Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/131 E. 2023/1164 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/131 – 2023/1164
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/131
KARAR NO : 2023/1164
KARAR TARİHİ : 01/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2016/… ESAS-2020/… KARAR
DAVACI : … ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av….
DAVALI : … ÇEVRE MEMİZLİK HİZMETLERİ SANAYİ TİC. LTD. ŞTİ.-
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2023
YAZIM TARİHİ : 01/12/2023

… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih, 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin alacağının sağlanması maksadıyla … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı icra dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibinin yapıldığını, borçlu süresi içerisinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek borçlunun itirazının iptali ile idare alacağının takip tarihinden itibaren reeskont faizi, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın alacak yönünden zamanaşımı ve defi itirazının bulunduğunu, müvekkil şirketin … Taşımacılık … İş ortaklığı ile davacı arasında 365 günlük “… İl Müdürlüğünün Merkeze bağlı birimleri, misafirevi ile … , … ve … ilçelerine bağlı hizmet binalarının, olanlarının, tahsilat şubelerinin, yeşil anlarının 47 personel ile temizlik bahçe bakım ve ilaçlama hizmet alımı işi” için 785.388,41.TL bedelli 23/02/2012 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşme süresinin bitiminden sonra aynı ihaleye bağlı olarak aynı iş için 47 günlük hizmet için 157.077,68.TL bedelle 08/03/2013 tarihinde ilave sözleşme yapıldığını, sözleşmelere uygun olarak hizmet yükümlüğü yerine getirildiğini, sözleşmenin uygulanması ile ilgili olarak taraflar arasında herhangi bir ihtilafın olmadığını, davacı şirket tarafından yükümlülüğün sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğine dair 20/01/2016 tarih 2011/… -… -1-1 sayılı iş bitirme belgesinin düzenlendiğini, ayrıca teminat mektuplarının iade edildiğini, davacı şirket tarafından davalı şirket ile diğer iş ortağı olan … aleyhine iş bu icra dosyasının yanında … 4. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas, 2015/… esas, 2015/… esas olmak üzere toplam 4 adet icra takibinin yapıldığını, iş ortaklığı aleyhine dört adet dosyanın toplamı 659.867,22.TL olduğunu, ana sözleşme bedelinin 785.388,41.TL ilave sözleşmenin ise 157.077,68.TL olup toplam sözleşme bedelinin 942.466,09.TL olduğunu, icra takiplerinde talep edilen miktar sözleşme bedelinin toplam %70’ine tekamül ettiğini, hangi gerekçe ile bu alacağın talep edildiği hususunda taraflarına herhangi bir belge ibraz edilmediğini, eğer işçilere ödenilen tazminatların rücuna yönelik alacak ise bu konuda davanın yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih, 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı ile; davacı ile davalı … Çevre Temizlik Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi (eski unvan … Yapı İnşaat Limited Şirketi) arasında temizlik ve ilaçlama hizmetleri konusunda sözleşme yapıldığı, 47 personel çalıştırılması hususunda anlaşıldığı, gerek genel şartname, gerekse idari şartname ile teknik şartname ve hizmet alımına ilişkin sözleşme tasarısında yüklenicinin iş akdinin feshi nedeniyle doğan tazminatlara ilişkin doğrudan doğruya açık bir hükmün bulunmadığı, bu anlama gelecek bir takım sözleşme şartlarının yer aldığı ifade edilebilir ise de sorumluluğu doğuracak şartların açık ve yoruma açık olmaksızın net bir şekilde belirtilmesi gerektiği, nitekim Yargıtay Hukuk 13. Dairesinin müstekar kararlarında asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşme ve şartnamelerde fiili işçilik alacakları dışındaki iş akdinin feshedilmesi nedeniyle doğan tazminat alacaklarından tümüyle yüklenici alt işverenin sorumlu olacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığı, davacı tarafından … 4. İş Mahkemesinin 2013/… esas2017/… karar, 2013/… esas 2014/… karar, … 3. İş Mahkemesinin 2013/… esas 2014/… karar, … 6. İş Mahkemesinin 2013/… esas, 2014/… karar, … 4. İş Mahkemesinin 2013/… esas, 2014/… karar sayılı dosyalarının kesinleşmesi nedeniyle bu kararlar için başlatılan icra takibi sebebiyle ödenen tazminatlar sonrası davacı tarafından … İcra 4. Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyası ile rücu talebine ilişkin başlatılan takibe yapılan itiraz sonrası yapılan bilirkişi incelemesinde, işçinin çalıştığı süre ile orantılı olarak sosyal haklarından kimin sorumlu olacağı, ihbar tazminatından işçinin iş akdini fesheden son işverenin sorumlu olacağı, yıllık izin ücretinden dönemsel sorumluluk ilkesinin benimsendiği, birden çok alt işverenin olduğu hallerde orantı yapılması ilkeleri benimsenerek verilen kök ve ek raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, neticeten taraflar arasındaki sözleşme ve şartnamelerde açıkça sorumluluğun kime ait olduğu belirlenmediğinden TBK’nun 167/1 gereğince borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan eşit paylarda sorumlu olacağı hükmü gereğince davacının ödemiş olduğu 120.161,33-TL’den davalı şirkete rücu edilecek sorumluluk tutarının işçinin çalıştığı süre ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olması, yıllık izin ücretinin dönemsel olması ve birden çok alt işverenin olduğu hallerde orantı olduğu anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulü ile; … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin, 11.577,26.TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; yerel mahkemece davanın kısmen reddine dair kısmın yasa, usul ve dosya kapsamına aykırı olması nedeniyle mahkeme ilamının kısmen red kısmının kaldırılması gerektiğini, dava dosyasına sunmuş oldukları bilirkişi ve bilirkişi ek raporlarına itiraz dilekçelerini yenilediklerini, mahkemece ek bilirkişi raporuna yönelik itirazlar değerlendirilmeden hüküm verilmiş olmasının hatalı olduğunu, bilirkişinin özellikle ihbar tazminatından son işverenin sorumludur şeklindeki bilirkişinin kedi yaptığı tespite karşın sonradan ihbar tazminatını da diğer işçilik alacak kalemlerine ilave ederek yarı yarıya sorumluluk ile 2’ye bölerek hesaplama yapılmış olmasına itirazlarını yinelediklerini, mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğinden davanın kısmen reddine dair kısmın yasa, usul ve dosya kapsamına aykırı olması nedeniyle istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekilince açılan itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği, iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf sebebi bakımından çözümlenmesi gereken sorun, ihale yoluyla alınan hizmet alım sözleşmelerinde, sözleşmede yüklenicinin çalıştırdığı işçi ücretlerinden kimin hangi oranda sorumlu olacağına dair bir düzenleme bulunmadığı takdirde, davacı asıl işverenin dava dışı işçiye yapılmış bulunan demenin tamamının yüklenici konumunda olan davalı alt işverenden istenip istenemeyeceğine ilişkindir.
… İcra 4. Müdürlüğü’ne ait 2015/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Elektrik Dağıtım A.Ş. olduğu ve borçlunun … Yapı İnşaat Limited Şirketi (yeni unvanı … Çevre Temizlik Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi) ve … olduğu, takibin 115.586,85 TL asıl alacak ve 4.574,48 son ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 120.161,33 TL üzerinden başlatıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 25.07.2019 havale tarihli rapor ile; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede işçinin sosyal haklarından dolayı hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hükmün olmadığı, bundan dolayı davalıya rücu edilecek tutarın yarı yarıya sorumluluk kapsamında hesaplanan tutar olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 11.577,26 TL asıl alacağının olacağı ve bu alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerekeceği kanaatini bildirir rapor düzenlenmiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin kök rapora itirazlarının hizmet işleri genel şartnamesi ve teknik şartname ile idari şartname değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesinin istenilmesi üzerine aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 25.10.2019 tarihli ek raporda; ilgili genel şartnamenin 38.maddesinde ve teknik şartnamenin 11.2 maddesinde 4857 sayılı yasadan kaynaklanan işçilik haklarından hangi tarafın sorumlu olacağı hakkında belirleyici bir hükmün olmadığının görüldüğü belirtilerek belirsizlik taşıyan sözleşmelerde tarafların sorumluluklarının yarı yarıya paylaştırılması gerektiğinden bahisle davacının davalı şirketten 11.577,26 TL asıl alacağının olacağı ve bu alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerekeceği kanaati bildirilmiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin ek rapora itirazları değerlendirilmek suretiyle yeniden ek düzenlenilmesinin istenilmesi üzerine aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 24.02.2020 tarihli 2.ek raporda önceki kök ve ek rapordaki asıl işverenler arasındaki hesaplamadan sonra alt işverenler ile asıl işveren davacı arasındaki rücu ilişkisi yönünden sorumluluk hesaplamasının taraflar arasındaki sözleşmelere göre belirlendiği ve yapılan hesaplamada herhangi bir yanlışlık bulunmadığı belirtilerek davacının davalı alt işveren şirketten rücuen alacağının şirketten yarı yarıya (% 50 oranında) sorumluluğa göre 11.577,26 TL ve tam (%100 oranında) sorumluluğa göre 23.154,52 TL olacağı, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerekeceği kanaati bildirilmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 15.HD’nin 2021/933-2926 EK sayılı ilamı bu mahiyettedir)
Davalı alt işverenin asıl işveren olan davacıya karşı işçilik alacaklarından kendi dönemi ile sınırlı olarak sorumlu olup, davalının işçiyi çalıştırmadığı dönemlerden dolayı sorumluluk altına sokulması doğru değildir.(Yargıtay 13. HD’sinin 2016/1699-2018/3248- Yargıtay 23. HD’sinin 2014/700-2015/709 EK sayılı karaları benzer mahiyettedir)
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü bulunmamaktadır. (Yargıtay 15.HD’sinin 2021/1308-351 EK ve Yargıtay 23.HD’sinin 2019/1244-2020/2303 EK sayılı kararı bu mahiyettedir.)
Davalının sorumlu olduğu miktarın dava dışı işçiyi çalıştırdığı süre ile sınırlı olduğu ve ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davalının dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemde sorumlu olduğu miktarın 23.154,52 TL olarak belirlendiği, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca işçilik alacaklarından davacının sorumlu olacağına dair bir hüküm olmadığı anlaşılarak, davacının davalının sorumlu olduğu bu bedeli talep edebileceği anlaşılarak, davanın yukarıda açıklandığı şekilde kısmen kabulü yerine anılan şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 23.154,52 TL üzerinden takibin devamına, davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşılmakla, davalının 23.154,52 TL üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde oluşturulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih, 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 353/1-b/2. maddesi uyarınca … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih, 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-DAVANIN KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİNE,
a)Davalı tarafça … İcra 4. Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı takibe yapılan itirazın iptali ile takibin 23.154,52 TL asıl alacak üzerinden takibin takipteki şartlarla DEVAMINA,
b)Hüküm altına alınan 23.154,52 TL alacağın %20’si oranına karşılık gelen 4.630,90 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c) Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 1.581,68.TL nispi karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 2.052,06.TL harçtan mahsubu ile bakiye 470,38.TL harcın kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
6-6100 Sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından peşin yatırılan ve mahsubuna karar verilen 1.581,68.TL karar harcı ile 29,20.TL başvurma harcının toplamı olan 1.610,88.TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından harcaması yapılan 105,70.TL tebligat gideri, 11,60.TL müzekkere gideri, 500,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 617,30.TL yargılama giderinin davada kabul/red oranına göre 118,95.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 330 maddesi gereğince davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.900,00.TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-6100 Sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre red edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.900,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacıdan peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6100 sayılı HMK’nun 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 148,60.TL istinaf başvuru harcı, 35,50.TL tebligat gideri ve 45,10.TL posta gideri olmak üzere toplam 229,20.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara İADESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 01/12/2023 tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır