Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1261 – 2021/1243
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1261
KARAR NO : 2021/1243
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
YAZIM TARİHİ : 03/11/2021
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. tarih ve …… esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, borçlu şirketin taşımacılık işlemleri karşılığında 8 adet fatura tanzim ettiğini ancak buna rağmen ödeme yapılmadığını, araç bekletilmesine binaen tanzim edilmiş faturanın …… tarihinde tanzim edildiğini, ticari ilişkiden kaynaklı olan alacaklarının 50.948,00.USD olduğunu, …… tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, faturaların mevcudiyetine rağmen borçlu-davalının ödeme yapmadığını, ödeme emrine haksız yere itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafından borcu ödeme konusunda iyiniyetli davranmaması, yapılan takibe haksız itirazı ve alacağın tahsiline engel olacak şekilde mal kaçırmalarının önüne geçilmesinin gerekmesi nedeniyle tüm menkul ve gayrimenkullerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaliyle takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nin ….. tarihli tensip tutanağının.. nolu ara karar ile; ihtiyati tedbir talebinin reddine, aleyhine ihtiyati haciz istenen davalı-borçlu … Lojistik İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne 50.548,00-USD borçlanmış olup, borcun ödeme günü geçtiği halde borçlu tarafından ödenmediği ve alacağın bir şekilde güvence altına alınması da söz konusu olmadığından, İİK.’nın 257. ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebinin %15 teminat karşılığında olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili davaya beyan ve ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, yetkili mahkemenin aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, taraflar arasında uzun süren bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili şirkete davacı tarafından toplamda 77.537,00.USD değerinde fatura kesildiğini, kesilen bu faturalara istinaden müvekkili şirket tarafından davacı şirkete 70.180,00.USD ödeme yapıldığını, ayrıca müvekkili şirket tarafından davacı şirket adına toplamda 10.282,00.USD değerinde fatura/çek kesildiğini, ticari ilişkiden doğan alacaklar sonucunda müvekkili şirketin 29.036,00.USD alacağının muaccel hale geldiğini ancak davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını savunarak müvekkillerinin hak, alacak ve malları üzerine konulan ihtiyati haczin veya yakalamanın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; alacaklının ihtiyati haciz talebinin fatura, tır karnesi ve gümrük belgelerine dayandığı, ihtiyati haciz isteminde bulunan alacaklı ile borçlu arasında taşıma sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişkinin bulunduğu, davalı vekili de aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ederek borcu ödediğini ve ihtiyati hacizde Mahkemenin yetkisiz olduğunu savunarak ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkeme aksi kanaatte ise araçlar üzerindeki yakalamaların kaldırılmasını talep ettiği, tensip ile birlikte ihtiyati haciz kararı verildiği, dava dilekçesinin SGK kayıtlarına göre davalının daimi çalışanı olan …’e …… tarihinde tebliğ edildiği, davalı taraf süresinde davaya cevap vermeyerek davayı inkar ettiği ve süresinde yetki itirazında bulunmadığı, dolayısıyla uyuşmazlığı çözmekte mahkemenin yetkili hale geldiği, davalı vekili ödemeye ilişkin belge sunmuş ise de ödemelerin dava konusu faturalara yönelik olup olmadığının tespit edilemediği, ödeme konusunun yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın reddine, davalı vekilinin Mersin 8. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı takip dosyasında araçlar üzerindeki yakalamaların kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce yapılan yakalamaların kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunun İcra Takip Hukukuna ilişkin işlerden olması sebebiyle icra prosedüründe icra müdürlüğü veya itiraz ve şikayet yolu ile icra mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiğinden mahkemece bu hususta karar verilemeyeceğinden davacının icra takip dosyalarındaki yakalamaların kaldırılması talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirket ile uzun süre zamanla gelişen ticari güvene dayalı iş yaptıklarını, davacı şirkete herhangi bir ilişkiden kaynaklı borcunun bulunmadığını, davacı şirkete duyulan ticari güvenden kaynaklı talep neticesinde fazla ödemeler olduğunu, davacı şirketten alacaklı olduğunu, mahkemece taraflar arasında düzenlenmiş faturalar ve cari hesap ekstreleri dikkate alınmadan hatalı ve hukuka aykırı olarak itirazın reddine karar verildiğini, davacı şirket tarafından müvekkili şirket adına toplamda 77.537,00.USD değerinde fatura kesildiğini, kesilen bu faturalara istinaden müvekkili şirket tarafından davalı şirkete 70.180,00.USD ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından da davalı şirket adına toplamda 10.282,00.USD değerinde fatura/çek kesildiğini, davacı şirketin sigortalı çalışanlarına da müvekkili şirket tarafından 26.111,00.USD ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin davacıdan 29.036,00.USD alacaklı olduğunu, dosyada yaklaşık ispata yönelik delilin bulunmadığını, iş yapıldığının ispat edemediğini, yakalamanın mahkemece kaldırılması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, taşıma işine ilişkin olarak düzenlenen e-faturalar, ödeme belgeleri ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, istinaf başvurusuna konu uyuşmazlık ise ihtiyati hacze itiraz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukukî himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.
Somut olayda taraflar arasında taşıma ilişkisi olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlık ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı ve davalının ihtiyati hacze itirazı üzerine verilen itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı taraf, dayandığı e-faturalar, tır karnesi ve gümrük belgeleri ile ihtiyati haciz için aranan yaklaşık ispat şartını yerine getirdiği, davalı tarafça ödemeye ilişkin bir takım belgeler sunmuş ise de ödemelerin dava konusu faturalara yönelik olup olmadığının tespit edilemediği ve yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu öte yandan araçlar üzerindeki yakalamaların kaldırılması talebinin İcra Takip Hukukuna ilişkin işlerden olması sebebiyle icra prosedüründe icra müdürlüğü veya itiraz ve şikayet yolu ile icra mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmesinin de doğru olduğu anlaşıldığından, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır