Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1245 E. 2021/1241 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1245
KARAR NO : 2021/1241
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI 2-…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… tarih ve …. Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, istinaf başvurusuna tabi bir karar olduğu, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan…. düzenlenme tarihli, …… vade tarihli, 180.000,00.TL bedelli bono dolayısıyla söz konusu takip ve ferileri yönünden takibe konu toplam takip çıkışı miktarı olan 192.813,29.TL davalılara borçlu olmadığının tespiti ile müvekkili aleyhine başlatılan dava konusu icra takibinden sonra davalı aleyhine açılacak menfi tespit davasına esas olmak üzere arabuluculuk yoluna başvurulduğundan, “…İİK 72. maddesi gereğince teminatsız, aksi halde uygun görülecek bir teminat karşılığında öncelikle söz konusu icra takiplerinin durdurulması, takiplerin durdurulması yönündeki talebin uygun görülmemesi halinde ise İİK’nun 72. maddesinin 3. fıkrası gereği icra takipleri sonunda icra veznesine giren paranın davalıya ödenmemesi ve davalı … tarafından müvekkilinin hissedarı olduğu Adıyaman ili Kahta ilçesi …. köyü;…. Ada …… Parsel, …… Ada, … Parsel, … Ada, …. Parsel, … Ada, …. Parsel, …. Ada, …. Parsel,…. Ada, ….. Parsel, …. Ada,… Parsel, …. Ada, …. Parsel, ….. Ada, …. Parsel, ….. Ada…. Parselde kayıtlı bulunan taşınmazların satışı için Kahta Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığından söz konusu taşınmazlar için satışın durdurulması bakımından İhtiyati Tedbir Kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. tarih ve …. Esas sayılı ara kararı ile; davacı vekilinin, takibin durdurulmasına ve satışın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı vekilinin icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin ise Adana 2. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında takip konusu alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 oranıda ve (38.562,65.TL) teminatın mahkeme veznesine nakit depo edilmesi ya da teminat mektubu sunulması halinde icra veznesine sadece davacı … tarafından yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; davacı müvekkilinin davalılara dava konusu icra takibine konu bono nedeniyle borçlu olmadığı ortada olup daha fazla mağduriyet yaşanmaması için ilk derece mahkemesinin takibin ve satışın teminatsız olarak durdurmaya yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğunu bu nedenle mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak talep gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince …… tarihli ara karar ile icra takibinin tedbiren durdurulmasına ilişkin talebinin reddine, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince icra takibinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …….. Soruşturma Karar Sayılı kararının incelenmesinden müştekinin … ,şüphelilerin ……. ve … olduğu resmi belgede sahtecilik ve bedelsiz senet kullanma suçundan yapılan soruşturma neticesinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK’nın 72/3. fıkrasına göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Öte yandan takibe konu kambiyo senedinin soyut iddialarla sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak kambiyo senedinin hiç bir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmektedir. Ayrıca belirtmek gerekirse; İcra ve iflas hukuku, icra ve iflas takiplerinin usul hukuku niteliğindedir. Bu hukuk dalının amacı, bir yandan takip alacaklısının alacağına kavuşması için borçlu veya üçüncü kişilerin çıkarabilecekleri zorlukları ortadan kaldırmak, diğer yandan kötüniyetli takiplere karşı takip borçlusunun kendisini korumasını sağlayacak hukuki çareler bulmak, bu arada takipten etkilenen üçüncü kişilerin menfaatlerini korumak, takip işlemlerinin yapılması sırasında insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesini önlemektir. İcra iflas hukukunun en önemli kaynağı İcra ve İflas Kanunu olup, bu Kanun, icra ve iflas takibinden, tahsile kadar uygulanması gereken usul hükümlerini düzenlemektedir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise, İcra ve İflas Kanunu’nda bir hüküm olmayan hallerde, ancak İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça gönderme olması (İİK 50, 68/a-4 gibi) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması (zorunlu dava arkadaşlığı) hallerinde uygulanabilir. Bu ilkeler ışığında HMK’nın 209/1. maddesinin ilamsız icra takiplerine etkisi değerlendirilmelidir. Bu maddeye göre “adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” Bu maddenin icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmamaktadır.
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK’nın 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HUMK’nın 209. maddesi uygulanamaz. İmza itirazı, İİK’nın 170/1. maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK. M. 170/2).
Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK’nın 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi durdurulabilir. Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası, Cumhuriyet Savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davada kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. (HGK’nın 08/06/2016 tarih ve 2014/12-1128 Esas, 2016/774 Karar)
Ancak sahteciliğin soyut bir iddia olmaktan çıkarak somut delillere ulaşıldığı durumlarda HMK’nın 389, 209/1. ve 72/2. maddeleri birlikte değerlendirilerek takibin tedbiren durdurulması mümkündür. Böyle bir senede dayanılarak başlatılan takibin dava sonuna kadar devam etmesi, bu davadan beklenen sonucu tamamen ortadan kaldırabilecektir. Başka bir ifadeyle, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilecektir. Kaldı ki borçlu, sahte bir senedin varlığından çoğunlukla ödeme emrinin tebliği ile haberdar olmaktadır. Bu durumda takipten önce menfi tespit davası açması zaten mümkün olmamaktadır. Senedin sahteliğini işaret eden kuvvetli delillere rağmen, bu senedi üreten yada sahteliğini bilerek kullanan kişiyi, HMK’daki genel düzenlemeler dikkate alınmadan yalnızca İİK’nın 72/3 md.nin koruyuculuğundan yaralandırmak hakkaniyetli olmayacaktır.
Somut dosyamızda davacının dava konusu bonodaki imzaya bir itirazının olmadığı, davacının suç duyurusu üzerine yapılan soruşturma neticesinde takipsizlik kararı verildiği, dava konusu bononun davalıdan zorla alındığına dair bir ceza mahkemesi kararı da bulunmadığı tüm bu durumlar karşısında yukarıda açıklandığı üzere HMK’nun 389.maddesi kapsamında tedbir kararı verilmesinin şartlarınında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. tarih ve …… Esas sayılı ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nın 330. Maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak 03/11/2021 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır