleşmenin cezai şart hükümleri gereği 2015 mayıs ayı dahil olmak üzere doğmuş ve doğacak tüm hak ediş ve alacakların mahsup edileceği hususunun ihtaren bildirildiğini, takas/mahsup talebinin karşı tarafa ulaştıktan sonra alacak talebinde bulunulamayacağını, takas def’inin dikkate alınarak davanın reddine, ayrıca davacı aleyhine dava konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; bilirkişi raporunda, davalı şirketin yasal defterlerin 213 sayılı VUK’nin 221-222-223-224-225 sayılı maddelerinde belirlenen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdiklerinin yaptırıldığını, davacı tarafından davalı şirket aleyhine Adana 14. İcra Dairesi ‘nin … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan 129.675,83.TL’lik takip alacağından dolayı davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (30/09/2015) 129.685,83.TL asıl alacağının olduğunu ve davacı tarafın bu alacağı için takip tarihine kadar faiz talep etmediğinden takip tarihinden itibaren faiz talebinde bulunması sonucu talebe bağlı kalınarak davacının davalıdan takip tarihi itibari ile bu takip dosyasından dolayı faiz alacağının olmayacağının belirtildiğini, rapor hükme esas alınarak ayrıca Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda birleşen… esas sayılı dava dosyası yönünden cezai şart alacağına ilişkin davanın reddine karar verildiğinden davalının takas mahsup talebinin değerlendirilmesi şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile asıl dava yönünden davanın kabulü ile, davalının Adana 14.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına itirazının iptali ile takibin, takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, alacak likid alacak niteliğinde olduğundan alacağın %20’si oranında (25.935,16.TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden; bilirkişi raporunda ,davacı tarafından davalı aleyhine Adana 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan takip alacağından dolayı takip tarihi itibari ile (07/07/2015) davacı şirketin davalıdan 271.258,83.TL asıl alacağının olduğunu ve bu asıl alacaktan dolayı takip tarihine kadar yasal faiz talep edildiğinden temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyecek yasal faiz hesabının da 401,31.TL olarak hesaplandığı, ayrıca Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davalı tarafından takas mahsup talebine konu edilen cezai şart alacağına ilişkin davanın red edilmiş olması karşısında mahkemece davalının takas/mahsup talebinin değerlendirilmesinin mümkün olmadığının kabul edildiği, birleşen Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile davalının Adana 11.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına itirazının iptali ile takibin, takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, alacak likid olduğundan alacağın %20’si oranında 54.332,02.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan sözleşmeyi haklı nedenle feshederek cezai şart hükümleri gereği davacının davalı şirketten doğmuş ve doğacak tüm hakediş ve alacaklarının mahsup edileceğinin ihtar edildiğini, takas def’inde bulunulmasına rağmen davacının Adana 14. İcra Dairesi’nin … esas sayılı ve Adana 11. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyaları ile 2015/Mayıs-Haziran aylarının servis hizmet alacağına ilişkin faturaya dayalı ilamsız icra takibinin başlattığını, 23/05/2019 tarihli celsede alınan ara karar gereğince davalının takas definin olması ve çekişmeli alacaklara ilişkin takas definde bulunulabilecek olması gözetilerek Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı menfi tespit dosyasının sonucunun beklenilmesine karar verilerek bekletici mesele yapıldığını, ancak gerekçeli kararda cezai şart alacağına ilişkin davanın reddedildiğini, bu nedenle takas taleplerinin değerlendirmesinin mümkün olmadığına karar verildiğini, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı asıl dava olan menfi tespit davası yönünden ise davacının davalı tarafından düzenlenen fatura nedeni ile davalıya borçlu olmadığına karar verildiğini, bu nedenle birleşen cezai şart alacağına ilişkin davanın da reddine karar verildiğini, kararın istinafa gönderildiğini, dosyanın bekletici mesele yapılmasına rağmen dosyanın istinaftan dönüşü beklenmeden karar verildiğini, dosya hükmünün kesinleşmesi halinde takas definin şartlarının değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı karar verildiğini, takas defini cevap dilekçesinde ileri sürdüklerini, ancak yerel mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından yerel mahkemece birleşen … esas sayılı dosyası yönünden davalı … Servis A.Ş.’nin taraflar arasındaki öğrenci ve personel taşıma sözleşmesini haklı olarak feshettiğini kabul ederek davacının haksız fesih nedeni ile kar mahrumiyetinin tazminine ilişkin davasının reddine karar verildiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde yargılamayı gerektirmesi sebebi ile kötü niyetli olmadıklarının kabulünün gerekeceğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde bir karar olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Gerek esas dava, gerekse birleşen dava, faturaya dayalı yapılan icra takibinde davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine istinaden Mayıs ve Haziran 2015 aylarına ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle davalı aleyhine Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve Adana 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları ile takip başlatmış, davalının itirazı üzerine duran takiplerin devamı için eldeki davalar açılmış, davalı taraf da davacıdan cezai şart alacağı bulunduğu gerekçesiyle takas definde bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda gerek esas dosyada gerekse birleşen dosyada davanın kabulüne karar verilmiş olup, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı vekili tarafından takas talebinde bulunulduğu, bu taleplerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilmediği hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesinde takasın koşulları düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre;
“İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.
Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.
Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası, ancak takas edilebileceği anda henüz zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.”
Maddeden de anlaşılacağı üzere takasın söz konusu olabilmesi için iki tarafın karşılıklı olarak birbirinden alacaklı olması gerekir. Alacak ve borç karşılıklı değilse veya iki kişi arasındaki borç ilişkisinin dışında kalan kişilerden olan alacaklar ya da borçlar takasa konu olamaz. Ayrıca takas için yalnız borçlularda değil, borçlarda da karşılıklılık bulunmalıdır. Ancak aynı nitelikteki cins veya özdeş edimlerin takası mümkündür. Takas için aranan üçüncü koşul ise kural olarak her iki borcun muaccel (ifasının istenebilir) olması gerekir. Dördüncü koşul ise tarafların alacak ve borçlarının geçerli ve ifa edilebilir olması gerekmektedir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1,3. Baskı, Temmuz 2013, s. 920-925).
Taraflardan birinin alacağı muaccel olduğu hâlde karşı tarafa olan borcu için bir vadeden yararlanıyorsa bu alacak talep edildiğinde diğer taraf henüz muaccel olmayan kendi alacağını takas olarak ileri süremez (Uygur, s. 925).
Yenilik doğuran bir hak olan takas, davadan önce ve dava sırasında alacak sahiplerinden her biri tarafından ileri sürüleceği gibi bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Diğer bir anlatımla takas talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp savunma olarak da ileri sürülmesi olanaklıdır. İlke olarak takas def’î de diğer def’îler gibi süresinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir.
Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Aksi hâlde takastan kurtulmak isteyen borçlu hemen bir ihtilaf çıkartarak amacına ulaşabilir. Öte yandan ihtilaflı alacağın takas edilebilir olduğunu söylemekle de takasın ortaya konulması ile ihtilafın alacaklı lehine hâlledilmiş olduğu anlamı çıkmamalıdır. Sonuçta hâkim anlaşmazlığı çözerek sonucuna göre takas def’î talebini red veya kabul edecektir.
Davalı vekili her ne kadar takas talebinde bulunmuş ise de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesinin 1. fıkrası, “her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir” hükmünü içermektedir. Ancak, hükmün ifadesinin aksine, takasın yapılabilmesi için her iki alacağın muaccel olmasına gerek yoktur. Takas beyanında bulunan kişinin alacağının (takas alacağının) muaccel, karşı tarafın alacağının (esas alacağın) ise ifa edilebilir olması yeterlidir. Zira takas beyanında bulunacak kişi, kural olarak kendi borcunu vaktinde önce ifa edebiliyor ise, borcunu vaktinden önce takas ile sona erdirebilmesi doğaldır. Bu bakımdan, TBK m. 139/1 hükmündeki, takası her iki borcun muacceliyeti şartına bağlayan ifade tarzı isabetli sayılamaz. İki alacaktan biri muaccel, diğeri ifa edilebilir olduğu takdirde, sadece alacağı muaccel olan taraf, takas beyan edebilir. (Karamercan, Fatih, Türk Borçlar Hukukunda Takas, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 5, Bahar 2018, s.282,283, Aral, Fahrettin, Türk Borçlar Hukukunda Takas, Yetkin Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2010, s.65, • Tekben, Tuğçe, “Takasın Hüküm ve Sonuçları”, YÜHFD, Cilt: 8, Sayı: 1, 2011, s.322 vd.)
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, takip dayanağı faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup, takas definde bulunan davalının muaccel bir alacağının da bulunmadığı, nitekim Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasında davalı tarafından talep edilen cezai şart alacağına ilişkin davanın reddedildiği, neticede inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararına karşı davalı birleşen dosyada davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 27.415,26.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 6.855,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 20.560,26.TL harcın davalı birleşen dosya davalısından alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davalı birleşen dosyada davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı birleşen dosyada davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nin 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda oy birliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 30/10/2023 tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır