Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1408 E. 2021/1230 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1408
KARAR NO : 2021/1230
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : İtirazın İptali (Sözleşmeye Bağlı)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalının adi sözleşmeye bağlı olarak davalının borçlandığını, davacı kurumun, davalının kurumu olan … Yetkili Tüp Bayiliği’ne ilişkin olarak yetkili tali bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme hükümlerine uymadığı gibi normal bir kağıdın üzerine 40.000,00. davacı kuruma borçlandığını ve şahsi adına ayrıca da beyan ettiğini, bu beyana karşı yazılı ikrarına ilişkin ve ilgili kurumu zarara uğratmasından kaynaklı olarak icra takibi başlatıldığını, icra dairesindeki itiraz dilekçesinde borcu ödediğini, davacı kurumun şahsi aracının üzerindeki şerhin kaldırılmasını beyan ettiğini, itiraz dilekçesininde usule uygun olmadığını, borca, takibe, faize, imzaya itiraz etmediğini ve takibin durdurulmasının yasaya aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerden dolayı borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen adi kanuni faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin Tüpgaz bayii olarak faaliyet gösterdiği iş yerinde davacının ürünlerini satmak için bayilik sözleşmesi imzaladığını, bayilik sözleşmesi şartlarına uygun olarak bir kaç yıl ticari ilişkisinin sorunsuz devam ettiğini, sonraki dönemlerde davacı şirket tarafından aynı bölgede dağıtım yapan diğer Tüpgaz şirketleri ile rekabet edemeyecek oranlarda pahalı ürünler satması nedeniyle müvekkilinin ısrar ve sürekli görüşmelerine rağmen fiyat güncellemesi yapılmadığını ve bu nedenle şirket ile sorunlar yaşanmaya başladığını, müvekkilinin herhangi bir borcu olmamasına rağmen haksız olarak para almaya çalışıldığını, müvekkilinin beyanı dışında itiraz dilekçesinde belirttiği gibi herhangi bir borcu bulunmadığını, kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile; eldeki davanın incelenmesinde, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, davacının tüzel kişi tacir davalının ise getirtilen vergi kayıtlarına ve Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre 213 sayılı VUK’un 177 maddesi uyarınca tacir sıfatına haiz olduğu ve davanın ticari nitelikte dava olduğu, dosya kapsamı birlikte olarak değerlendirilmesi sonucunda dava tarihi olan ….. tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesine göre, itirazın iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı tarafça arabuluculuk kurumuna başvurulmaksızın doğrudan doğruya eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 114/2. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükümleri gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğini, kararın dayanaksız ve hukuksuz şekilde usulsüz olarak verildiğini, süre yönünden arabuluculuk müessesine başvurma zarureti hasıl olsa dahi sürelerin yetersiz olduğunu, söz konusu dosyanın davanın esasına girilmeden dava şartı yokluğundan reddedildiğini, davanın süreler yönünden müvekkilini mağdur etmiş olup yine başka mahkemede açılan dava döneminde arabuluculuk şartının da ayrıca bulunmadığını, mahkeme kararı yasal sınırları açısından hatalı ve kanuna aykırı olarak verilmiş olup dosya içeriğinden de anlaşılacağı üzere müvekkiline ve kendilerine yerel mahkemece dava şartını tamamlamaları için 1 haftalık süre verdiğini, iş bu süre zarfında yasal dava şartını tamamlamaları mümkün olmadığı gibi davanın konusuz kalmasına ve dava tarafın mağdur olmasına sebebiyet verileceğini, tüm bu şartlar gereği ilgili kararın yasaya ve hukuka alenen aykırı olmasından dolayı itirazlar neticesinde mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. ,… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Sözleşmeye Bağlı)
” talebine ilişkindir.
Davacı tarafından ilk derece mahkemesine sunulan … tarihli dava dilekçesi ile adi sözleşmeye bağlı olarak açılan icra takibine yönelik itirazın iptali talep edilmiş, mahkemece, davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. Maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere yapılmıştır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, İlk Derece Mahkemesince 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile değişik TTK’nun 5/A maddesi hükümlerine göre, itirazın iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı tarafça arabuluculuk kurumuna başvurulmaksızın doğrudan doğruya eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediğiden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde oluşturulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, …. Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-1maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/11/2021 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır