Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1394 E. 2022/974 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1394 – 2022/974
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1394
KARAR NO : 2022/974
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2021
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVANIN KONUSU : Alacak (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
YAZIM TARİHİ :

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2021 tarih, … esas ve … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAF VEKİLLERİNİN BEYANLARI :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile konkordato talepli dava açıldığını, açılan davaya müvekkili banka tarafından müdahillik dilekçesi sunulduğunu ve alacaklarının bildirildiğini, ancak alacaklarının yasa gereği kesin mühlet süresi içerisinde mahkemeye üstelik Konkordato komiserlerine iletilmek üzere bildirilmesine rağmen ve alacaklarının dayanağı tüm belgeler dosyada mevcut olmasına rağmen Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E … K sayılı 16/03/2020 tarihli kararıyla nisaplara dahil edilecek çekişmeli alacak tespit davası sonucu itiraz edilmeyen kesin karar ile 80.892,21.TL olarak konkordato nisaplarına dahil edildiğini, ancak söz konusu dosyada düzenlenen bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, kararın dosya üzerinden kesin olarak verildiğinden itiraz etme haklarının olmadığını, konkordato tasdik kararının taraflarınca da istinafa taşınmış olup davanın derdest olduğunu belirterek müvekkilinin kabul edilmeyen alacağının tespiti ile konkordato projesi kapsamında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline ve konkordato komiserine beyan ettiği alacak bildiriminin farklı olduğunu, banka kayıtlarının sağlıklı olmadığını, farkın davacının alacağa faiz işletmemesi gerekirken fahiş faiz işletmesinden kaynaklandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacının geçici mühletten sonra toplam 241.495,20.TL davalıdan tahsilat yaptığı, davacının alacağından geçici mühlet tarihinden sonra yapılan tahsilatlar düşüldüğünde davacının 322.105,05-241.495,20=80.609,85.TL alacağı bulunduğu, mahkemenin … E sayılı dosyasında talep tarihi itibariyle davacının 80.892,21.TL alacaklı olduğu tespit edildiği ve bu miktar üzerinden davacının alacağının tasdik edildiği, sonuç olarak geçici mühlet tarihi itibariyle davacının adi alacağının 80.609,85.TL olduğu ve davacının bu miktardan fazla alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bu dosyada alınan rapor ile konkordato komiserin raporunun farklı olduğu, konkordato komiserinin eksik ve hatalı hesapladığının ortaya çıktığını, miktarın değişmesinin gerektiğini, raporda sadece geçici mühlet tarihi itibari ile hesaplama yapıldığını, alacak bildirim tarihi olan 17/09/2019 tarihine göre hesaplama yapılmadığını, teknik hesaplama yapılması gerekirken, doğrudan eksik rapora göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, rapora karşı davalı vekilinin dahi sonuç kısmının açık olmadığın yönünde beyanda bulunduğunu, sadece geçici mühlet tarihi itibari ile alacak tespitinin yapıldığını, ancak 17/09/2019 tarihi itibari ile alacak tutarının tespit edilmediğini, hesap katı ile geçici mühlet tarihlerinin aynı olduğu, kata kadar akdi faiz işleterek ana paraya eklediklerini, taleplerinde usule aykırılık bulunmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, İİK’nin 308/b maddesine dayalı çekişmeli alacak istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda davacı yan, alacaklarının konkordato tasdiki davasında eksik hesaplandığını, kabul edilen miktardan fazla olduğunu iddia etmiş, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu esas alınıp dava reddedilmiştir. Davacı, raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, yalnızca geçici mühlet tarihi esas alınıp hesaplama yapıldığını, güncel tarihli alacak miktarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürse de, İİK’nin 294/3 maddesine göre, konkordato projesinde aksi hüküm yoksa rehinle temin edilmiş alacaklar dışındaki alacaklara kesin mühlet tarihinden sonra faiz işlemesinin durduğu, yine İİK’nin 288/1 maddesine göre geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğrulduğu hükmü nazara alındığında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda geçici mühlet tarihine kadar asıl alacak ve faiz hesaplanmasında usule aykırı bir durum bulunmadığı gibi, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekse, aynı mahkemenin … esas sayılı İİK’nin 302/6 maddesine dayalı olarak açılan davada düzenlenen bilirkişi raporunda, davalı tarafından davacı alacaklıya geçici mühletten sonra ödemeler yapıldığı tarih ve miktar olarak tek tek belirtildiğinden, yapılan bu ödemelerin mahsubu suretiyle alacak miktarının belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Sonuç itibariyle; dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile yerel mahkemece aldırılan 12/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespit, hesaplama ve sair değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiş, yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına davacı tarafça yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından HMK’nin 353/1-b.1.maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30.TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nin 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, HMK’nin 353/1 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır